Suna ERDEN
Yaşamlarının büyük bir kısmını çalışarak geçiren, hayallerini gerçekleştirmek için var güçleriyle mücadele veren 62 yaşındaki Berna Baturalp, 50 yaşındaki İbrahim Aydın ve 41 yaşındaki Serkan Yıldırım, “Çalışmadan, üretmeden olmaz” felsefesini benimsemiş insanlar. Erken yaşlarda çalışarak, üreterek ve ailelerine bağımlı olmadan istediklerini elde eden bu üç şahıs, emek verilmeden bir şeylere sahip olunamayacağını ifade ediyor. 30 yıllık meslek hayatı boyunca yılmadan çalışan, emekli olunca da küçük bir büfe açarak çalışmaya devam eden Berna Baturalp, “Üretmeden, çalışmadan bir yere gelinmez. Şimdiki nesle bakıyorum. Herkes kısa yoldan bir şeylere sahip olmanın peşinde. Tembel bir toplum olmaya başladık” dedi.
Mobilya dükkânı sahibi İbrahim Aydın ise erken yaştan itibaren çalışmaya başladığını, sahip olduğu her şeyi kendisinin sağladığını ifade ederek, “Şimdilerde 30 yaşına gelmiş ama tek kuruş kazanmamış insanlar var. Üretmekten, çalışmaktan yana olmayan, hazıra konmak isteyen gençler var. Ama çalışmadan bir şey olmaz” dedi.
Üniversite eğitimi için geldiği Kuzey Kıbrıs’ta şu anda restoran sahibi olan Serkan Yıldırım da daha büyük projeleri olduğunu ve bunları başarmak için var gücüyle çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Berna Baturalp: Çalışan demir paslanmaz
Şu anda 62 yaşındayım.30 yıl gümrükte çalıştım. İki yıl önce emekli oldum ancak evde oturmak istemediğim için şimdi büfe işletiyorum. Sabah 06.30’da büfeyi açıyorum akşam 10.00’da kapatıyorum. “Çalışan demir paslanmaz” mantığında bir insanım. Üretmekten bir şeyler yapmaktan yanayım. Bu nedenle hayatım boyunca hep bunu felsefe edindim. İnsanın azmettikten sonra yapamayacağı bir şey yoktur. Şimdi yeni nesile bakıyorum; hepsi rahat bir hayatın peşinde. Çalışmadan zengin olma hayalinde. Ayrıca toplum olarak ta üretmekten yana değiliz. Tembel bir toplum olmaya başladık. Çalışmadan, üretmeden ne şahısların kendileri ne de ülkeler bir yere varamaz. 30 yıllık mesleki hayatım içerisine iki çocuk ve ev işlerini de sığdırdım. Şimdi yaşıma rağmen çok dinç ve dinamik bir insan olarak hayatıma devam ediyorum. Allah sağlık verdiği sürece de çalışmayı düşünüyorum.
İbrahim Aydın: Kendi hayatımı kendim kurdum
Şu anda 50 yaşındayım. Aslen Mersin-Tarsusluyum. 18 yaşında mobilyacılık mesleğine girdim. Önceleri çırak olarak işe başladım. Çalışarak mesleğim konusunda kendimi eğittim. İşe profesyonel anlamda başladıktan 5 yıl sonra da kendi işyerini açtım. Ancak maddi imkânsızlıklar ve ekonomik krizler yüzünden işyerimi kapattım. Birkaç yıl yine başka kişilerin yanında çalışarak mesleğimi devam ettirdim. Kendimi toparladıktan sonra yine işyeri açtım ve var gücümle çalışmaya devam ettim. Çalışmaktan, azmetmemekten hiç vazgeçmedim. Şimdi gençlere bakıyorum herkes kısa yoldan zengin olmanın hayalinde. Herkes çalışmadan bir şeylere sahip olmak istiyor. Ve olamadığı zamanda mutsuzluk yaşıyor. Bir depresyon halinde hayatına devam ediyor. 30 yaşında gelmiş ama tek kuruş para kazanmamış birçok kişi tanıyorum. Çoğu kişi de iş beğenmiyor. Üretici değil tüketici bir nesil var şimdi. Ama ben 32 yıllık iş hayatımda her şeyi kendim başardım. Ailemden erken yaştan itibaren bir şey talep etmedim. Evimi, arabamı kendim aldım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Şimdi de çocuklarıma iyi bir gelecek sağlamak için çalışıyorum. Ancak çocuklarıma hazıra konmayı değil, azmetmeyi, çalışmayı ve başarmayı alışılıyorum.
Serkan Yıldırım: Üretmeden olmaz
Kuzey Kıbrıs’a 1999 yılında üniversite okumak için geldim. Öğrencilik yıllarımda yeme içme sektöründe işe başladım. Çeşitli restoranlarda garson olarak işe başlasam da kısa sürede kendimi geliştirip yönetici konumuna geldim. Okuldan kalan boş vakitlerimi hep işyerinde geçirdim. Okul bittikten sonra da eğlence sektöründe kalmaya devam ettim. Ülkenin tanınmış birçok eğlence mekânında ve restoranında yönetici olarak görev yaptım. Üç yıl önce de kendimi hazır hissettiğimde restoranımı açtım. Ortaköy’de bulunan “Çıtır” isimli restoranım kısa sürede bilinen bir yer haline geldi. 18 yıldır iş yaşamındayım ve her şeyi çalışarak başardım. Hedeflerime doğru adım adım gidiyorum. Hayalimdeki daha büyük projeler için zaman kolluyorum. Hedeflerimi daha da büyüteceğim. Bunun içinde çalışmaktan yılmayacağım. Kadın-erkek herkese tavsiyem şudur ki; hayallerinin peşinde yorulmadan koşsunlar. Çalışmaktan üretmekten vazgeçmesinler. Ve gençler de şunu iyi bilsin ki üretmeden çalışmadan hiçbir şey olmaz. Hiçbir şey ayaklarımıza gelmez. Bunun hayalini kuranlar, çalışmadan bir şeylere sahip olmak isteyenler hep hüsrana uğrarlar.