Ülkemiz doğanın bahşettiği tüm güzellikleri üzerinde bulunduğu coğrafyanın avantajları ile şüphesiz barındırıyor. Hatırlanacağı üzere geçen hafta mukayeseli avantajlarından da bahsetmiştim.
Turizm sektöründe son zamanlarda herkes kendi düşüncelerini özgürce ifade ederken aslında siyaset, ekonomi sarmalında boğulup esas olgudan uzaklaşıyor. Evet, tüm dünyayı tehdit eden, ekonomik çarkların nerede ise durma noktasına geldiği salgın neticesinde olanlar, bir anlamda öyle anlaşılıyor ki aklımızı başımıza getirmeye başladı. Aklımız yerinde değil miydi? Ne münasebet ama gündelik akıp giden koşuşturma içerisinde bazı değerlerimizden uzaklaşmıştık farkında olmadan. Evde pişen zeytinli, hellimli, köy çöreği, kabak böreği kokularını özler olmuştuk. Hele bahçede olan köy fırını içerisinde pişirilen patates kebabını, mis gibi yavaş yavaş pişen ve kokusundan başınızın döndüğü fırın kebabını özler olmuştuk. Örnekleri çoğaltmak gerekirse, muhallebicileri, sokak sokak dolaşan bisiklet üzerine kurulmuş tezgâhlarda satış yapan dondurmacıları arar olmuştuk.
Esas mesele, kendi özünü kültürünü, doğanın, tarihin, geçmişin izlerinden kopup gelen sosyolojik yapıyı pazarlayabilen destinasyonlar bugün turizm dünyasında başarı hikayeleri yazanlardır.
Hiç unutmam, San Giminiano Orta Çağ İtalya kasabasında her yıl dünya dondurma ödülü alan geleneksel dondurmanın tadına varmak için sıra bekleyen insanların kasaba meydanında yarattığı tatlı heyecana şahit olurken yitirdiğimiz değerler gözümüzün önünde canlanıyordu.
Evin önünde kurduğu masadan bozma satış yerlerinde zeytinyağı satan İtalyanların nasıl bir anda turizm elçisi olduğuna tanıklık ediyorduk. Sistem turistin cebinden alabildiğince Euro olmaktı, alan memnun, satan memnun. Bu arada unutmadan söyleyeyim, ne aldığın dondurma öyle dünyanın bir numarası değil, ne de zeytinyağı sizin kendi bahçenizden topladığınız zeytinin tadından daha güzel değil. Biz kısacası özümüzü unutmuştuk. Bu olumsuz Covid-19 sürecinin anımsattığı en belirgin artı şüphesiz bu oldu.
Gelelim mukayeseli avantajlarımızın turizm anlamında bundan sonraki süreçte, devletimizin atması gereken adımların en başında gelen sektörlere kısaca bir bakmaya. Listemizin geçen hafta makalemi okuyanlar hatırlayacak, üçüncü yaş turizmi ilk sırada idi.
Peki neydi bu üçüncü yaş turizmi?
Literatüre bir gereklilik olarak çağdaş dünyanın bahşettiği hayat kalitesinin artması sonucunda ortaya çıkan bir turizm türü üçüncü yaş (yaşlı, olgun, ileri yaş) turizmi tüm dünyada ortalama yaşam süresinin artması sonucunda kendisini belli eden bir gereklilik ile doğmuştur. Turizm destinasyonlarının yoğun yaşamsal temponun kaçınılmaz bir sonucu olarak nüfus yapılarında ortaya çıkan demografik değişimler neticesinde ortaya çıkan bir turizm çeşididir. Bu aşamada bazı istatistikleri sizler ile paylaşmak istiyorum. "Birleşmiş Milletler ve Dünya Yaşlanma Örgütü’nün verilerine göre, sayısı 600 milyon olan 65 yaş ve üstü bireylerin sayısının 2050 yılına kadar iki milyarı bulacağı tahmin edilmektedir." Hani hep yaşlı kıta olarak belirttiğimiz Avrupa ve onun medeniyet timsali İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, genel nüfus içerisinde yaşlı bir nüfusu barındırırken Pandemi etkisi ile en fazla can kaybı buralardan oldu. Seksenli yılların sonu, doksanlı yılların ortalarına kadar en modern hastaneleri yapan bu ülkeler; günümüzde altyapı ve üstyapı konularında bu anlamda sınıfta kaldılar. Nedeni ise günümüzün çağdaş, metropolitan, şehir hastaneleri konseptinden uzak kaldılar. Sonuç ise meydanda. Bu alanlara Avrupa ülkelerinden belki geç ama hızlıca yatırım yapan Anavatan Türkiye bu anlamda bir başarı hikâyesi yazdı, yazmaya da devam ediyor. Ancak yaşlanan nüfusun başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Türkiye’nin de dâhil olduğu birçok ülkenin etkileneceği beklenmektedir. Şahsımı endişelendiren, bu ülkelerin beklenen hamleleri bu alanda gerçekleştirirken, bizlerin ülke olarak mukayeseli avantajlarımızın farkında olmayarak yine sınıfta kalmamızdır. Farkında olsak ne olur? Bizde para mı var? diye soranları duyar gibiyim. İşte o zaman bağımsız bir ülke olmanın koşullarını yerine getireceksiniz. Üretmek, kendi kendine yeten bir ekonomi. Bu yüzden şimdiden yatırım yapılacak, geleceği inşa edecek adımların müthiş bir üst akıl yönetimi ile ele alınması gerekli.
Üçüncü, ileri yaş turizmi nedir?
"Elli yaş ve üstündeki insanların ikametleri, çalıştıkları ve her zamanki ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına yaptıkları seyahatlerden ve seyahatleri esnasında genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek geçici, sureli konaklamalardan kaynaklanan ilişkiler bütünüdür." 1997 yılında Anatolian Turizm dergisinde S, Yıldırım Hocanın bu ifadeleri turizm terminolojisindeki yerini çoktan alırken, keşke o yıllarda bizler de bunun daha fazla farkına varabilseydik. Belki şimdi bu tarz tesislerimiz ve tam donanımlı hastanelerimiz olurdu.
Neyse konumuza dönecek olursak; Birleşmiş Milletlere göre 60 yaş yaşlı kategorisine alınırken, günümüzde ileri, çağdaş ülkelerde emeklilik yaşı 65 olarak belirtilmiştir. Peki neden birinci, ikinci yaş değil de üçüncü yaş? Dünya sosyoloji literatürüne giren üç yaş kategorisi vardır.
Birincisi gelişim, eğitim, bilinçlenme ve hayata hazırlık aşamaları olan 1. yaş kategorisi, 2.yaş dönemi mücadele, çalışma dönemi, üçüncü dönem ise, yaşlanmanın etkilerinin görüldüğü ve aktif çalışma hayatının sona erdiği dönem olarak da bilinmektedir.
Her zaman söylediğim tezimi en başta belirtmeliyim. Turizm taştan ekmek çıkarmak becerisidir. Belki bizler böylesine bir fantastik hava koşullarının tam farkında değiliz ama Avrupalı, İskandinav turistler bunun müthiş derecede farkına vardılar. Turizm işte tam da burada devreye giriyor. Böylesi güneşin ışıl ışıl parladığı ve boş zaman değerlendirme içgüdüsü daha fazla olan bu yaş grubu seyahatler yapmakta, sağlığı ile ilgili yaşam standartlarını yükseltmek için çareler aramaktadır. Buna üçüncü yaş turizmi demekteyiz.
65 yaş üstü kişilerin bakımına yönelik tesislerin artması ve bu kişilerin kısaca yaşam ve bakım standartlarını iyileştirmek maksadı ile seyahat etmeleri son derece kazançlı bir pazarı da doğurdu. Bu kapsamda müthiş işler başarıldı. Para ile artık çok işi olmayan, sağlığını düşünen bu kesim, bu işle uğraşan kişilere önemli bir kazanç kapısının kilidini açtı.
Turizm dinamikleri göz önünde bulundurularak, etkilenen faaliyetler ışığında üçüncü yaş turizmi maddi imkânları, alım güçleri ve sosyalleşme ihtiyaçları söz konusu olduğunda, bu grubun hetorojen bir yapı içerisinde olduğu bilinmektedir.
Çok fazla boş zamanları olduğundan, bu insanlar istedikleri zaman seyahate çıkabilmekte ve seyahat dönemlerini belki bir mevsime bağlı kalmadan tüm yıla da yayabilmektedir. Bunun sonucunda da daha esnek ve makul fiyatlı seyahatler gerçekleştirebilirler. Bu vesile ile üçüncü yaş turist grupları turizm sektörü için göz ardı edilemeyecek bir pazarı oluşturmaktadır.
Üçüncü yaş turist özellikleri ve beklentileri neler?
Daha fazla güneşli ve ılıman iklimi tercih eden bu kesim, gittikleri yerlerde müthiş bir gözlem yeteneği de geliştirmektedirler. Doğa ve çevre temizliği aradıkları en belirgin özellikleri arasındadır. Konaklayacakları tesislerin konforlu ve hizmet standartlarının yüksek olması aradıkları kriterlerin başında genellikle paket turlar, durağan aktiviteler ve en önemlisi kendi ülkelerine yakın turizm destinasyonlarını tercih etmektedirler.
Ayrıca sağlık nedeniyle, organik, diyet yemekleri tercih ettikleri gibi, otelcilik yaptığım yıllardan da hatırladığım kadarı ile asansör yakınındaki odalar tercih nedenleri arasında bulunmaktadır.
Gittikçe artan Avrupa ülkelerinde tedavi masrafları da ayrıca bizim gibi ve özellikle Türkiye'yi tedavi koşulları ve rekabetçi fiyat politikaları ile Avrupa'nın merkezine oturmuştur. Medikal Turizm konusuna çok fazla değinmek istemiyorum çünkü bu sağlık turizmi kapsamında önümüzdeki hafta masaya yatıracağımız bir konu olacak.
Düşük sezonlarda, toplu olarak paket programlar şeklinde yapılan bu turizm modeline kendimizi mutlak surette adapte etmeliyiz. Devletin turizm alanında yapacağı alternatif, tamamlayıcı turizm bundan sonraki süreçte bu önemli kazanç kapısı olan ileri yaş turizmi.
Güncelleme Tarihi: 10 Mayıs 2020, 05:10