Çiğdem AYDIN
Ulusal Birlik Partisi (UBP)- Halkın Partisi (HP) hükümetinin güvenoyu alması ve uzun bayram tatilinin sona ermesi üzerine ‘beklentiler’ konusunda görüşlerine başvurduğumuz eski siyasiler, önceliğin ekonomik sorunlara ve kamu reformuna verilmesini istedi. Ülkenin yangı yerine döndüğünü söyleyen eski siyasiler, parasız yapılacak işlerin de olduğunu söylediler.
Eski Başbakanlardan Hakkı Atun, eski bakanlardan İsmail Bozkurt, Hasan Özbaflı, Kutlay Erk, Ertuğrul Hasipoğlu, Tansel Doratlı ve eski milletvekillerinden Mehmet Çağlar, yeni hükümetin yapması gerekenler konusunda önemli görüşler ortaya koydu. Özellikle Atun “geçmişte birçok hatalar yaptık, bazı kesimlere aşırı haklar verdik. Şimdi bunların budanması lazım” dedi.
İşte görüşler:
Hakkı Atun (Eski Başbakan ve Meclis Başkanı):
Hükümet programını gözden geçirme fırsatım oldu. Bakıyorum ihale yasası ile ilgili ihaleye çıkılacak diyor arsalarla ve benzeri konularda. Zaten olması gereken budur. Hükümet programına yazılması ilginç oldu. Şimdi konumuza gelecek olursak benim beklentim ciddi yapısal değişiklikler yapılması gerekiyor.
Maliye Bakanlığının altında bulunan Bütçe ve Hazine Dairesinin Başbakanlığa bağlanmasını yanlış buluyorum bu güven eksikliğinden kaynaklanıyorsa zaten Bakanalar kurulu vardır alınacak kararları orada da alınabilirdi. Bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini söyleyebilirim. Hükümetten diğer beklentilerim ilk biz bu devleti kurarken 45 yıl önce hatalar yaptık. Bizden sonrakiler de hatalar yaptı, şimdi bunların hepsinin düzeltilmesi gerekiyor. İlk olarak sendikalara verilen hoyratça hakların normalleşmesi gerekiyor.
Emeklilere verilen haklar budanmalıdır, gereğinden fazladır ve mevcut kamu çalışanlarının bir takım ekstra hak ve ödenekleri vardır bunlar düzeltilmedir. Liyakat öne çıkmalıdır. Gerekirse kamu dairelerinde yeniden sınavlar düzenlenmeli bürokratlar ona göre şekil almalıdır.
Siyasi atamalar dışında hiçbir yere üçlü kararname ile atama yapılmamalıdır. Devletin denetim mekanizması çalıştırılmalıdır ceza ödül yöntemi etkin bir şekilde hayata geçirilmelidir. Yani yapısal sorunlar derhal düzeltilmelidir devlet yeni baştan sil baştan yapılandırılmalıdır.
Daha sonra ekonomik anlamda gerekli girişimler yapılabilir. Tabi ki Türkiye’mizin yardımı olmadan pek de bir şey yapmak ekonomik ve yatırım anlamında mümkün değil. Üretimi artıralım ama bu yeterli değil ülke yatırım ister ve bizi tek tanıyan Türkiye Cumhuriyetidir geçmişten günümüze gelen bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bir de yeni yasalar çıkarılmalıdır ağzı olan bugün Türkiye Cumhuriyetine ve KKTC’ye söver oldu bunun devleti yıpratmaya yönelik bir yasa altına alınarak herkesin ağzının ayarını düzeltmesi sağlanmalıdır.”
İsmail Bozkurt (Eski bakan):
“Zaman gösterecek ne kadar başarılı olup olmayacaklarını. Benim beklentim özellikle ekonomik durumla ilgili iyileştirme kalkındırma programlarını varsa, süratle hayata geçirmeleridir. Öncelikli konuları başta ekonomi olmalı.
Halkın Partisi’nin özellikle üzerinde durduğu yolsuzluk usulsüzlük konularında süratli davranıp sonuca ulaşmaları gerekir.
Kamu reformu konusu çok önemli bu konuda ciddi ve istikrarlı adımlar atmalıdırlar. Önemli köklü değişimleri hayata geçirmelerini bekliyorum.
Türkiye’den para gelmemesi halinde birçok parasal şeyi yapamazlar ama para olmadan yapılabilecek şeyler vardır. Örneğin; imar planları, kamu reformu, yasalarda güncelleme gibi birçok konu vardır ki bunlar para olmadan da yapılabilir. Yolsuzlukların üzerine gidilmesi de bunlardan biridir.”
Hasan Özbaflı (Eski bakan:
“Her şeyden önce yeni hükumetin ulusal çizgide yeni bir politika üretmesini istiyorum. Meclisin de üzerinde bir ulusal konsey oluşturulmalı ve Kıbrıs konusu sadece Cumhurbaşkanına bırakılmamalıdır.
Bunun dışında bir referanduma gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu halka iki soru sorulacak birincisi hala federasyon istiyor musunuz? İkincisi ülkemizde Başkanlık sistemine geçilmeli midir? Halk artık karar verecek bu ülke sıfırdan yaratılacak başkanlık sisteminin birçok sorunu çözeceğine inanıyorum hükumetten beklentim bu yöndedir. Ekonomik sıkıntıların Türkiye ile birlikte aşılabileceğine inanıyorum. Ama önce kendi halkımıza inanıyorum bu ülkenin kendi vatandaşının gelirleri bu ülkeyi kalkındırmaya yeter eğer doğru şekilde kullanılırsa. Bana göre öncelik bu olmalı. Referanduma ile beraber her şeyi değişmek lazım.”
Ertuğrul Hasipoğlu (Eski meclis başkanı ve bakan):
“Yeni hükumetin ilk olarak ülkedeki ekonomik sorunları çözmelidir. Ülke yangın yerine döndü, zamlar ardı ardına geldi halkın rahatlatılması gerekiyor. Esnafın rahatlatılması gerekiyor yatırımların önü açılmalı.
Türkiye ile ilişkiler yeniden düzeltilmeli. Et ve tırnak birbirinden ayrılmaz bunu iyi bilmeliyiz. Türkiye’den kaynak gelişi için girişimler yapılmalı bu sırada eğer yapılması gereken başka bazı reformlar da varsa onlar süratli bir şekilde yapılmalıdır. Turizm ve Üniversite sektörleri için yeni projeler geliştirilmelidir. Yurt içi ve yurt dışı yatırımcılarının bürokratik engellere takılmasının önü açılmalıdır ki ülkeye sıcak para girişi olsun. Türkiye para göndermezse bir arpa boyu ilerlemek ekonomik anlamda zor.”
Tansel Doratlı (Eski bakan)
“Beklentimiz çok tabi ki. İlk olarak ekonominin sürdürülebilir bir şekilde dizayn edilmesini bekliyorum. Popülizmden uzak bir anlayışla hareket edilmesi önemli.
Üretime dayalı bir ekonomik yapı oluşturulması çok önemli ama üretimin standartlaşması gerek yani yurt dışına gönderdiğimizde o ürün sınır kapılarından geri gönderilmemeli. Adaletli liyakat dayalı bir sistem oluşturulmalı. Ülkenin alt yapısına önem verilmelidir, yollar kanalizasyonlar yapılmalıdır.
Mutlak suretle dış kaynaklara ihtiyacımız vardır ve tek dış kaynağımız da Türkiye’dir. Bu yüzden Türkiye’den gelecek her türlü katkıya ihtiyacımız vardır. Fakat gelen kaynakları da doğru kullanmak zorundayız.”
Mehmet Çağlar (Eski milletvekili)
“4’lü koalisyon olarak kurulan Erhürman hükümeti her ne kadar da bir ilk olma özelliğini taşıyorsa idi ve koalisyonları yürütmek zor da olsa yine de bir umuttu değişimi gerçekleştirebilmek adına, toplumun geniş bir kesimini temsil etmesi açısından. Ancak daha kurulduğu ilk günden itibaren gerek Türk lirasının döviz karşısındaki düşüşünün yarattığı ekonomideki sarsıntı, gerek ülkedeki altyapının eksikliklerinin de katkı sağladığı doğal felaketlerin yarattığı sorunlar, gerekse Türkiye’de yaşanan siyasal yapıdaki değişikliklerin yarattığı belirsizlikler nedeniyle yaşanan mali sorunlar, Erhürman hükümetini değişim yaratmaktan ziyade ortaya çıkan sorunların daha da derinleşmesini engellemeye çalışan bir hükümet durumuna düşürdü.
UBP’de yaşanan kurultay sonrası da Sayın Tatar’ın başkanlığa gelmesinin ardından UBP-HP hükümetinin kurulacağı algısını yaratan demeçler ve çalışmalar hız kazandı. Ana Muhalefet görevini sürdüren UBP hükümete toplum adına alternatif öneriler sunmak yerine sadece hükümeti başarısızlıkla suçlayıp özellikle de 4’lü koalisyonun uyumsuzluğuna vurgu yapmayı benimsedi. Özersay’ın UBP ile ortaklığı üzerine çalışıldı. Özgürgün sonrası UBP ile Özersay’ın hükümet kurması, UBP’nin 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine güçlü aday göstermemesi ve Özersay’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığında durumunun daha güçlü olması hedeflenmiş algısı yaratıldı.
4’lü koalisyonun sürmesi durumunda gerek Denktaş’ın olası adaylığı, gerek CTP’de muhtemel Erhürman adaylığı, gerekse de TDP’nin Sayın Akıncı’nın olası adaylığında ona destek verecek olması Özersay için bir handikap yaratır düşüncesi oluşmuş olabilir HP kanadında.
Bir taraftan da 2019-2021 mali protokolünün çalışılmış olmasına ve KKTC hükümeti gerekli projeleri tamamlamasına rağmen 15 aylık hükümet döneminde yalnızca 2018 yılında 100 milyon ₺ olan bir akış sağlanması ve bunun da büyük bir oranda TC’de açılan ihaleler için kullanılması, TC kanadının protokolü henüz hazır hale getirip imzalama aşamasına getirmemesi koalisyon hükümetini sıkıntıya sokan bir durum olmuştu.
UBP ise bu durumu TC’nin 4’lü koalisyonu istemediği algısını yaratmayı tercih ederek 4’lü koalisyonun bozulmasının önünü açmış oldu. Ve sonunda halkın çok da inanmadığı bir arazi konusu öne çıkarılarak Özersay hükümetten çekildi. Ardından da her türlü geçmiş söylemler, vizyonlar ve davranımlar unutulup UBP-HP hükümeti kurulmuş oldu. Yani bir açıdan malumun ilanı gerçekleşmiş oldu. Hükümet programına bakıldığında değişim ve dönüşümü hedefleyen projelere pek rastlanmadığını görmekteyiz.
Bütün beklenti TC’den gelecek mali kaynağa dayandırılmış. Geçmişte bırakmak istediğimiz “Alan-veren/buyuran-uygulayan” yöntemlerine geri dönüleceğinin sinyalleri görülmektedir ki bu oldukça düşündürücüdür. Oysa tam 15 ay boyunca TC’den mali kaynak gelmemesine karşın 4’lü koalisyon zor da olsa ülke ekonomisini yönetmeye çalışmış ve bugünlere taşıyabilmişti toplumu.
Kıbrıslı Türklerin dünyadaki yerini alabilmesi ve barış isteyen bir toplum olduğu algısının değiştirilmeden BM parametrelerinden uzaklaşmadan federal çözüme desteğin sürmesi oldukça önemlidir. Daha ilk günden ve hükümet programına da koyarak BM parametrelerinin ve bir Türk tezi olan Federal çözümün aksine 1990’ların ikinci yarısındaki politikalar gibi iki devletliliği öne çıkarmak ne Kıbrıslı Türklere ne de Türkiye’ye bir tarar sağlamayacaktır.
Devletteki istihdam konusunun derhal ele alınması, yapısal değişiklikler de planlanarak devlet çalışanlarının nitelikleri de artırılıp gerekli düzenlemelerin ve yer değişikliklerinin de yapılması, bundan sonra istihdam edilecek yerlerle ilgili standartların değiştirilip yükseltilmesi şarttır. Daha önce de belirttiğim gibi eğitim sistemini onarmak yerine topluma uygun ve toplumun ihtiyacı olan insan yetiştirme sistemini bir devlet politikası olarak ele almak şarttır, zorunluluktur, toplumsal bir ödevdir. Yükseköğretimin de Kıbrıslı Türkler için yeniden ele alınması, meslek yüksekokullarının oluşması, sanata ve estetiğe önem ceren bir yapının tesis edilmesi zorunluluktur. Turizm için de bu şarttır.
Kutlay Erk (Eski bakan)
“Yeni hükümetin programında yazdıklarını eksiksiz olarak yapmasını bekliyorum; herhalde yapmayı planladıkları ve yapabileceklerinden emin olduklarından oluşan bir program hazırlamışlardır.
Öncelik ekonomik sorunlar olmalı, Türkiye'nin İstanbul belediyesi seçiminden sonra TL'nin yabancı para birimleri karşısında daha sert düşüş göstereceği öngörülmektedir.
Ayrıca hükümet sağlık konularında, özellikle kamu doktorlarının özel çalışması konularında çözüm üretmelidir. Yeni eğitim yılının sorunsuz başlaması da hükümetinin önceliklerinden olmalı. Turizm sezonuna girmiş bulunuyoruz, turist ama gerçek turist sayısında artış sağlasınlar. Üniversitelere yeni öğrenci girişi girişinde azalma olacağı söyleniyor, bunu da kaliteden ödün vermeden artırmaları hükümetin önceliği olmalı.
Türkiye'den para gelmeden eski hükümet 14 ay icraat yaptı; yenisi de yapabilmesi gerek. Yapabilecek mi? Hayır... Çünkü UBP Türkiye'den alıp KKTC'de dağıtmayı hükümet etmek sanan bir partidir. Türkiye de onları çok sevdiği için önüne ardına bakmadan paraları veriri. Dolayısıyla, Türkiye'den para gelmeyeceğini sanmam, Türkiye kendi kurdurduğu UBP-HP hükümetini tabiri mazur görünüz 'kazıklamış' olacak. Ve para gelmezse, bu hükümet iş yapamayacak. BU hükümet akılcı gelir - yönetimi ve akıllı gider yönetimini bilen partilerden oluşmuyor.”
sanki BU PİSLİKLER, bakan ya da vekil iken bir iyi iş yapmış gibi, bunlara mikrofon tutuluyor!
faydalı insanlara mikrofon tutun !