Melin DOBRAN
Kuzey Kıbrıs’ın sağlık alanındaki şampiyonluklarına bir de cinsel hastalıklar eklendi. Özellikle son yıllarda bel soğukluğu, Frengi, cinsel organda siğil (Kondiloma), Genital uçuk, Klamidya enfeksiyonu gibi hastalıkların arttığı belirtilirken, çok sayıda insanın ‘mahcubiyet’ veya parasızlık nedeniyle doktora gitmekten çekindiği, böylece üzerindeki hastalığı sürekli başkalarına da sattığı öğrenildi.
Diyalog muhabirinin görüşlerine başvurduğu Ürolog Dr. Alper Sözüöz, çoklu, korumasız ilişki nedeniyle ülkede cinsel hastalıklardaki çeşitliğinin arttığını ve bunların denetlenmesi gerektiğini söyledi.
Sözüöz “eskiden bizim ülkemizde sadece bel soğukluğu, Frengi vakası görülürdü. Ama son zamanlarda, nüfus artışına paralel olarak AİDS, Klamidya enfeksiyonu, Genital uçuk gibi hastalıklar görülüyor ve her geçen gün bu tür vakaların sayısı artıyor” dedi.
Genel bir rakam vermenin zor olduğunu anlatan Dr.Sözüöz “kliniğe gindenler, hastanelerde gidenler veya eczanelerden ilaç alarak kendi kendine tedavi olmaya çalışanlar var. Ayrıca çok sayıda insan ya çekindiği için, ya da parasızlıktan dolayı doktora görünmüyor” diyerek, bunun çok yanlış olduğunu söyledi. Ürolog Dr.Alper Sözüöz şöyle devam etti:
Girişlerde denetim şart
“Ülkemize gelen yabancıların sayısında artış vardır. Kimisi öğrenci, kimisi çalışmaya geliyor. Ve bu insanlar bir türlü cinsel ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor, ilişkiye giriyor. Bazıları korunma ihtiyacı da hissetmiyor. Prezervatif yüzde 100 koruyucu olmamakla birlikte, bel soğukluğuna karşı bir önlemdir. Bunu kullanmayanlar temas sonrasında hastalığı kapıyor. Tedavi olmadığı sürece üzerindeki başkalarına satıyor. Bu tehlikeli bir durumdur.”
Cinsel hastalıkların yayılmasında bir başka etkenin çoklu, korunmasız ilişkiler olduğuna dikkat çeken Dr.Sözüöz, ülkeye girişlerde sağlık denetimi yapılmasını önerdi. Sözüöz “eğer ülkeye giriş noktasında önlem alınırsa, dıştan gelen hastalıkların sayısı azaltılabilir”dedi.
Akıntı şikayetleri çok fazla
Hastaların daha çok bel soğukluğu şikayetiyle tedaviye geldiklerini anlatan Sözüöz, erken zamanda bir hekime gidilmemesi durumunda, hastalığın daha üst organlara yayılarak problem yaratacağı uyarısında bulundu.
Bazı insanların umursamazlığı yüzünden,bazılarının da ekonomik sıkıntı yüzünden hekime gitmediklerini belirten Sözüöz, kişilerin kendilerine göre tedavi uygulamalarının, ilerideki yaşantıları ve sağlıkları açısından önemli problemlere yol açabileceğini kaydetti.
Prostat kanseri uyarısı
Ürolog Dr.Alper Sözüöz, prostat kanserinin geçmiş yıllara göre daha sık görüldüğünü belirtirken, ortalama ömrün uzamasıyla ve çevresel etkenlerden dolayı bu hastalığın arttığını söyledi.
Sözüöz,40 yaş ve üzeri her erkeğin mutlaka bir taramadan geçmesi gerektiğini ifade ederek, prostat kanserinin ilerlemeden önüne geçilmesi için duyarlı olunmasını istedi.
Beslenme, çevre faktörleri ve sigara gibi zararlı alışkanlıkların prostat kanserinde önemli rol oynadığını ifade eden Sözüöz, genetiğin de önemli olduğuna dikkat çekti.
Kimler risk altında?
Dr.Alper Sözüöz, “bir erkekte prostat kanseri var ise,olmayana göre onun çocuğuna geçme olasılığı 2 -3 misli daha fazladır. Örneğin, kimyasal maddeler, böcek ilaçlama işi yapanlar, tarımsal ilaçlarla çalışanlar, pil, kauçuk ve petrol sanayisinde çalışanların kanser olma olasılığı daha fazladır. Fazla kalsiyum alımı, prostat kanserini tetikler. Hayvani yağ ve kırmızı et ile beslenenlerde prostat kanseri daha sık görülüyor’’ dedi.
Coğrafi bölgenin öneminden de bahseden Sözüöz, androjen hormonunun uzun yıllar boyunca sigaraya ve yanlış beslenmeye maruz kalmasının prostat kanserinin gelişiminde önemli bir etken olduğunu belirtti. Sözüöz, Akdeniz diyeti ve farklı beslenme şekilleriyle, prostat kanserinin kısmen önlenebileceğini de kaydetti.
Bu hastalığın, daha çok 50 yaş üzerinde görüldüğünü ve 70’li yaşlarda paralel olarak arttığını anlatan Sözüöz, bu tür kanserin yaş ilerledikçe çok yavaş seyirli olduğuna dikkat çekti.
Prostat kanserinin belirtileri
Sözüöz’ün verdiği bilgi göre, “hastalığın ilk evrelerinde insanlar prostat kanseri olduğunu anlayamaz ve ancak bu hastalık kişiyi rahatsız edecek boyuta geldiği zaman,tarama sonucu ortaya çıkar. Bu sinsi hastalığın erken tanınması, PSA ve kan tahlili sonucu belli olur.”
Dr.Alper Sözüöz,’”PSA değeri 0-4 arası normaldir. Tahlil değeri 4’ün üzerine çıkmışsa,prostat kanseri var mı yok mu diye doktor araştırma yapar, ya da biyopsi ile patolojiye gönderilmek üzere hastadan parça alınır. Genel olarak hastalar idrar şikayeti, sık idrara çıkma, zor idrar yapma, kanlı idrar ve idrar yaparken yanma hissi şikayetleri ile geliyorlar. Hastalık, erken taramalarda ise PSA tetkikleriyle meydana çıkıyor. Erken safhalarda yakalarsak ameliyat yapıyoruz’’ diye konuştu.
Ne tür önlemler alınır
Sağlıklı beslenmek,yağdan fakir beslenmek, Akdeniz diyeti, bol bol güneşlenmek, sigaradan uzak durmak ve ailede prostat kanseri vakası varsa 40 yaşından sonra yılda bir kez PSA tahlili yaptırmak lazım. Ayrıca idrar şikayeti varsa,ürolojik kontrolden geçilmesi gerekir.
Güncelleme Tarihi: 13 Nisan 2014, 04:05