Mert ÖZDEŞ

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, aktif bir çalışma içine girilmesi durumunda en az yirmi ülkenin KKTC’yi tanıyacağını söyledi. 

Ertuğruloğlu, Diyalog TV’de konuk olduğu Odak Noktası programında Kıbrıs müzakerelerine ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye’nin Rumlara istedikleri gibi sondaj yapabilmelerine göz yummayacağını belirten Bakan Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı ile zaman zaman yaşadığı gerginlikle ilgili açıklamalarda da bulundu. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle:

Suç ELAM’a yüklenmeye çalışıldı

“Cumhurbaşkanı ve ekibinin Enosis kararına bu kadar şaşırmasını anlayabilmiş değilim. Yani Rumların Enosis zihniyetini hiç bilmiyorlar mıydı? Bir senaryo oynandı. Suç ELAM’a mal edilmeye çalışıldı. Ancak bu Rum tarafındaki bütün siyasi partilerin zihniyetidir. Kararı değil zamanlamasını eleştiriyorlar… 

Masaya dönüp azınlık haklarını mı müzakere edeceksin?

Sayın Cumhurbaşkanının ‘Enosis kararını düzeltsinler, ertesi gün masaya dönerim’ açıklaması bana göre doğru değil. Ne demek yani… Dönüp de ne yapacaksın? Azınlık haklarını mı müzakere edeceksin? Rum tarafı ile bundan sonra neyi müzakere edeceksiniz? Bunun cevabını birileri vermeli. Bize azınlık hakları öngören mantaliteyle masaya oturup eşitlikle mi masadan kalkacağımızı düşünüyoruz. Adam açık açık “siz azınlıksınız” diyor. Bu zihniyet 1960 Cumhuriyetinin kuruluşuna da terstir. Cumhurbaşkanı, azınlık açıklaması yüzünden Anastasiadis’in Kıbrıs Türk halkından özür dilemesini istemeli. Esas konu Anastasiadis’in azınlık açıklamasıdır. Enosis mücadelesinin temelinde olan zihniyet de budur.

KKTC olarak yola devam açıklaması yanlış

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘Çözüm olmazsa KKTC olarak yola devam ederiz” beyanatı da doğru değil. Bu, ‘çözüm olduğunda KKTC ortadan kalkar’ demek mi? Kurucu Devlet aldatmacadır. Kurucu Devlet falan yoktur. Çok çok otonomi etkisi olan eyalet vardır… Kıbrıs Türkünü aldatmak adına Kurucu Devlet diyorlar. Yok böyle bir devlet. 

Aktif tanınma politikasını henüz gündeme getirmedik 

Tanıtım kampanyası Anavatan Türkiye ile ortak bir karar doğrultusunda yürürlüğe girer. Aktif tanınma politikası henüz gündeme getirmedik. Elli yılımızı çalan müzakere sürecinin kesin bir şekilde noktalandığının tartışmasız bir şekilde ortaya çıkması sonucu gündeme gelebilir. Kıbrıs Türk halkında benim görebildiğim yaklaşım ‘ bu anlaşma olmayacaksa tanınmaya çıkalım’ şeklinde. Bunun olabilmesi için Ankara’nın bu sürece katkı koyması gerekir. İnşallah bu noktaya çok yakınız. 

İlk etapta en az yirmi ülke tanır

Aktif bir şekilde tanınmaya çıkıldığı takdirde, ilk etapta rahatlıkla en az yirmi ülke KKTC’yi tanır. Bugüne kadar tanınmamız önündeki engel Londra, Washington olmuştur. ‘Londra, Washington tanır mı’ derseniz bence ‘Hayır’. Ancak KKTC sadece Türkiye’nin tanıdığı bir devlet olmaktan çıkabilir. Eğer Türkiye tanınma politikasını destekleyecek bir sürece girilmesini öngörürse… Bunun tek başımıza yapmamız mümkün değil. Lobi şirketlerimizle ve yaptığımız görüşmelerde elde ettiklerimizin reklamını yapacak değiliz. Bunların hayata geçirilmesi Anavatan ile verilecek karara bağlı… Anavatan eğer KKTC’nin tanınmasını gündeme getirirse bu birkaç ülkenin tanımasıyla başlayan bir süreç olmayacaktır. Niyet olduktan sonra gerisi gelir.

Cumhurbaşkanı ile yaşanılan gerginlik

Cumhurbaşkanı müzakere ederken kişisel siyasi görüşünü tatmin ederek değil, Kıbrıs Türk halkının genelini kucaklayarak müzakere etmeli. Kaldı ki seçimlerde aldığı oy oranını, ikinci turda aldığı oy oranı ve katılım oranını gözönüne almalı. Yüzde altmış desteği analiz edildiğinde o oranın nasıl ortaya çıktığı bambaşka bir konu. O oran Sayın Akıncı’ya Kıbrıs konusundaki duruşunu destekleme adına ve o görüşü masada savun anlamında değildi. UBP’liler bana Akıncı’ya oy vereceğini söyledikleri zaman, “Talat satamadı, Ankara’ya rağmen bizi kimse satamaz, Akıncı da gelse o da satamayacak” dediler. Yani ona verilen oylar dış politika zemininde verilen oylar değildi. Bugün çıkar yüzde altmış halk desteği var derseniz doğru olmaz. O yüzde altmış size Kıbrıs konusunda destek verdiği için oy vermedi. Başka nedenlerle de aldınız. Kıbrıs konusunda nasıl olsa Türkiye’ye rağmen bizi kimse satamaz güvencesiyle size oy verenler oldu. Kıbrıs konusundaki duruşunuza rağmen oy verdi. Akıncı’nın son günlerde Anastasiadis’e çok kızdığı için verdiği Denktaş vari mesajların samimiyetinden de emin değilim…”