Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Kıbrıs sorununa bulunacak çözüm modeli konusunda birbirinden farklı öneriler ortaya koyduğunu hatırlatarak önce nasıl bir çözüm istendiğinin netleştirilmesi, sonra da referans şartlarının içeriğinin tamamlanması gerektiğini vurguladı.
Çavuşoğlu, KKTC ziyareti sırasında haftalık Kathimerini gazetesine verdiği özel röportaj “Mevlüt Çavuşoğlu Kathimerini’ye: Önce Nasıl Bir Çözüm İstediğimizi Netleştirmek İçin Beşli Konferans, Sonra Referans Şartları… Maraş Konusunda Kullanıcının Hakları Önemli… Kentle İlgili Plan Gerekli Çalışmalar Yapıldıktan Sonra Açıklanacak” başlık ve spotlarıyla aktarıldı.
Gazete; Çavuşoğlu ile röportajı 9 Eylül’de, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay eşliğinde kapalı Maraş’ı ilk kez ziyaret etmesinin ardından, Palm Beach Otel’de gerçekleştiğini yazdı.
Çavuşoğlu, referans şartları ve federal çözümün akıbetiyle ilgili görüşünün sorulması üzerine, “Geçmişte yoğunlaştırılmış müzakereler vardı. Maalesef bu müzakereler bizi başarıya götürmedi. Son başarısızlık Crans Montana’da oldu. Bu başarısızlıktan sonra alternatif seçeneklerin incelenmesi gerek” dedi.
Sözünü ettiği alternatiflerin neler olduğunun sorulması üzerine Çavuşoğlu şöyle dedi:
“Kıbrıslı Rum lider kimi zaman iki devletli çözüm dedi, kimi zaman desantralize federasyon. Bu noktada, gerçekte ne ifade etmek istediğini anlamadık. Kısa süre önce Dışişleri Bakanı’nın eşliğinde New York’ta, konfederasyondan söz etti. Anladığımız kadarıyla o toplantıya iyi bir ön hazırlık yaparak katıldı. Daha sonra, gevşek federasyona atıf yaptı. Her halükarda çeşitli öneriler perde önüne geldi. Bu görüşmenin başında; Evet, farklı seçenekler görüşülmeli. Ancak bu farklı önerilerden birini dayatmamız söz konusu değil. Aynı zamanda seçeneklerden hiçbirini de reddetmiyoruz dedik.”
Gazetenin “netlik kazandırmak üzere, Türk tarafı tam olarak ne öneriyor?” sorusuna karşılık Çavuşoğlu “Öncelikle, neyi müzakere edeceğimizi belirleyelim. İkinci olarak çerçeveyi, yani müzakerenin referans şartları belgesini oluşturalım. Son olarak da sonuca odaklı olacak bir müzakereye gidelim” dedi.
İki devletli çözüm de olabilir
Çavuşoğlu, referans şartlarıyla ilgili tutumu sorulduğunda “önce gayrı resmi beşli konferansta neyi müzakere edeceğimizi netleştirelim, sonra da referans şartlarının içeriğini tamamlayalım” ifadesini kullandı. Gazetenin “yani, çözüm modeline mi netlik kazandırılsın?” sorusuna karşılık “Evet. Federasyon mu, konfederasyon mu” cevabını veren Çavuşoğlu “peki ya iki devletli çözüm?” sorusuna karşılık da şunları söyledi:
“Taraflar hazır ise, evet bu olabilir. Biz hiçbir modeli dışlamıyoruz. Öteki tarafa dayatmak için de bu modellerden birini seçmeyeceğiz. Üstelik bu doğru da olmaz. Peşinen iki devlet veya konfederasyon fikrinin dayatılmasına katılmadığımız gibi federasyon dayatmasını doğru bulmuyoruz. Bu modellerden birinin daha gerçekçi veya uygulanabilir olduğu iddia edilebilir. Ancak şöyle tamamlamak istiyorum: Bu sefer prosedür sonuç odaklı olmalıdır ve referans şartları belgesinin olması için net olmalıdır. Müphem noktalar içermemelidir.”
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar bizi başarısızlığa sürükleyen ve Crans Montana’da saptadığım en önemli şey nedir? Prosedürün başında, güvenlik ve garantiler meselesinde, konferansın ilk gününde adımlar attık, öneriler sunduk. Bunu, güvenlik ve garantiler görüşeceğimiz en son mesele olmasına rağmen yaptık. Ancak siyasi eşitlikle ilgili konularda ilerleme kaydedilmedi. Anastasiadis, Ada’da ve İsviçre’de varılan yakınlaşmalardan geri çekildi. Yani, siyasi eşitliğe inanmıyor. Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen bir anlayış söz konusudur. Bu nedenle bu sefer ne görüşeceğimizi en baştan netleştirmemiz gerektiğini ısrarla söylüyoruz.”
Dönüşümlü Başkanlık ve Anastasiadis
Çavuşoğlu “Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitliği tamamıyla reddettiğini mi düşünüyorsunuz” sorusuna karşılık “önce dönüşümlü başkanlığa evet dedi sonra reddetti. Anastasiadis bugün siyasi eşitliği kabul etmediğini söylüyor. Son açıklamalarına yaklaşımımız budur” dedi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bugün bu zihniyetle yeniden bir prosedüre girersek bir 50 yıl daha kaybedeceğiz ve hiçbir sonuç almayacağız. Yani, müzakerelere sadece, müzakerelere başladığımızı iddia etmek için başlamamız doğru değil. Artık bir sonuca varalım. İki tarafı da memnun edecek bir çözüme varmamız gerek. Zaman harcamak kimsenin çıkarına değil.”
Garantilere daha çok ihtiyaç var
Çavuşoğlu, garantiler konusunun Rum Yönetimi ve Yunanistan için çok önemli olduğu hatırlatılarak bu konunun ne zaman görüşüleceği sorulduğunda “Herkes için, Kıbrıs Türk halkı için de hassas bir konu. Kıbrıs Rum tarafı bize, garantilere son verilmesini istediğini söylüyor. Ancak Kıbrıs Türk tarafı idamesini istiyor. Türkiye olarak bu talep karşısında pasif tavır izleyemeyiz. Keza, Türk halkının bu konuya dair görüşü de biliniyor. Bunu bildiğimizden, tek sorun güvenlik ve garantiler düşünmek veya sıfır güvenlik-sıfır garanti dememiz gerçekçi bir görüş değildir. Bu, tamamen Kıbrıs Rum tarafını veya Yunanistan’ı ilgilendiren bir mesele değildir” dedi.
Gazetenin “peki güvenlik meselesi başka kimleri ilgilendiriyor?” sorusuna karşılık “Bölgemize bir göz atarsak Kıbrıs’ı etkileyebilecek çok önemli sorunlar bulunduğunu görürüz” vurgusunu yapan Çavuşoğlu şunları söyledi:
“Bugün Doğu Akdeniz herkesin dikkatini yönelttiği ve varlık gösterdiği bir bölgedir. Bölgede İsrail meselesi, Ortadoğu meselesi, Lübnan, Suriye krizi, hidrokarbon meseleleri var. Hidrokarbon meselesinde, Türk garantileri olmasa Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türk tarafına hakkı olan payı asla vermez. Bu bizim görüşümüz. Maalesef, sürekli uyarımıza rağmen paylaşım yönünde adımlar atılmadı. Bugün bize ciddi olmayan müphem öneriler geliyor. Her halükarda, Türkiye’nin garantileri olmasa Kıbrıs Türk halkının hakları çiğnenecek. Bu nedenle, bana göre, bugün garantilere daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyaç var. Yine, Crans Montana’da bu konuda gerekli esnekliği gösterdiğimizi ancak öteki tarafın geri çekildiğini hatırlatmak isterim. Bu neyi gösteriyor? Sorun güvenlik ve garantiler değil. Kıbrıslı Rumların bakış açısıyla bakarsak, tek sorun güvenlik ve garantiler. Kıbrıs Rum tarafı dönüşümlü başkanlığı hiçbir sebep yokken reddetti. Bunu da her şeyde anlaşmaya varılana kadar hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacağını hepimizin bilmesine rağmen yaptı. Biz garantiler konusunda esnek tavır sergilerken öteki taraf dönüşümlü başkanlıktan, aktif katılımdan ve olumlu oy’dan vazgeçti. Kıbrıs Rum tarafının bu vazgeçişinin güvenlik ve garantilerle alakası yok.”
Maraş’ta kullanım hakkı çok önemli
Çavuşoğlu’na röportajın hemen öncesinde kapalı Maraş’ı ziyaret ettiğini hatırlatarak “Meseleyle ilgili tutumunuz nedir” sorusunu yönelttiğini belirten gazete, aldığı cevabı şu şekilde aktardı:
“Maraş uzun zamandır kapalı duruyor. Bölgenin kullanılması gerekirdi. Kentin kapalı kalmasından birçok insan, birçok şirket olumsuz etkilendi. Meselenin çözülmesi için KKTC hükümeti birçok çalışma yapılmasını gerektiren bir öneri sundu. Bugün ilk kez ziyaret ettiğim, çok güzel bir yer. Bölgenin kullanılmaması kimsenin çıkarına değil. Biz, prensip olarak KKTC hükümetinin Maraş ile ilgili bu adımını destekliyoruz. Gerekli bütün çalışmalar yapıldıktan sonra plan kamuoyuna açıklanacak.”
Çavuşoğlu, “Kapalı kentin Kıbrıs Türk idaresi altında açılmasının Türk tarafına BM’de ve uluslar arası sahnede sorun çıkarmayacak mı?” sorusuna karşılık ise “Bizim için herhangi bir sorun yok. Bu meselede önemli olan kişilerin haklarının geri kazanmasıdır” yanıtını verdi.
Mevlüt Çavuşoğlu, “Kullanma hakkını mı kast ediyorsunuz?” sorusunu yanıtında “Elbette. Kullanma hakkını vermek önemli. Keza birçok Kıbrıslı Rum da bunu istiyor, Kıbrıs Rum liderliğinin itirazlarına rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuruyor. Herkes gayrı menkulünü kullanmak istiyor. Bu, saygı gösterdiğimiz doğal bir hak. Maalesef yıllardır, sorunun kalıcılaşması nedeniyle, bu durumdan etkilenen insanlar var. Biz her zaman çözümü destekledik, Kıbrıs Rum tarafı da reddetti. Sorunun kalıcılaşmasının sorumlusu biz değiliz” dedi.