Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cenevre'deki konferansta egemen eşitliğe dayalı çözüm hedefli müzakere zemini oluşturulamaması halinde Türk ulusunun Doğu Akdeniz'deki güvenlik ve çıkarlarının kalbi Kıbrıs'ta ne yapılacağına Anavatan Türkiye ile birlikte karar verileceğini belirterek, "Kıbrıs Türkü'nün tek seçeneği, Rumlarla ortak olmak değildir" dedi.
Kıbrıs Türkü'nün egemen devlet sahibi bir halk olduğunu ancak egemenliğin Türkiye’ye karşı bir statü olarak kullanılmasına katılmadığını vurgulayan Ertuğruloğlu, "Türkiye, buradaki varlığımızın nedenidir. O olmasa, biz burada yok oluruz" söyleminin acizlik değil, realite olduğunu belirtti.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının başka yerlerde medet ummasının temel nedeninin ise KKTC’nin yönetilmesinden duyulan memnuniyetsizlik olduğunu söyleyerek, "Popülizm ön plana geçtiği, profesyonellik ve ciddiyetliğin geri plana itildiği, ahbap-çavuş ilişkileriyle devletin yönetildiği ülkede parlamenter sistemde kalarak bu ülkeyi daha ileri götürme şansımız kalmadı. Tek bir şansımız var, o da başkanlık sistemidir” görüşünde.
“Bu görevde bulunmamın arzu edilmesi gurur vesilesi..”
Aralık ayında kurulan UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti'nde görev alarak yeniden aktif siyasete dönen Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) verdiği ropörtajda, bürokratik ya da siyasi, bütün meslek hayatını geçirdiği Dışişleri Bakanlığı’na, masanın her iki yanında da görev yapmış bir kişi olarak üçüncü kez bakan olarak dönmekten mutluluk duyduğunu belirtti. Ertuğruloğlu, “Siyasi hayatım boyunca makam heveslisi olmadım. Makam hedefleyerek siyaset yapmama özelliğimin de etkisi olabilir ama Kıbrıs konusunun gelmiş olduğu mevcut konjonktürün şartları nedeniyle bu göreve gelmemin arzu edildiğini söyleyebilirim” dedi.
Tahsin Ertuğruloğlu, parlamenter sistemde milletvekilleri dururken dışarıdan birinin bakan olarak atanmasını doğru bulmadığını ve görevi kabul ettikten sonra aldığı tepkileri görünce haklı olduğunu bir kere daha yaşayarak öğrendiğini vurgulamasına rağmen, böyle bir dönemde bu görevde bulunmasının arzu edilmesini gurur vesilesi yaptığını belirtti.
“Parlamenter sistemi mahvettik..”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, milletvekillerinin bakan olamadığı başkanlık sistemini, parlamenter sisteme her zaman tercih ettiğini ve gelinen aşamada ülkeyi daha ileri götürmede tek şansın başkanlık sistemine geçiş olacağına inandığını vurguladı.
“Parlamenter sistem kötü bir sistem değil. Birçok ülkede başarıyla uygulanan parlamenter sisteme ilkesel olarak karşı değilim ancak ülkemizde biz parlamenter sistemi mahvettik. Çünkü popülizm ön plana geçerken, profesyonellik ve ciddiyetlik geri plana itildi. Ahbap-çavuş ilişkileriyle devlet yönetme alışkanlıka haline geldi. Artık parlamenter sistemde kalarak, bu ülkeyi daha ileri götürme şansımız kalmadı. Tek bir şansımız var, o da başkanlık sistemi.”
Başkanlık sistemi, yeterince tartışılmadığından, gündeme geldiği zaman herkesin olumsuz tepki verdiğini, Güney Kıbrıs’ı her yönüyle örnek alanların bile başkanlık sistemi tartışmalarında olumsuz örnekleri göstererek, karşı çıktığını vurgulayan Ertuğruloğlu, Başkanlık sistemi bulunan Anavatan Türkiye’de koalisyonlardan ya da erken seçimlerden söz edilmediğini, siyasi istikrar bulunduğunu ve siyasi istikrarın olduğu ülkede ekonomik istikrarın da gündeme geldiğini belirtti.
“Başkanlık sisteminin tek bir modeli yok ancak hepsinin ortak özelliği, milletvekilinin bakan olamamasıdır. Milletvekilinin bakan olmadığı, demokratik seçimlerle kurulabilen tek düzen başkanlık seçimidir. Temel model de ABD’deki modeldir. Hiçbir modelin yüzde yüzde mükemmel olduğu iddia edilemez çünkü insan boyutu var. Mentalitenin ne olduğu çok öneml.. Eğer diktatörlük eleştirisine açık kapı bırakılmak istenmiyorsa, bunun mekanizması Anayasa yazılırken çok rahat kurulur”
“Kıbrıs davamıza katkı koymak…”
Siyasette olmasının tek nedeninin, Kıbrıs davasına katkı koymak olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, “Bu katkı makamda da verilir, makamda olunmadığında da. Ama makamda olmanın avantajları da bellidir” dedi.
Ertuğruloğlu, çağrıldığı için geri döndüğü siyasete devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, “Önümüzdeki süreç belirleyecek bunu ancak aktif siyasete parlamenter olarak mutlaka dönmek gibi bir hırsım yok. Önemli olan, hangi kapasitede olursa olsun, inandığım bu davaya katkı koymaktır” yanıtını verdi.
Tahsin Ertuğruloğlu, halkın alıştığı siyasetçi tipi olmamasından dolayı gerek Kıbrıs konusunda, gerekse başkanlık sistemiyle ilgili söylemlerinin her zaman tepki çektiğinin bilincinde olduğunu ancak "en doğrusunu ben bilirim, benim söylediğimden başka hiçbir şey doğru değil" görüşünde olmadığından dile getirdiği görüşlerin tartışılmasını çok faydalı bulduğunu ifade etti.
“5+1’de farklı bir şey beklemiyorum”
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Nisan ayında gerçekleştirilmesi planlanan 5+1 konferansına ilişkin beklentileriyle ilgili soruya verdiği yanıtta, geçmiş 50 yılda çeşitli şekilde sürdürülen süreçlerde yaşananlardan farklı bir şey yaşamayı beklemediğini söyledi.
Salvatore dilara değil salvatore dallama daha uygun olur bir tarafını yırtsan da kabiz olup hemoroidlerini parlarsan da deniz aşırı aktörler senaristler koydu mu koydu ağla ağla varırsın bir yerlere