banner564

Tüm kesimler rahatsız

Eski siyasiler, KKTC’de suçların artmasını; otorite boşluğuna, yasa eksikliğine, denetimsizliğe, fakirleşmeye ve eğitimde kalitenin azalmasına bağlıyor

Tüm kesimler rahatsız
banner598
Remzi SAMAR

   Kuzey Kıbrıs’ta banka soygunlarının, hırsızlık, darp, şiddet ve diğer suçların artması, KKTC’nin kuruluşunda katkısı olan ve uzun yıllar yöneticilik yapan eski siyasileri de rahatsız ediyor. Eski Meclis Başkanı ve başbakanlardan Hakkı Atun, yaşananların ‘otorite boşluğundan’ kaynaklandığını söylerken, eski Maliye bakanlarından Salih Coşar “polisin denetimleri artırılmalıdır” dedi.
   Deneyimli siyasilerden İsmail Bozkurt, ülkeye hakim bir siyaset kurumunun bulunmamasından yakınırken, eski meclis başkanlarından ve Sağlık bakanlarından Ertuğrul Hasipoğlu; ekonominin kötü, yasaların yetersiz olduğunu söyledi. Eski Çalışma bakanlarından Sonay Adem de ekonomik durumun kötüye gittiğini, fakirleşmenin arttığını belirtirken, eski tarım bakanlarından Ali Çetin Amcaoğlu “ülkede ahlaki çöküntü yaşanıyor”dedi.

Atun: Otorite eksikliğinden kaynaklanıyor
Konu ile ilgili olarak Diyalog’un görüşlerine başvurduğu eski Başbakanlardan Hakkı Atun, son zamanlarda suç oranlarından rahatsız edici boyutlarda bir yükseliş yaşandığına dikkat çekti. 
Atun, söz konusu durumun zaman zaman akıllara durgunluk verecek duruma geldiğini belirtti. 
   Bu olayların yaşanmasının en temel nedeninin otorite eksikliğinden kaynaklandığını savunan Hakkı Atun şöyle dedi: “Hükümetin artık varlığını hissettirmesi gerekiyor. Polisin yumuşak davranması insanları cesaretlendiriyor.  Bizde bu olayların bu kadar tırmanması beni de düşündürüyor. Teksas filmi mi seyrediyoruz. Kıbrıs’ta bölye şeyleri daha önceden ne görür ne duyardık. Yüksek Mahkeme Başkanının dediği gibi yasaları yeniden gözden geçirmek lazım. Meclis’in artık yüksek performans sergileyerek kanunları revize etmesi, gerekirse yeniden çıkarması şart…”

“Yolda araba kullanan insanları bile kontrol edemiyoruz”
Meclisin artık yoğun bir çalışma dönemine girmesi gerektiğini aktaran Atun, “Birgün çalışmayla olmaz. Meclis’in en az 3 gün çalışması lazım. 15 günlük mühletten sonra bile yasa geçirilebilir. Artık bu ülkeyi yönettiğimizi halka hissettirmemiz lazım. Yolda araba kullanan insanları bile kontrol edemiyoruz.  
   Bir örnek vermek istiyorum. Brüksel sokaklarında polis görmezdik ama polisin son derece sert olduğu ifade edilirdi.  Otorite ve yasalar mutlak surette uygulanmalı ve caydırıcı bir şekle getirilmelidir. Bu kepazelikler artık son bulmalı bence… Hapishanelerin dolu olduğunu her gün yeni bir olayın olduğunu, gazetelerin üçüncü sayfalarının bu olaylarla dolu olduğunu görmek son derece üzücü… Yetkililer bir an önce bu konuya eğilmeli ve bu yolda çalışmalarını hızlandırmalıdır” şeklinde konuştu.

Amcaoğlu: Ahlaki çöküntü yaşanıyor
Konu ile ilgili olarak Diyalog’un görüşlerine başvurduğu  Tarım eski Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu da son zamanlarda bir ahlaki çözüntü yaşandığını savundu. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı ülkelerde bu yönde sorunlar yaşandığını ifade eden Amcaoğlu, iktidarların, halkın ekonomik refah düzeyini arttıracak önleler alması gerektiğini belirtti. Ekonomik göstergeler düzelirse ülkede bu tip olayların da azalacağını ifade eden Amcaoğlu şunları kaydetti: “Caydırıcı cezalarla bu olaylar çözülemez. Aç olan insan karnını doyurabilmek için bir takım çareler alıyor. Refah düzeyini yükseltici bir kısım tedbirler alınması gerekiyor. Hükümetlerin ciddi anlamda bir ekonomik program hazırlamaları gerekiyor. El yöntemiyle bu işleri yürütmek maalesef zor. Bunun dışında eğitim de çok önemli. Fakat eğitim yazboz tahtasına döndürüldü. 

“Eğitim seviyesi yüksek ancak…”
 Eğitim düzeyi çok yüksek görülen bir toplum olunmasına rağmen maalesef kalite günden güne düşüyor.  Çeşitli nedenleri var.  Bu nedenler ortadan kaldırılması gerekiyor. Sürekli okullarda grevler yaşanıyor. Küçücük olaylarda sendikalar grev kararı alıyor. Aileler çocuklarını özel okullarda okutmaya çalışıyorlar. Aileler çok büyük paralar harcamaya çalışıyor bu da beraberinde ekonomik çöküşü getiriyor.

“Güvenlik zaafiyeti yok”
Bence güvenlik zafiyeti yok. Polis teşkilatı iyi çalışıyor. Teşkilat içerisinde yolsuzluğa karışanlar varsa bunların temizlenmesi gerekiyor... Yoksa genel anlamda polis teşkilatı ülkenin en güvenilir kurumların başında geliyor.” 


Sonay Adem: En önemli etken ekonomi
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Sonay Adem de Diyalog’a yaptığı açıklamada, son zamanlarda artan soygun vakalarının önemsenip geniş kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. 
 “Bu tür olayların yaygınlaşmasını sağlayan en önemli etken ekonomi ve sosyal ilişkilerdeki dengesizliklerdir” diyen Adem,  “Ekonomik politikalar nedeniyle toplumda meydana gelen fakirleşme ve gelir seviyesindeki alçalmalar bu tür olayların artmasına ortam hazırlıyor. Bunun yanı sıra artan güvenlik zafiyetleri de bu işe girişenleri cesaretlendiriyor” diye konuştu. 

“Ekonomik poltikalar süretle iyileştirilmeli”
İlk olarak ekonomik politikalarda süratle daha adil bir düzenin yerleştirilmesi ve bu yolda geniş kapsamlı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç olduğunu düşündüğünü aktaran Adem şunları söyledi: “Daha üretken ve ekonomik refahın gelişmesine katkı sağlayacak yeni alanların yaratılması, toplumda meydana gelen gelir dağılımındaki dengesizliğin kaldırılarak daha adil bir hale getirilmeye çalışılmasının üzerinde durulması gerekiyor. 

“Güvenlik tedbirleri arttırılmalı”
 Bunların yanı sıra kısa vadede yapılması gereken en temel konuların başında güvenlik tedbirlerinin artırılması zorunluluk haline geldi.  Eski sosyal ilişkilere göre dizayn edilmiş bir güvenlik kuvvetlerinin bugünkü şartlardaki toplumsal infiale sebep olacak olaylara karşı yeterli olacağını düşünmüyorum. Yapılan çalışmaların lafta değil icraate geçip polisin sivil idareye devredilmesi gerekiyor. 
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bu yönde çalışmalara bir an önce eğilmek gerektiğini arzu ediyorum.” 

Coşar: Polislerin devriye yapması şart 
Maliye eski Bakanlarından Salih Coşar ise ülkede nüfusun arttığını belirterek “İşçi olarak çok sayıda çeşitli ülkelerden insanlar geliyor. Bugün Orta Asya Pakistan gibi birçok ülkeden insanların gelmesine müsaade ediyoruz. Gerçi bunların kayıtları yapılıyor. Ancak ikinci defa takip edilebiliyor mu o da belli değil” dedi.
   KKTC’de bir bankadan başka bir bankaya para taşıma sırasında soygun olayını son yıllara gelinceye kadar hüç görmediğini, duymadığını belirten Coşar,  “Bundan önceleri böyle şeyler bizim ülkemizde olmazdı. Bankaya girip silah gösterecek, herkese yere yat diyecek kadar bunlar ancak filmlerde olurdu” şeklinde konuştu.
Hırsızlık ve soygun olaylarındaki artışta, ekonomik durumdan çok asayiş denetimlerinin azlığının payı olduğunu belirten Coşar, “İnsanların ekonomik yapısı düşse bile bu yönde bir girişimi göze alamazlar. Denetimiz az olmasından kaynaklanıyor. Bu ülkede denetim her konuda yeterli değil. Örneğin eskiden polisler sokaklarda devriye gezerdi. Bugün bırakın sokakları anayollarda bile yeteri kadar denetim yok” dedi.


Hasipoğlu: Ekonomi kötü, yasalar yetersiz
Eski Sağlık Bakanlarından Ertuğrul Hasipoğlu da şöyle dedi: “ Yüksek Mahkeme başkanının    görüşlerine katılıyorum. Yasaların eksikliği hususu doğrudur. Yasalar artık güncel olmadığı için büyük sıkıntılara sebebiyet veriyor. Yeni yasaların oluşturulması için çalışmaların süratle devam etmesi gerekiyor. Hırsızlıkların artmasının temel nedeni bana göre ekonomideki kötü gidişattır. İnsanların ekonomik seviyesinin düşmesi onları başka arayışlara itiyor. Hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs’ta bu tür vakalarında artış yaşanmaması için ekonomideki refah seviyesinin yakalanması ve bunun korunması gerekiyor. 
   Bankalara da burada büyük görev düşüyor. Bankaların işi yalnızca para toplamak değil, o paraları da muhafaza etmektir. Bu yönde çalışmalar yapılırsa bu sorunların azalacağı görüşündeyim…” 


Bozkurt: Ülkeye hakim bir siyaset kurumu yok
Kıbrıs Türk siyasetinin deneyimli isimlerinden İsmail Bozkurt da Diyalog gazetesine yaptığı açıklamada şu analizde bulundu: “Yasaların yetersiz olduğunu düşünmüyorum. Yalnız yasa yapmakla memleketin düzeleceğini düşünmek bana göre hatalıdır. Uygulama çok önemlidir. En iyi yasayı yaparsınız uygulayıcı olmadığı zaman işe yaramaz. Ama bu konu iç güvenlik konusudur. Toplumun genel sosyo ekonomik- kültürel durumu ile ilgilidir. Bu iş siyasete dayanıyor. Ülkede doğru dürüst bir siyaset kurumu yok. Tartışılan bir kurum var. Onun sahip çıkamadığı bir düzen söz konusudur. Bu nedenle sağdan soldan fire veriyor. 

“Sadece sokağa dökülenlerin sorununu çözmek…”
Bir anda bir cümle ile düzetilecek bir şey değildir. Şimdiki iktidarın yaptığı gibi çözüm küçük küçük ayağa kalkan sokağa dökülen bir kısmın sorununu çözmek değildir. Çare geneldir. Siyasiler oturacak köklü adımlar atacak.

“Polisin sivil idareye bağlanması doğrudur ancak…”
Sivil otoriteye başlanması ilke olarak doğrudur. Savunuyorum. Ama bugünkü siyaset yapısı ile daha iyi bir sonuç vereceğini düşünmüyorum Çare o değil. Bundan dolayı askere bağlıdır. Zaafiyet ondan doğruyor derlerse öyle bir şeyi kabul etmem. Önce siyasetin kendisi adam olacak. Kendi kendini adam edecek ondan sonra sahip çıkacak. O olmadıktan sonra sivil otoriteye bağlamak işe yaramaz.”

Güncelleme Tarihi: 17 Şubat 2015, 10:28
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474