Kuzey Kıbrıs’taki 41 sivil toplum örgütü Milli Eğitim Şurası kararlarını protesto etmek amacıyla KTÖS önünde eylem yaptı.

41 örgüt adına hazırlanan ortak açıklamayı KKTC Egemenlik Hareketi Başkanı Emete Gözügüzelli okudu. Eylemde ayrıca şehit yakını Batuhan Sadrazam da konuşma yaptı.

Açıklamada, ülkede cereyan eden nahoş gelişmeleri protesto etmek ve bu bağlamda rahatsızlık duyulan konuları kamuoyuna duyurmak için bir araya gelindiği belirtildi.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Eğitim Şurası'nda sadece 166 öğretmen temsilcisinin söz sahibi olduğu belirtilen açıklamada, “Şurada andımızın okullarda okutulmasının kaldırılması, Rumcanın okullarda zorunlu hale getirilmesi, tarih kitaplarının barışa yönelik şekilde değiştirilmesi, din derslerinin kaldırılması ve ilahiyat kolejinin kapatılması gibi Kıbrıs Türk toplumunu derinden ilgilendiren konuların ele alındığı” anımsatıldı.

Açıklamada, “Şurada alınan kararlar Kıbrıs Türkü’nün şah damarına bıçak dayayacak nitelikte, dilimize, dinimize, Türk kimliğimize, tarihimize yönelik saldırı niteliğindedir” denildi.

Açıklamada, örgütlerin, alınan kararları protesto etmek ve bu zihniyete haiz öğretmenlerin himayesinde çocukların eğitim almasını arzu etmediklerini deklare etmek için toplandığı kaydedildi.

Müzakere belirsizliği...

Örgütleri rahatsız eden bir diğer konunun da KKTC’nin varlığını oluşturan egemen Kıbrıs Türkü’nün, müzakere süreci kapsamında karşı karşıya bırakıldığı belirsiz ve ne olacağı bilinmeyen gidişat olduğu belirtilerek, Kıbrıs Türkü’nün "al ver süreci denilen kapsamda" yeniden göçmenlik durumuyla karşı karşıya bırakılmak istendiği ileri sürüldü.

Açıklamada, dayatılan, tek egemenlik, tek vatandaşlık (Kıbrıslılık), tek temsiliyet ve hatta bölünmezlik konularının kabul edilemez olduğu ifade edilerek, belirtilen hassasiyetler konusunda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na güvenin tam olduğu kaydedildi.

“Kara propaganda yapılıyor”

Açıklamada, son günlerde, Rum ve batı dünyasının argümanlarını, “temel haklar, insan hakları, demokrasi diyerek dayatmaya çalışan Vicdani Retçiler ve bunu destekleyen parti ve örgütlerin orduya karşı yer alan kara propaganda faaliyetlerini de gerçekleştirildiği” belirtildi.

Açıklamada, söz konusu grupların, "Türk milletinin başta can ve mal güvenliğini, huzurunu, adadaki barışı tahsis eden Türk ordusuna karşı işgalci mantığıyla çıkışlar yaparak, askerliğe gitmeme ve halkı askerlikten soğutma eylemlerine şahitlik edildiği, tüm bu eylem ve söylemlerin Güney Kıbrıs argümanlarıyla örtüştüğünün görüldüğü" ifade edildi.

Sendikalara sorular

Örgütler açıklamalarında öğretmen sendikalarından ve yandaşlarından şu sorularına da yanıt vermelerini istedi;

“Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen şura toplantısına neden tüm okullarda var olan temsilciler katılmamıştır?Neden katılmak isteyen öğretmenlere okul müdürlükleri onay vermemiştir?Bu nasıl demokratik girişimdir?Andımızda belirtilen Türküm, doğruyum, çalışkanım sözlerinin nesinden rahatsız oluyorsunuz? Türk olmaktan utanç mı duyuyorsunuz? Sendikalarınızda geçen Türk kelimesi sizleri rahatsız ediyorsa o halde hemen istifa ediniz! Andımızın işaret ettiği yurt sevgisi, vatan sevgisi, millet sevgisinin neresi ırkçı? Siz kimin egemenliği için konuşuyorsunuz? Kaldı ki asrın lideri olan Atatürk’ün varlığından hangi zihniyetle rahatsızsınız? Ata’ya sunulan sevgi, saygı neden sizleri rahatsız ediyor? Madem ki bu kadar Kıbrıs Türkü’nü düşünüyorsunuz! Neden Rum tarafında verilen ırkçı eğitime ses çıkarmayıp da bizlerin okullarımızda öğretilen tarih derslerinden rahatsızsınız? Bugün Kıbrıs Türkü’nün resmi dili Türkçe iken nereden çıktı zorunlu Rumca dil eğitimi? Bugün sizler ülkemizdeki 150’yi aşkın kilise ve medreselerin tadil edilmesine ve ayine açılmasına alkış tutarken neden okullarımızda dini eğitime karşı duruyorsunuz?Neden dini eğitim için kurulan İlahiyat Koleji korkulu rüyanız?”