Suna ERDEN
Müşavirliğin kaldırılmasını öngören yasa kapsamında görevden alınan Lefke eski Kaymakamı Halil Çorba, Orman Dairesi eski Müdürü Dr. Altay Fırat, Resmi Kabz Memurluğu Şirketler Mukayyitliği eski Müdürü Halis Üresin ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Özel Kalem eski Müdürü Özden Keser hukuk mücadelesi başlattı. Görevden alınan ancak yeni bir yere atanmadıkları için mağdur olduklarını savunan dört bürokrat, Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Bürokratların açtığı ara emri davası 31 Temmuz tarihine ertelenirken, Diyalog’a konuşan müsteşarlar, “Yeni yasa kapsamında görevden alınmamıza itiraz etmiyoruz. Yasaya göre görevden alındıktan sonra yeni yerlere atanmamız gerekiyordu ancak bu yapılmadığı için 2 buçuk aydır maaş alamıyoruz” dedi. Bürokratlar, hükümetin yerel seçim yasaklarının başlamasına saatler kala apar topar görevden alınmalarının kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek, dava sürecinde adaletin yerini bulacağını ve hukukun üstünlüğüne inandıklarını dile getirdi.
Ne dediler?
Halil Çorba:
Görevden alındıktan sonra yasada belirtilmesine rağmen başka bir yere atanmadık. 26 Haziran tarihinden Kamu Hizmeti Komisyonu atamamızı yapmış olmasına rağmen elimize atama kâğıdı gelmedi. Bu yasa bizi mağdur etti. Atamamız yapılamadığından seçim yasakları süreci boyunca herhangi bir maaş alamadık. Mayıs ayının 13’ünden bu yana devlet tarafından işsiz statüsünde ve maaşsız bir konumda bırakılan bürokratlarız.
Altay Fırat:
Yeni yasa gereğince siyasi olarak görevden alındık. Görevden alındığımız gün eş zamanlı olarak göreve başlayacağımız yerin de verilmesi gerekiyordu. Ancak bu yapılmadı. Yeni yasa yapıldıysa gereğinin de yapılması lazımdı. Atanmadığımız için 14 Mayıs’tan bu yana maaş alamıyoruz, mağdur durumdayız. Maaş alabilmemiz için ilgili bakanlıkların maaşı aldığımız birime yazı göndermesi gerekir. Hükümet ‘hiç müşavir yaratmayacağız’ diyordu. Ancak ben tam aksini iddia ediyorum. Yeni müşavirlikler yaratılmaya çalışılıyor.
Halis Üresin:
26 Mayıs itibariyle Kamu Hizmeti Komisyonu, bize bakanlık aracılığıyla bir görevlendirme yazısı yolladı. Daha önceki Kamu Hizmeti Komisyonu atamalarında kendisi tebliğini yapar ve kabul edip etmediğimize dair imza karşılığında görüş alınırdı. Bunda da bir art niyetin olduğunu düşünüyorum. Kamu Hizmeti Komisyonu’nun bizi çağırması gerekiyordu. Alınmamızla ilgili karara inansak bile 26 Haziran ve 14 Mayıs tarihleri arasında herhangi bir yerde çalışıyor olarak görülmediğimizden dolayı bizden mesai yaptığımıza dair yazı isteniyor. Ancak hiçbir daire adımıza ‘mesai yapmıştır’ diye yazı yollayamıyor. Bakanlıklar bu yazıyı almadığından Maliye Bakanlığı’na yazı gönderemediğinden maaşlarımızı alamıyoruz. Bu tarihler arasında bizden yazı isteniyor. Yani bir nevi usulsüzlük yapmamız isteniyor. Bu konuda yargıya olan güvenimiz tamdır. Zaten yargıdan başka sığınacak bir limanımız yok.
Özden Keser:
Seçim yasaklarına saatler kala görevden alındık. Yeni yasaya göre görevden alındık ancak yeni yasanın öngördüğü bir şekilde başka bir yere atanmadık. 2 buçuk aydır maaş alamıyoruz. Dördümüz de mağdur olduk. Bu durum Anayasa’ya aykırı bir durumdur. Eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle iki yönlü dava açtık. Birincisi yeni yasanın Anayasa’ya aykırı olduğuna dair ikincisi ide mağdur edildiğimize dair… Ancak bu davalardan öncelikli olan dava ise ara emri davasıdır. Görevden alınma kararının durdurulmasına karşın açtığımız ara emri davası 31 Temmuz tarihine ertelendi. Sonun kadar hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Görevden alınmamız sorun değil. Siyasi iradeye saygı duyuyoruz ancak yasaya göre yeni yerlere atanmamız gerekiyordu. İtiraz ettiğimiz nokta budur.
