Remzi SAMAR

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Sunat Atun, Rumlarla Kıbrıslı Türkleri yakınlaştıracak en önemli unsurun ticaret olacağını söyledi. Yeşil Hat Tüzüğü’nün 2004 yılından beri tamamiyle gerilediğini belirten Atun, “Dolayısıyla ekonomik alanda yeni açılımlar, ticaretin tesis edeceği güven, her türlü yaklaşımın ötesinde olacaktır” dedi. 

Sunat Atun, müzakerelerin donmasından memnuniyet duyan Rumların, Kıbrıslı Türklere artı puan kazandıracak hiçbir gelişmeye sıcak bakmadığını ifade etti. Diyalog’a açıklamalar yapan Atun, “Rum halkı, askıya alınan müzakerelerinden dolayı memnuniyet duyması, iki kesimliliğe olan bağlılığın devamına işaret işarettir. Artık iki kesimlilik tescil edilmiştir. İki kesimliliğin devam etmesi her iki halkın da yararına olacaktır” diye konuştu. 

“Ticari alışverişe yoğunlaşmak lazım”

      “Şu ana kadar iki halkı yakınlaştıracak en önemli unsur, bir ticari alışveriş olurdu” diyen Atun, Yeşil Hat Tüzüğü’nün de artık bir etkisinin kalmadığına işaret etti. Tüzüğün 2004 yılından beri etkisini yitirdiğini aktaran Atun, bu yönde bir çalışma güven yaratıcı önlem olacaktır. Bence bunun üzerine yoğunlaşmak lazım. Yeşil Hat Tüzüğü, Türk mallarına gelen o tarife dışı engeller, yasadaki o psikolojik tavır, bana sorarsanız ticari alanlara yansımazsa, gene olmayacaktır” şeklinde konuştu. 

 “Şımarıklıklarının karşılığını alıyorlar”

   Rumların müzakere masasından kalkması, diğer ülkelerle tatbikat ve işbirliği yapma eğilimlerini şımarıkça olduğu nitelemesi yapan Atun, Rumların bu şımarık tavırlarının karşılığını da zaman zaman aldıklarına vurgu yaptı. 

“Rumlar, çözümsüzlük peşinde”

   KKTC’nin Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile imzalamış olduğu anlaşma çerçevesinde hareket ettiğini aktaran UBP Genel Sekreteri Atun şunları söyledi: 

“TPAO, bu araştırma anlaşmasından gelen yetkilerini kullanıyor. Elbette araştırma gemilerinin olduğu yerde ona refakat edecek olan bir askeri geminin olması gerekiyor. Zaten geçtiğimiz yıllarda da Piri Reis’in yaptığı çalışmalarda da ona eşlik eden askeri gemiler de vardı. Rumlar iki şey peşindeler. Bir tanesi Kıbrıs konusundaki siyasi çözümsüzlük süresini uzatmak… Çünkü uzattıkça parça parça yeni şeyler kazanacaklarını düşünüyorlar.”

“Sıkıştırdıkça puan kazanacaklarını sanıyorlar”

   Rumların gerek Türkiye gerek KKTC’yi sıkıştırdıkça puanlarının artacağına inandıklarını açıklayan Atun, “Rumlar, belli ki Avrupa Birliği’nden (AB) bu konuda sürekli yüz buluyorlar. Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in müzakerelerden kaçmış olmasını dünyadaki ülkelerin iyi okuyup iyi değerlendirmelidir” dedi. 

Atun, “Rumlar, müzakereleri tıkamalarının yanında Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz faaliyetleri ile ilgili çalışmaları da kendi başlarına uygulama noktasına getirmek istiyor. Bunu yapabilmek için de her şeyi zorlayacaklar” ifadelerini kullandı. 

Birleşmiş Milletler’in (BM) güven artırıcı önlemlerin tesis edilmesine ilişkin beklentileri varken bu yaklaşımların güven sarstığını bildiren Atun, Rum tarafının çözüm arzulamadığını net şekilde görüldüğünü kaydetti.  

Anastasiadis’in “sağırlar diyaloğu” açıklaması…

   Anastasiadis’in “sağırlar diyaloğuna dönme önerisine boyun eğmeyeceğim” açıklamasını değerlendiren Atun, Rum liderin masadan kaçma noktasına geleceğinin daha önceden de tahmin edildiğini aktardı. Resmen bir bahane üretildiğine dikkat çeken Sunat Atun şöyle devam etti: 

“Bu bize şu noktayı net bir şekilde ortaya koyuyor ki hangi Rum lider gelirse gelsin, hangi siyasetçi Rum tarafında lider olursa olsun 1960’daki o Rumların Türklerden daha üstün vatandaş olduğu anlaşmanın gerisine asla götürmeyecektir. Rum siyasisi ve Rum halkı da hiçbir liderin bunu yapmasına müsaade etmeyecektir. Bu açıkça onu gösteriyor. Burada Anastasiadis, Annan Planı’na belki “evet” verdi. Evet’in liderliğini yaptı. Ama o adımda samimi olmadığını çok net bir şekilde ortaya koydu.”