Talat, katıldığı bir televizyon programda Kıbrıs sorununu değerlendirerek, “Göründüğü kadarıyla müzakerelerde havanda su dövülüyor” dedi. Liderlerin müzakerelerde güven yaratıcı önlemleri görüştüğünü söyleyen Talat, “Bunların liderlerin işi olmaması gerek. Teknik komiteler esasen bu amaçla kuruldu” diye konuştu. Bir soru üzerine Talat, sivil toplumun Kıbrıs sorunundaki sürece katılmasının önemli ve olumlu olduğunu kaydederek, son günlerde ortaya konan çerçeve anlaşması düşüncesinin de olumlu karşılanması gerektiğini söyledi.

“Öneriler önlemle ele alınmalı”

Görüşmelerin tıkandığı bir aşamada yapılan bu gibi önerilerin önemle ele alınması gerektiğini kaydeden Talat, Londra-Zürih antlaşmaları gibi bir çerçeve antlaşmasının referanduma sunulmasının mümkün olduğunu belirtti. Kıbrıs Türkü’nün çözüm istediğini belirten 2. Cumhurbaşkanı, bu nedenle kuzeyde politikacıların seçim dönemlerinde barış mesajları verdiğini, “güvercinleştiğini” söyledi. Talat, özellikle geçmiş yıllarda, çözümü Kıbrıslı Türklere tavizler vermek olarak algılayan Rum toplumundaki siyasetçilerin, seçim dönemlerinde keskin açıklamalar yaptığını, siyasilerin bu dönemde “şahinleştiklerini” belirtti. Mehmet Ali Talat, “İşte bu nedenle Hristofyas, geçmişte Annan Planı’nda bazı değişiklikler öngörürken, seçimden sonra, planın adını bile duymak istemedi. Anastasiadis de yine aynı nedenle Annan Planı’nı kabul eden lider olarak, seçimden sonra geri çekilerek müzakerecilik görevini temsilcisine devretti ve bugün Hristofyas’ın hediyeleri olarak nitelediği yakınlaşmaları bir kenara itmeye çalışıyor” diye konuştu. Konuşmasında Kıbrıs sorununun karmaşıklığına dikkat çeken Talat, Avrupalıların Kıbrıs sorunundan elaman çektiğini de söyledi. Talat, Rum tarafının meseleyi geciktirmeye çalıştığının bilindiğine işaret ederek, süreci hızlandırması gerekenin Türk tarafı olduğunun kavranması gerektiğini söyledi.