Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bir süredir kamuoyunda gündem olan Lefkoşa’daki Ercan Havalimanı yerine inşa edilen yeni havaalanına, Dr. Fazıl Küçük isminin verilmesi önerisine açıklık getirdi. Tatar öneriyi Dr. Fazıl Küçük Vakfı’nın yaptığına dikkat çekerek, “Saygı duyuyorum, ancak benim değişiklik kararı aldığım iddiaları doğru değil, konu birinci dereceden Bakanlar Kurulu’nu ilgilendirir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı açıklamada, “Dr. Fazıl Küçük, 1930’lardan, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na geçen sürede, Kıbrıs Türk direnişinin en zor günlerinde liderliğimizi yapmış bir isimdir. Dr. Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük başkanlığındaki Vakıf, Ercan Havalimanı yerine inşaatı bitme aşamasına gelen yeni havalimanına Dr. Fazıl Küçük isminin verilmesini 2 yıldır talep etmektedir” dedi.
Fehmi Ercan bizim şehidimizdir
1974 şehidi Pilot Binbaşı Fehmi Ercan’ın isminin yaşatılmasına da büyük önem verdiğini belirten Tatar, “Vakıf yönetimi, konuyu ziyareti sırasında yeniden gündeme getirdi. İsim değişikliğinin, Ercan isminin bir diğer havalimanımız Geçitkale’ye verilmesi gibi bir formülle hayata geçebileceğini, ancak bu kararın Sivil Havacılık Kurumu gibi ilgili kesimlerin görüşlerinin alındıktan sonra Bakanlar Kurulu tarafından alınabileceğini dile getirdim. Benim isim değişikliği kararı almam söz konusu değildir. Maalesef bazı kesimler, şehidimiz Fehmi Ercan ve liderimiz Dr. Fazıl Küçük isimleri üzerinden beni yıpratmaya çalışıyor. Nafile bir çaba içindeler, şehitlerimiz ve liderlerimize sahip çıkmayı bize kimse öğretemez” ifadelerini kullandı.
AB ilkelerinden uzaklaştı
Öte yandan Cumhurbaşkanı Tatar, 9 Mayıs “Avrupa Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, AB’ye Kıbrıs Türk halkının egemenlik talebini dikkate alması ve Annan Planı referandumu sürecinde Kıbrıs Türk halkına verdiği sözleri yerine getirmesi çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Her yılın 9 Mayıs günü ‘Avrupa Günü’ olarak kutlanırken, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs konusuna bakış açısında kendi temel ilkelerinden uzaklaştığını ve bunlara aykırı şekilde hareket ettiğini üzülerek görmekteyiz. AB’nin Kıbrıs konusunda izlediği yanlı tutumu ise endişe verici olup, çözüm çabalarına büyük zarar vermektedir.
AB’ye tek yanlı ve haksız bir şekilde üye yapılan Güney Kıbrıs, bu üyeliği tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanıp, AB’den aldığı güçle uzlaşmaz tavrını sürdürmektedir. Bu kabul edilemez olup, AB’den beklentimiz ve temennimiz, temel ilkeleri arasında önemli bir yer tutan halkların egemenlik hakkına saygı ilkesi uyarınca, Kıbrıs’ta ayrı bir halk olan Kıbrıs Türk halkının egemenlik talebini dikkate alması ve buna uygun şekilde hareket etmesidir.
Bugün, 9 Mayıs ‘Avrupa Günü’nde, Kıbrıs Türk halkı adına çağrım, AB’nin Kıbrıs konusunda izlediği tek yanlı tutumuna son vermesi, egemenlik konusundaki taleplerimizi dikkate alması ve Annan Planı referandumunda verdiği sözleri yerine getirmesidir.”