Rahme ÇİFTÇİOĞLU
Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Ankara’da düzenlediği “Kıbrıs’ta Son Söz” konulu panel başladı.
Türkiye Barolar Birliği Avukat Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde yer alan panelin açılış konuşmalarını TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Başbakan Ersin Tatar, TC Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaptı.
Türkiye’den, KKTC’den ve diğer ülkelerden uzmanların konuşma yapacağı panel bugün sona erecek.
Panelde sunulan bildiriler, daha sonra İngilizce ve Türkçe olarak basılıp yayınlanacak. İki günlük panelde üniversite rektörleri, akademisyenler, emekli büyükelçiler, müzakereciler, yabancı parlamenterler, amiraller, hukukçular, gazeteciler, siyaset bilimciler, enerji uzmanları ve diğer uzmanlar, 6 oturumda söz alacak.
Oktay: Rum zihniyeti değişmedi
Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay paneldeki konuşmasında, “Kimse, adanın ortak sahibi Kıbrıslı Türklere azınlık statüsünü reva göremez. Buna izin vermeyiz” dedi.
Oktay, federal bir ortaklığın Rumların tavrı nedeniyle mümkün olamayacağını, Rumların zihniyetinin değişmediğini belirtti.
Siyasi eşitliğin olası müzakereler başlamadan önce kabul edilmesi gerektiğini de söyleyen Oktay, “Kıbrıs Rum tarafı ne istediğini ve çözümden ne anladığını en başından söylemeli” dedi.
Fuat Oktay, “Her kimden ve nereden destek alırlarsa alsınlar, kiminle anlaşma yaparlarsa yapsınlar biz Doğu Akdeniz’deyiz. Mavi Vatan’ın her köşesinde hem KKTC’nin hem de Türkiye’nin haklarını koruyacağız” dedi.
Tatar: KKTC TC ile tek vücut
Başbakan Ersin Tatar, Kıbrıs meselesinin daha da önem kazandığını kaydederek, “Kıbrıs Türk halkı bu yolu Türkiye ile yürüdü, yürümeye devam edecek. KKTC TC ile tek vücut olarak hareket ediyor” dedi.
Bazı çevrelerin garantörlüğün modasının geçtiği yönünde açıklamalar yaptığını belirten Tatar, “Bizi Türkiye ile koparmaya çalışıyorlar ama biz böyle oyunlara gelmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin uluslararası anlaşmalar kapsamında Kıbrıs’a müdahale ettiğini belirten Başbakan, “Hukuksuzluk diye bir şey yok. Hukuksuzluğu yapan Rumlardır. Esas işgali yapan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal eden onlardır ”şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklerin hak ve menfaatlerini korumak için kararlıkla adım attığını vurgulayan Tatar, “Doğu Akdeniz’de istikrarın olması için KKTC’nin yaşaması gerek. 45 yıl sonra bir macera istemiyoruz. Tehlikeli oyunlara girmemeliyiz” dedi.
Direk uçuşlar konusunda yapılanların Kıbrıslı Türkleri rencide ettiğini belirten Tatar, “Kıbrıs’ta eşit iki halk var. Eşit bir halka bunun yapılması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Maraş, Doğu Akdeniz ve direk uçuşlarla ilgili proaktif siyaset izlediklerini kaydeden Tatar, “Hukuk temelinde argümanlar ortaya koyuyoruz. Maraş’ın tamamıyla açılması önemli bir hamle olacak” dedi.
Kıbrıs’ta federal bir anlaşma olamayacağını da kaydeden Başbakan Tatar, “Yolumuz KKTC’yi yüceltmekten geçiyor. Politikamız bu. Türkiye’den aldığımız destek bize cesaret veriyor” dedi.
Kıbrıslı Türklerin büyük bir başarı öyküsü yazdığını, KKTC’de önemli sektörler ve üretken bir yapı oluştuğunu belirten Tatar, konuşmasında asrın projesine de işaret etti.
Tatar, UBP-HP hükümetinin mali ve işbirliği protokolünü imzalaması, protokolün uygulamaya girmesiyle KKTC’de havanın değiştiğini söyleyerek, “Benim siyasetimde, hükümetimin siyasetinde karamsarlığa yer yok” dedi.
Türkiye Barolar Birliği’nin Maraş’la ilgili özel bir görev talep ettiğini belirten Tatar bunu memnuniyetle kabul ettiğini söyledi.
Gül: Kıbrıs Türk Halkının her zaman yanındayız
Panelde konuşan TC Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, KKTC’nin ve Türkiye’nin tarihi bağlarla birbirine bağlı olduğunu söyleyerek, Türkiye için istedikleri güven ve refahı KKTC için de dilediklerini söyledi.
İki halkın siyasi eşitliğine dayalı adil bir çözümde yana olduklarını, Türk tarafının bunu her zaman ortaya koyduğunu belirten Gül, “Çözümden kaçan, masadan kalkan hep Rumlar oldu” dedi.
Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin ve güvenliğinin sağlanmasının en önemli nokta olduğunu kaydeden Gül, “Rum kesiminin tek yanlı yürüttüğü hidrokarbon faaliyetleri tehlike içeriyor. Buna izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Doğu Akdeniz’deki zenginliklerde Kıbrıslı Türklerin de hakkı olduğunu, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerinin haklarını koruma kararlılığını koruduğunu söyleyen Gül, Kıbrıs konusuna partiler üzerinde, milli bir dava olarak baktıklarını söyledi.
Gül, “Garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olacağız” dedi.
Taçoy: Ekonomik önlemlerimizi alıyoruz
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy da panelin açılışında konuşma yaptı.
Taçoy, “Ekonomik yönden, kendini kabul ettiren bir ülke olmak için çaba içindeyiz. Bu yönde adımlarımızı en iyi şekilde atıyoruz. Ekonomik önlemlerimizi alıyoruz. Yatırımlarımızı, yasalarımızı buna göre düzenliyoruz. Gelişen teknolojik unsurlarla 2020'nin bilişim adası olmak için de bir fırsat olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Kuzey Kıbrıs’ın güvenilir, iyi niyetli, adaletten ve hakkaniyetten yana bir ülke olduğunu her fırsatta dile getirdiğini belirten Taçoy, “Attığımız her adım, halkımızın, refah ve huzuru içindir” vurgusunda bulundu.
Üniversitelerle ilgili de konuşan Taçoy, “Bu alandaki her gelişme Kıbrıs Rum siyasetçilerini Kıbrıs Türkü’nü teslim alma konusundaki iştahını kırıyor” şeklinde konuştu.
Üniversitelerin Kıbrıs Türklerinin uluslararası alandaki görünürlüğüne bilim yoluyla ciddi katkı sağladığını belirten Bakan Taçoy, Kıbrıs Rum kesiminin arkasına AB’yi de alarak ülkedeki üniversitelere yönelik propaganda yaptığını söyledi.
Elektrik konusunda da konuşan Bakan Taçoy, “Biz, enterkonnekte sistemi Anavatan Türkiye’yle de bir an önce kurmak istiyoruz ki bu rezervi üstümüze alabilelim ve en uygun şekilde istifade edebilelim. Bu projenin KKTC’deki elektrik fiyatlarını ilk başlarda ciddi oranda indireceğini düşünüyoruz” dedi.
Bakan Taçoy, “Gelecek için kaçınılmaz olan deniz yoluyla enterkonnektenin bir an önce kurulumunun gerçekleşmesi. Ayrıca yine deniz altı doğal gaz hattının planlanarak 2025 hedefine konulması şart” şeklinde konuştu.
Feyzioğlu: Türkiye’nin refahı KKTC’den başlar
Panelin ev sahibi Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da açılışta konuştu.
Feyzioğlu, Kıbrıs’la ilgili Türkiye’de ve dünyada yapılmış en kapsamlı toplantıyı düzenlediklerini, Türkiye Barolar Birliği olarak bununla gurur duyduklarını söyledi.
Metin Feyzioğlu, KKTC’nin güvenliğinin Türkiye’den, Türkiye’nin güvenliğinin de Kıbrıs’tan başladığını belirterek, “Kıbrıs Türkü’nün refahı Türkiye’den, Türkiye’nin refahı da KKTC’den başlar” dedi.
Annan Planı’nı reddeden Rumların Avrupa Birliği’ne kabul edilmesinin Kıbrıs’ta federal bir çözüm ihtimalini tamamen ortadan kaldırdığını belirten Metin Feyzioğlu, “Türkiye ve Kuzey Kıbrıs olarak yeni bir strateji belirlemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Rumların Kıbrıslı Türkleri azınlık olarak gördüğünü, kurucu devlette bunun kabul edilemeyeceğini söyleyen Metin Feyzioğlu, “O zaman daha neyi konuşuyoruz? Kıbrıs’ta birleşme çabasından vazgeçmeli, KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak refah ve güvenlik içinde yoluna devam etmesini sağlamalıyız. KKTC kendi ayakları üzerinde durmak, üretmek zorundadır. Bunu sağlamak boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu.
Hava taşımacılığı ve spor gibi alanlarda Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargolarına savaş açılması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, “Rumların şımarıklığıyla Kıbrıs Türk toplumunun insan haklarını ihlal ediyor. Bu kabul edilemez.” dedi.
Kapalı Maraş üzerindeki egemenliğin KKTC’de olduğunu da söyleyen Metin Feyzioğlu, “Tapular ve egemenlik bizde kalmak kaydıyla çalışmalar yapılıyor. Türkiye Barolar Birliği olarak Kapalı Maraş’ta görev gücü yapmayı teklif ediyoruz” şeklinde konuştu.