banner564

Talat: Bu iş biterdi

Çorum’da bir gazinin, "adayı tamamen alsaydık keşke" sözleri üzerine Talat, "Adayı tamamen alsaydı Türk ordusu, belki o gün anlaşma olurdu” dedi ve ekledi:

Talat: Bu iş biterdi
banner598

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Hitit Üniversitesi ve Çorum Belediyesi’nce düzenlenecek "Kıbrıs Sorunu" konferansına katılmak üzere gittiği Çorum'da, Vali Vekili Osman Ebiloğlu'nu ziyaret etti. Talat, Çorum'da bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, kendisine gösterilen misafirperverliğe teşekkür etti.

Ziyaret esnasında Vali Vekili Ebiloğlu, Talat'a Güneş Kursu işlemeli vazo takdim etti.

Talat ve Ebiloğlu daha sonra Kıbrıs Malul ve Muharip Gaziler Derneği Başkanı Muharrem Gül ve dernek üyeleriyle bir araya geldi. Dernek üyeleriyle tek tek tokalaşan Talat, gazilerle bir süre sohbet etti. Bir gazinin, "adayı tamamen alsaydık keşke" sözleri üzerine Talat, "Adayı tamamen alsaydı Türk ordusu, belki o gün anlaşma olurdu ve bu iş biterdi. Aslında tamamen almada da değil de onun arkasından Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler olmasaydı Kıbrıs sorunu çözülürdü. Çünkü Barış Harekatı'nın hemen arkasından Türkiye hükümeti düştü, Ecevit hükümeti düştü. Yerine gelen hükümet 'Ecevit'in aldığını nasıl verecek' kaidesine düştü, uzadıkça uzadı ve uzamaya devam etti. Halbuki çok rahat çözülebilirdi" ifadelerini kullandı.

 

“Canınızı ortaya koydunuz”

Türkiye'nin birçok bölgesinde Kıbrıs Gazisi bulunduğunu ifade eden Talat, "Kıbrıs'ı biliyorsunuz, orada görev yaptınız, canınızı ortaya koydunuz. Kıbrıs Türkünün büyük esaretini ortadan kaldırabilmek için canınız pahasına bir savaşa katıldınız. Kıbrıs'ta, Kıbrıslı Türkler için gerçekten yeni bir ortam yarattı" diye konuştu.

KKTC'nin hala dünyadan tecrit edilmiş durumda olduğunu vurgulayan Talat, şunları kaydetti:

"O büyük zaferin, askeri zaferin arkası, ne yazık ki çeşitli nedenlerden dolayı olması gerektiği gibi olamadı. KKTC hala dünyadan tecrit edilmiş durumda. Dünya ile resmi bağı yok. Bütün bağlar Türkiye üzerinden sağlanabiliyor. Dolayısıyla da istediğimiz noktaya gelemiyoruz. 2004 yılında bir umut doğmuş, iki tarafı eşit olarak bir araya getiren federal bir yapı ön görülmüştü ama Rumlar, AB'ye alınmış olmasının getirdiği rahatlıkla böyle bir anlaşmayı kabul etmedi. Böylece uluslararası hukuk bizi yine dışarıda bıraktı. Haklı olduğumuz halde haksızlığa uğruyoruz. Bu da gösteriyor ki uluslararası hukuk her zaman haklıdan yana değil. Keşke öyle olsaydı."

 

"İlk defa Rumlar da çözüme sıcak bakıyor"

Yeni başlayan müzakere sürecinde de bazı olumsuzluklar yaşandığını anlatan Talat, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Maalesef yeni başlayan müzakere sürecinde de bir sürü olumsuzluk var. Yani Rum tarafının AB'nin içinde olması, Birleşmiş Milletler'e üye olması dolayısıyla, onların çözümle kazanacakları çok fazla bir şey olmaması bizi zorluyor. Son zamanlarda yeni dinamikler de ortaya çıktı. Rum ekonomisi çöktü, ciddi bir çöküş yaşadı. Bunun yanı sıra doğalgaz bulundu. Hem çöken ekonominin ayağa kalkması için hem de bulunan doğalgazın değerlendirilebilmesi için Kıbrıs sorununun çözümü bir ihtiyaç haline geldi. İlk defa Kıbrıslı Rumlar da çözüme daha sıcak bakmaya başladı. Bu ilk defa oluyor. O yüzden şu anda yürütülen barış görüşmeleri iyi bir zeminin üstüne oturdu ve ilerlemesini umuyoruz. İnşallah o ortaya koyduğunuz özverili cesaret Kıbrıs'ta bir çözüm ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası hukukla bütünleşerek, o eski karanlık yıllardan, karanlık dönemlerden kurtuluşuna yol açacaktır. Biz de o özverili çaba ve büyük mücadele için sizlere teşekkür ediyoruz. Eğer siz olmasaydınız herhalde bugün bizler de olmazdık. Sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum."

 

“1964'te Türkiye müdahale etmeyi çok denedi”

Kıbrıs Barış Harekatı'nın, Türkiye'nin gelişmesine de vesile olduğuna dikkati çeken Talat, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin bu noktaya gelmesinde Kıbrıs'ın çok büyük etkisi var. 1964'te Türkiye müdahale etmeyi çok denedi. 1964, 1965 ve 1967'de sayın Demirel, adaya müdahale etmek için çizmelerini giydi. 1964'te Amerika'dan mektup aldılar, 'sakın müdahale etmeyin, bunun bedelini ödeyemezsiniz' diye. 1967'de Türkiye müdahaleye kalkıştığında gemiler kiraladı, özel sektöründen çıkartma yapmak için. Öyleydi Türkiye'nin durumu. İsteseydi de çıkarma yapamazdı Türkiye. O kadar zordu ama 1974'e gelinceye kadar 1967'den alınan dersle Türkiye, çıkarma gemilerine sahip oldu. Bir adaya askeri olarak çıkarma yapmak çok zor bir harekattır. Türkiye onu başardı. Türkiye, Amerika'dan ambargo gelince kendi savunmasını sağlayabilecek yatırımlara yöneldi, kendi sanayini kurdu, insanlarını eğitti. Bu da çok önemli. Türk mühendislerin artık bir şeyler yapması, özellikle bu teknolojik çağda son derece önemli. Bütün bunları başardı Türkiye."

 

"Türkiye, barış isteyen ülke olarak görüldü"

Türkiye'nin artık dünyada kabul gören bir ülke olduğunu dile getiren Talat, "Türkiye, dünya tarafından güvenilir, barış isteyen dolayısıyla da istikrarlı bir ülke olarak görüldü. Yabancı yatırımlar Türkiye'ye akmaya başladı, milyarlarca dolar geldi. Sonuçta bunlar hep siyasi başarılardır. O yüzden 1974'ten sonra ortaya çıkan siyasi başarılar da eğer bir çözümle taçlanırsa, o zaman artık kimse bizi ve Türkiye'yi tutamaz" diye konuştu.

Türkiye'nin Kıbrıs'a katkılarının tartışılamayacağını vurgulayan Talat, "Hem bütçesine hem yolunun yapımına sunulan katkılar var. Bugün Türkiye bize 0090 kodunu kullanma imkanı vermeseydi dünya ile haberleşemezdik. Gelen mektuplar, yurt dışından gelen mektuplar 'Mersin 10 Türkiye' ile gelir, Türkiye'nin posta idaresi de 'Mersin 10' kodunu görünce 'bu Kıbrıs' diye bize gönderir" dedi.

Güncelleme Tarihi: 22 Nisan 2014, 02:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474