banner564

“Statükocuları  rahatsız ettik”

Özersay, yeni ve farklı bir politika ile yerleşmiş kalıpların dışında, ezber bozan hamleler yaptıklarını belirtti

“Statükocuları  rahatsız ettik”
banner598

 Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, hükümet olarak Kapalı Maraş konusunda aldıkları kararlar ve atılan adımlarla yıllardır süregelen bir ezberi ve Rum tarafının da dengesini bozduklarını söyledi.

HP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Özersay, BRT’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Özersay, Doğu Akdeniz’de doğal gaz konusunda sahada atılan dengeleyici adımlar,  kapalı Maraş konusunda ortaya konulan yeni yaklaşım ve BM Barış Gücü’nün statüsünün sorgulanması gibi yeni ve farklı bir politika ile yerleşmiş kalıpların dışında, ezber bozan hamleler ile statükodan memnun olanları rahatsız ettiklerini söyledi.
Özersay, Kapalı Maraş konusunda şunları kaydetti:
“Bu kadar yıl bir ezber devam etti; Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm olacak, bir müzakere kozu olarak Kapalı Maraş toprak ayarlaması bağlamında verilecek şeklinde bir ezber vardı… Kapsamlı çözüme endekslendiği için Maraş hayalet şehre dönüştü. Bir konuyu kapsamlı çözüme bağladığınızda içi boşalıyor konunun. O mesele çürüyor. Geçmiş yıllarda aynı şey kapalı Maraş’ın bir güven yaratıcı önlem olarak ele alınmasında da yaşandı ve bu da bir ezbere dönüştü, sonuç alınamadı. Bu hükümet döneminde Kapalı Maraş’la ilgili bir ezberi bozduk. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni uluslararası hukuka daha bir yaklaştıracak, tek taraflı bir adımla bir açılım yaptık. Atacağımız adımın hazırlığına başladığımızı söyledik. Kıbrıs Rum tarafına karşı bugüne kadar müzakere masasında verdiğimiz karşı öneri ve paketlerin haricinde, onların dengesini bozan ne yaptık şimdiye kadar? Kapalı Maraş onların dengesini bozan bir hamledir”

“Doğu Akdeniz’de kazı aşamasındayız…”
Yaptıkları diğer bir hamlenin ise Doğu Akdeniz’de kazı aşamasına gelmiş olmaları olduğunu ifade eden Özersay, Rum tarafının rahatını ve huzurunu kaçıracak olanın bu ve buna benzer adımlar olduğunu belirtti.
Ara bölgedeki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün statüsünün değişmesi gündeme geldiğinde de Rum tarafının keyfinin kaçtığını, dengesinin bozulduğunu kaydeden Özersay, “Buna benzer şeyler yapmadığımızda hiçbir şeyin değişmemesine katkı yapmış oluyoruz. Eğer biz statükonun tekerine çomak sokmak istiyorsak dengeleri değiştirecek, ezber bozan adımlar atmak zorundayız. Bundan sonraki adım BM Barış Gücü’nün statüsünün değişimiyle ilgili tartışmayı ileriye taşımaktır. Doğalgazda kazı aşamasına geldiğimiz halde güç kullanmıyor, gel işbirliği yapalım diyoruz. Bu önemli bir dış politika hamlesidir” dedi.


“Aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar elde edemeyiz”
50 yıldan uzun bir süredir devam eden Kıbrıs müzakerelerinde aynı şeyi yaparak farklı bir sonuç elde edemeyeceklerini de kaydeden Özersay, bu kadar yıldır iki tarafın tamamen farklı şeyi anladığı federal ortaklığı görüştüklerini ve bir sonuca ulaşamadıklarını ifade etti.

 “Vatandaşa umut pompalamak kolay”
“50 yıllık bir çözümsüzlük ve 50 yıllık bir çözüm içermeyen müzakerede vatandaşa umut pompalamak kolaydır, mesele doğru olanı söylemek” şeklinde sözlerine devam eden Kudret Özersay şöyle konuştu:
“Ben görüşmeye karşı değilim. Yapılacak görüşmelerde muhatabımıza ve Birleşmiş Milletler’e ‘Bütün yolları denedik, denemediğimiz, değiştirmediğimiz tek şey bu ortaklığın türüdür; federal ortaklıktır. Madem ki mevcut şartlar benim ortağım olacağını söyleyen Kıbrıs Rum liderliğinde benimle zenginliği ve yönetimi paylaşmaya hazır değil o zaman daha farklı bir ortaklığı konuşmak lazım’ diyebilmeliyiz. Kıbrıs müzakerelerinde zemin denilen şey iki tarafın üzerinde uzlaştığı şeydir. İki taraf uzlaştığı için iki toplumlu, iki bölgeli federal ortaklık görüşüldü bugüne kadar. Aynı şeyi söyleyip farklı anladığımız da aşikar. Elbette görüşme de olacak, temas da. Önemli olan, bu görüşmeler sırasında ne konuştuğumuzdur. Biz bu görüşmeler sırasında 2017’de çöken müzakeredeki kağıtlar üzerinden konuşmaya devam edersek, olayın felsefesini, mantığını sorgulamazsak yine Guterres kağıdı, yakınlaşma belgeleri, ortak açıklama dersek varacağımız nokta yıllardır vardığımız noktadan daha farklı değildir. Aynı şeyi yaparak farklı sonuca gidemeyiz. Hiçbir şey değişmeden o masaya oturmak bu halka yapılan bir haksızlıktır. Bu tekrar bir hayal kırıklığı yaratır. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı olarak bu uyarıyı yapıyorum. Bu ülkede sivil toplum da medya da vatandaş da diğer siyasi aktörler de bu ülkenin Dışişleri Bakanı da tabii ki dış politikayla ilgili yorum yapabilir, eleştiride bulunabilir”

“Tek yol federal ortaklık değildir”
Doğu Akdeniz’de 2011’den itibaren atılan adımların ve izlenen politikanın bölgedeki dengeleri eşitlediğini dile getiren Özersay, gelinen noktada kapsamlı çözümü beklemeden masaya oturulup doğalgaz konusunda işbirliği yapılabileceğinin altını çizdi ve şunları ifade etti:
 “Statükoyu değiştirmenin yegane yolu federal ortaklık değildir. Bunu 50 sene de anlamış olmamız gerekir… Uluslararası toplum, ‘Bölgedeki riskleri ortadan kaldırmak için Kıbrıslı Türklerle bu konuda anlaşın’ derse bütün dengeler değişir ve bir işbirliği yapılır. 2004 yılında AB’ye girmeden önce de ‘Çözüme evet derseniz AB’ye üye olursunuz’ deselerdi Kıbrıs sorunu çözülürdü zaten. Doğalgazla ilgili de uluslararası aktörlerin bir sorumluluğu var. Masaya oturulmasını sağlamazlarsa biz Kıbrıslı Türkler olarak Türkiye’yle de istişare halinde tabii ki bazı adımlar atacağız. Atacağımız adımlar, Rum tarafını masaya oturma aşamasına getirebilir.”

“Devlet meselesinde küsme, alınma olmaz”
Cumhurbaşkanlığı’nın, hükümetin Ankara temaslarıyla ilgili Cumhurbaşkanına bilgi verilmediği yönündeki açıklamasını da yorumlayan Başbakan Yardımcısı, “Ben alınganlık yapmam. Devlet meselesinde küsmek, alınmak, mağduru oynamak doğru bir yaklaşım değildir. Haftalık olağan görüşmede sayın Başbakan her zaman olduğu gibi istenilen bilgilendirmeyi yapar zaten” ifadesini kullandı. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473