Funda BEDİR
  
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins 18-24 Mart ‘Yaşlılara Saygı Haftası’ nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat çekti. Diyalog’a konuşan Jenkins “Ülkemizde büyük bir yaşlı bakım krizi yaşanıyor” dedi.
   KKTC’de yoksul, kimsesiz yaşlıların maalesef ihmal edildiğine dikkat çeken Jenkins “Devletin görevi bu mağdur kesimin haklarını korumaktır. Yıllardır ortaya çıkması gereken sosyal politikalarımız, yasalarımız ve kurumlarımız gelişmemiştir” diyerek şunları kaydetti:
  “Hem sosyal hem ekonomik olarak ihtiyaçlı yaşlılarımız maalesef kendi haklarını savunacak durumda değildir. 
   Sıkıntıları sıralayacak olursak ; Yasalarımız eksik. Huzur evi yasası var ama huzurevimiz yok. Huzurevi kendi kendine yetebilen bağımsız yaşayabilen bireylerin kalabileceği yerdir. Bakım evleri ise kendi kendine bakamayan bakıma muhtaç yaşlılarımızın kaldığı yerlerdir. 
   Bakım evlerimiz bugün çok ihmal edilmiş, tamamen geri kalmış durumdadır. Neden diyecek olursak bu sektöre bugüne kadar hiç yatırım yapılmadı. 
Devletten destek istediğimizde özeldir deyip sorumluluk alınmıyor, hem devlet tarafından dışlanmış hem de aileler tarafından bırakılmış bireyler için bizim isteğimiz var olmayan bakımevi sektörünü geliştirmek, sağlıklı insan onuruna yaraşır bir şekilde sağlıkla işleyebilir hale getirmek.  
Bakımevleri sosyal içerikli işletmelerdir ve hiçbir destek almadan, yasa olmadan var olamaz.”

Bakımevleri yasası yok

   “KKTC’de 6 özel 2 de devlet bakımevi var. Son bir senede 2 özel bakım evini de kaybettik” diyen Hatice Jenkins şöyle devam etti:     
   “ Bakım evlerimizi düzenleyen bir yasanın olmaması büyük eksikliktir. Dernek olarak yaptığımız çalışmalarla önce eksiklikleri belirledik. Binalar yetersiz, denetleyip düzenleyecek yasa yok, personel eğitimsiz, bakım evi sahipleri yönetsel olarak bilgili olmadığını saptadık. 
Kurumlarımızın gelişmesi için bu alan da yasa tasarısını hazırladık. Yasa olmadığı için yetki karmaşası var. Özellikle tam bir yıl önce Sınırüstü Bakımevinde bunu yaşadık. Orada yaşanan sorunları devletin her kademesine sözlü yazılı olarak ilettik. Özel bir vakıfa aitti, vakıflar idaresine bağlıydı. Orada bir uyuz salgını vardı, yaşlılar besinsiz bakımsız kalmıştı. Personel eksikliğinden gece kimsesiz kalıyorlardı. İlaçları verilmiyordu. Tüm yetkililere ilettiğimiz halde hiçbir şey olamaması kabul edilemez. Burada işte yetki karmaşası devreye girdi. Sağlık bakanlığı çalışma bakanlığını, çalışma bakanlığı sağlık bakanlığını suçladı. Herkes birbirine attı topu. Yetkili biz değiliz sizsiniz denildi. Bu mazeret kabul edilemez. 
Hükümet bir gecede tüzük, yasa, karar çıkartabiliyorsa, insan hayatıyla ölçülebilecek değerde bir konuyla ilgili acil çalışma yapması gerekmektedir. Zira bakımevinde yaşlılar ihmal ve istismardan hayatını kaybediyor. 
Umut ediyoruz ki önümüzdeki haftalarda bakanlığımızla birlikte derneğimizin hazırladığı yasalar meclise gelecek ve bir önce yapılması gerekenler yapılacaktır. Bakımevi ve huzurevi yasası bir elden olacaktır. Çünkü birbirinden ayrılamaz.”