Sonuç CEVİZCİ
Lapta’ya bağlı Geçitköy’de yaşayan vatandaşlar ilgisizlik ve görmezden gelinme nedeniyle isyanda. Türkiye’den gelen can suyunun bu köyde biriktirildiği Geçitköy Barajı’nın üzerine oturan köy sakinleri milyarlık projenin nimetini sürememekten dert yanıyor.
Bir anayolun üzerine kurulu olan 140 hanelik Geçitköy’de vatandaşlar anayolun üzerine bir tane hız kamerası talep ediyor. Yıllardır bu taleplerine karşılık alamayan Geçitköy sakinleri “Küçük bir köy olduğumuzdan hizmet alamıyoruz, bir kamerayı bile taktıramadık. Çocuklarımız ana yol kenarında tehlikeli bir şekilde yaşıyor” diyerek Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nı göreve davet etti.
“Bir parkımız dahi yok” diyen Geçitköy sakinleri, geçimlerini bahçecilik ve hayvancılıkla sağlıyor. Ancak o konularda da büyük sıkıntı yaşayan köy sakinleri seslerini Diyalog Tv’den canlı yayınlanan Halk Meclisi programında duyurmaya çalıştı.
Lapta Belediye Başkanı Mustafa Aktuğ’un da katıldığı program köy kahvehanesinde yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.
Mustafa Aktuğ (Lapta Belediye Başkanı):
Bu köyü bir ayna olarak kullanmak gerekiyor. Çok projelendirilmiş alanlar var hayata geçirilmeli. Belediyede 5’inci ayımızı geride bıraktık sabır ve zamana ihtiyacımız var. Halk Konseyi uygulamasını hayata geçirdik. Hem belediyede neler yapıldığını anlatıyoruz hem de halkın sıkıntısını derdini isteklerini diniliyoruz. 21 milyon 600 TL borcu var belediyenin. Belediye görevlerini döndürebilecek şekilde personeli ödeyerek borçlanmadan devam kararı aldık. Asrın projesinde Çamlıbel ve Geçitköy’e su çıkmasına sıkıntı yaşıyoruz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Cemil Karzaoğlu ( Orman Dairesi eski Müdürü):
Asrın projesi için güzel bir proje hazırlamıştık. Ana cadde üzerinde insanların geçerken kültürümüze özgü ürünler alabileceği stantlar kurulacaktı. Dere kanalının rehabilite edilip akışı sağlanarak fıstık çamı koruluğu yapılacaktı. Bu ağaçlar Devlet tarafından geliri olmayan kişilere tahsis edilip yetiştirilsin. Tarihi binaların tadilatla kullanılmasını önermiştik. Mesire alanı planlanması düşünülmüştü. Piknik alanı, lokanta, 6 bin metre yürüyüş yolları, bisiklet yolları, ilk yardım noktaları planlanmıştı.
Bayram Avcı:
Asrın projesi köyümüzden geçiyor ama bir çivi çakılmadı. Suyun dibinde suyu 6 TL alıyoruz. En azından barajın altındaki köylere indirim yapsalardı. Belediyenin borçları var biz sadece çöplerin toplanması, temizlik ve bir de su istiyoruz. Köyümüzde çocuk parkı yok. 2001 yılında tümen komutanı çocuk parkı hediye etti köyümüze bir köşede yatır yıllardır. Gözde bir köyüz ama kaldırım asfalt yok. Çift taraflı parke yapılsa köy uzunluğu zaten 300 metre. Bir kamera bir de çocuk parkı istiyoruz. Mandıralar yolu yarısı yapıldı yarısı asfaltlanmadı. Beş altı yıl içerisinde 3 tane çocuk basıldı yolda. Sekiz yıldır bekliyoruz köye kamera gelecek diye.
Talip Sancar:
Köyümüz Asrın projesi ile ülkenin aynası fakat kamışlar yolun içerisine girdi. Baraja bir mesire alanı yapıldı, çürümeye terkedildi. Kamp ormanı, oturma, piknik yeri yapıldı ancak nöbetçi konuldu insanlar girip çıkamıyor. Köyde radar kamera yok. Asrın projesi olan yere en güzel şekilde yardım ve destek vermiyoruz. Yüzlerce otobüs geliyor gözetleme alanı var. Bildiğiniz tarla çöplük gibi insanlar bu mu diyor Asrın Projesi. Devlete sesleniyoruz köyümüze projeye yaraşır bir şekilde yapsınlar. Evlerin rengi bile aynı olsun kaldırımlar pırıl pırıl olsun. Bu proje Rumları masaya oturtabilecek isteneni alabilecek konumdadır ancak hezeyan yaşıyoruz. Pahalılık ve ülke gündemi olacak gibi değil. Ülke yangın yeri, savaş zamanında bile böyle sıkıntılar çekilmedi. Devletin ülkemize sahip çıktığını göstermesi gerekiyor.
Rami Sancar:
1995 yılına kadar küçükbaş hayvancılığı yaptım. Daha sonra büyükbaş hayvancılığa geçtim 18 ineğin ne sattığımdan ne sütünden etinden hiçbir şey elde edemedim. Toplu taşımacılığa başladım. Üç tane köprümüz var buradan geçerken bir kamyon geldiği zaman geçmenin mümkünatı yok. Kamışlardan görünmüyor karşıdan gelen. İngiltere’den araba getirdim ve limanda kaldı. Kâğıdı imzalayacak adam yok. Sigortam oldu eşime devredeceğim bir haftadır gidip geliyorum imza atılsın diye. Bu kadar mı iş gören bir memur yok.
Abdurrezak Arslan:
Tepebaşı, Çamlıbel, Akdeniz, Geçitköy, Kayalar, Sadrazam köylerine geçmiş CTP hükümeti yetkilileri emirname çıkardı. Tepebaşında Türk koçanlı 5 dönüm arazim var ama arazime bir kümes yapamıyorum. Acaba bu yetkiyi kim verdi bu devlet yetkililerine emirname için. Nasıl bir anlayış ben anlayamadım. Girne milletvekilleri Geçitköy’ü hatırlamıyorlar bu gece kimse yok. Oy için gelip yalvarıyorlar ama bir tanesi yanımızda değil. Halk olarak bir hiç haline geldik. Pahalılık, yiyecek ve gıdalar pahalı kimse sesini çıkarmıyor. Döviz düştü fiyatlar yine aynı.
Kemal Barbet:
Köyümüzde kamera yok. Yolda çizgi yok, olan çizgiler görünmez bile. Sesimizi çıkarmadığımız sürece başımıza topuz yiyeceğiz. Yeni yıldan sonra seyrüsefer sigortalar vergilere zammı koyacaklar. E ne için ödüyoruz düzgün yol yok. Hayvancı, üretici memnun değil. Türkiye’den su geldi barajın olduğu yer gidip görün utanırsınız. İnsanlarımız pis şişeler etrafta. Bir tane milletvekili yok etrafta.
Hasan Avcı:
Küçükbaş hayvancılık yapıyorum. İşimi severek yapıyorum ama artık bıkkınlık geldi. Kardeşimde hayvanlarını sattı gitti Londra’ya geri. Her şeye zam. Yazda 40 tane oğlağım öldü ve söylemezler neden öldüğünü. Yemden olabilirmiş zararını kim verecek. Geçim kaynaklarımızla geçinemiyoruz artık. Hayvanlarıma su vermek için ayda bin TL ödüyorum.
Mahmut Kadıköy:
Yönetimimiz küçükbaşı ezip büyük başı büyütmeye çalışıyor. Tamamen bitirmeye çalışıyorlar. Kıbrıs’ta gençlik kalmadı. Satamıyorum da geçinemiyorum da. Yüz bin TL eksideyim. Yem için 80 kilo torbasına ödüyoruz. 1 Ton arpa bin 700 TL. Hayvanlarımızı nasıl besleyeceğiz. Kasaba giden hayvan fiyatı düştü et fiyatları düşmedi. Neden kimse denetlemiyor.
Adıgüzel Akdeniz:
Türkiye’den gelen su bölgemize geldi. Baraj yapımı sırasında bazı bölgelerden dolgu malzemesi alındı. Toprakların alındığı yer Çamlıbel halkına ait arazi yerleri. Hafriyat kamyonları çöp ve moloz yığınları oluşturdu. Halk arazileri kullanamıyor. Tarım amaçlı sudan faydalanamıyoruz.