Aytuğ TÜRKKAN
Hükümet adına Crans Montana’da bulunan Başbakan Yardımcısı Maliye Bakanı ve Demokrat Parti (DP) Başkanı Serdar Denktaş da Rumların önerileri sızdırmasına tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile istişare ettiklerini ve düşüncelerini kendisine ulaştırdıklarını anımsatan Denktaş, şöyle konuştu: “Rum tarafının sunduğu pakette benim evet diyebileceğim bir şey yok ama yetki Cumhurbaşkanı’ndadır. Bu konuda bir noktaya varılırsa eğer bizler referandumda görüşlerimizi ortaya koyacağız. Ama şu anda bizim yapmamız gereken Cumhurbaşkanı’na düşüncelerimizi aktarmak ve katkı koymaktır. Şu ana kadar gayet güzel bir işbirliğimiz olduğunu da eklemeliyim. Toprak konusuna henüz girilmiş değildir. Güzelyurt konusunda Türkiye’nin ve Türk tarafının tutumu bellidir.”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in çözüm için ortaya koyduğu taleplerin başında Güzelyurt’un iadesini koyması ise Güzelyurt milletvekillerinin tepkisini topladı.
Diyalog TV’nin özel yayınında görüşlerini açıklayan CTP’li milletvekilleri Güzelyurt’ta yaşayanların yerlerinden edilmeyecek bir anlaşma modeli üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekerken, UBP’li milletvekilleri ise Güzelyurt’un iadesine karşı çıkıyor.
Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar da artık 1974 koşullarının olmadığına vurgu yaparak Rumların taleplerini dikkate almadıklarını ifade etti.
Dürüst: Güzelyurt’tan göç etmeyeceğiz
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, UBP Güzelyurt Milletvekili Kemal Dürüst, Güzelyurt’a yapılan yatırımlara dikkat çekerek şu şekilde konuştu: “Görüşmelere olumlu bakıyoruz ancak gelinen noktayı Rumların Güzelyurt’a taşınmasına tepki gösteriyoruz. Esas olan her iki kurucu devletin menfaat ve egemenlik haklarını koruyan bir anlaşma olmalıdır. Dönüşümlü başkanlığın koşulu olarak Güzelyurt’un geri verilmesi diyorlar. Güzelyurt nasıl bir noktaya geldi farkında mıdırlar, son yıllarda Güzelyurt’a yapılan yatırımların farkında mıdırlar? Yatırımlarıyla yepyeni bir çehreye kavuşmuş çağdaş bir kent noktasındadır artık Güzelyurt. Ben 3 yaşında geldim buraya şimdi 46 yaşındayım ve burası benim vatanım. Çocuklarımın evleri de burada olacak. Bizler Güzelyurt’tan göç etmeyeceğiz. Kimse kapalı kapılar ardından sırf birileri memnun olacak halkımızın geleceğine dinamit koydurtmayız. Çözüm olacaksa toprak vermezden önce çözümlenmesi gereken konular vardır. Gelinen noktada bizler de vatandaşlarımız da huzursuzuz ama tepkimiz olmayacak sanılmasın. Toprak verme işlerinden gelemden önce güvenlik garantiler, dönüşümlü başkanlık, güven yaratıcı önlemler gibi konular öncelikle halledilmelidir. Çözüm için Rumların mantalitelerini değiştirmeleri gerekiyor”
Erçal: İnsanımız yerinden olmamalı
CTP Güzelyurt milletvekili Hüseyin Erçal da Güzelyurt Rum otoritesine verilse bile içinde yaşayanların yerlerinden olmayacağı bir modelin geliştirilmesi gerektiğini savundu.
Erçal konuşmasının devamında şunları aktardı, “Güzelyurt talebi yeni değildir. Ben kişi olarak verme-alma laflarından çok hoşlanmıyorum. Ortak bir ülke yaratılacaksa karşılıklı bir takım düzenlemeler yapılacaktır. Bölgede belirsizlik olduğu sürece gelecek belirsizliğimiz olacak. Bir çözümde bir takım karşılıklı düzenlemeler yapılacaksa ki bunlardan biri de toprak düzenlemesidir, o zaman bu çizgi bir yerlerden geçecek. Güney’de ve Kuzey’de kalacak yerler birer otoriteye bağlı olacak. Ama insanların fazla yer değiştirmeden yaşayacağı bir düzenleme olması gerekir. Aksi takdirde büyük oranda yer değiştirmeler söz konusu olacaksa bunun adı çözüm değil, çözülme olur. Hatta karşılıklı iki evet de çıkaramayız çünkü bu plan referanduma sunulacak. Toprak iadesi konusunda Güzelyurt sanki bir sembol bir prestij oldu. Bu inatlaşmanın sonucu çözümsüzlük olur. Bunun da getirebilecekleri arasında silahlı çatışma bile olabilir ki bu ülke için çok büyük bir felaket olur. Önemli olan inanımızı huzursuz edecek bir nokta olmasın.”
Gündüz: Son sözü yurttaş söyleyecek
Bağımsız milletvekili Menteş Gündüz de günün sonunda verilecek kararın iki toplumun onayına ihtiyaç duyulacağını anımsattı. Gündüz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sanki bize lütuf sunuyorlarmış gibi dönüşümlü başkanlığın karşısına Güzelyurt’u koyuyorlar. Dönüşümlü başkanlık zaten tartışılmaması gerekir. İki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon ise aradığımız zaten dönüşümlü başkanlık tartışılmaz bile. AB Birincil Hukuk konusu da ayrıca çok önemlidir. 1974’ten bu yana barılş hakimdir, kalıcı yaşayabilir bir anlaşmadır söz konusu olan. Dolayısıyla Ali Cengiz oyunlarıyla değil aklı selim ile hareket etmelidir herkes. Süslü sözlere kanmamamız gerekiyor, Güzelyurt’un nereden nereye geldiğini de idrak etmelidir Rumlar. Bugün Güzelyurt 13 köyle birlikte geniş bir alana hitap ediyor. Güzelyurt olduğu yerde duruyor, dönüşümlü başkanlıkla takas edilemez, bu oyuna gelmeyiz. Zaten bir anlaşma referanduma götürülecektir. Yurttaşımız da son sözü söyleyecektir.”
Çağlar: Konuya insanı olarak yaklaşmak lazım
CTP Güzelyurt milletvekili Mehmet Çağlar önerilerin basına sızdırılmasından şikayetçi oldu ve bunu kamuoyu yaratmak olarak nitelendirdi. Çağlar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Güzelyurt Rumlar tarafından her zaman gündemde tutulan bir konudur. Burada bulunması gereken çözüm insan odaklı olmalıdır. Bir taraftan 1974 öncesinde kayıp veren ama bir de 1974 sonrasında burayı vatan bilen insanların dengeli bir şekilde açılımla konuya yaklaşılmalıdır. Masada toprak düzenlemeleri ve mülkiyet konusu görüşülecektir. Şimdi bunlar bir paket halinde gerçekleştirilecek. Buradaki çözüm insanların yaşamlarını olumsuz etkilemeyecek, onları huzursuz etmeyecek şekilde olması gerekiyor. Bu konuda beyin jimnastiği yapmak gerekiyor.”
Özçınar: Rumların taleplerini dikkate almıyoruz
Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar da Rumların Güzelyurt ile ilgili taleplerini dikkate almadıkalrını kaydederek, 2017 koşullarının 1974’ten çok farklı olduğunu kaydedetti.
Özçınar konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Görüşme süreci devam ediyor. Rumlar kamuoyu oluşturuyor, Türk tarafı ise sessiz kalıyor. Bu sürecin artık önümüzü görme adına noktalanması gerekiyor. Her şey 2017 şartlarına göre tartışılmalıdır. İnsanları rahatsız etmeden bir anlaşma zemini yaratmak durumdayız. İnsanların yeniden yerinden edilmeyeceği güvenlik ve garantilerin olacağı bir anlaşma istiyoruz. Türkiye’nin zaten bu konularda bir kırmızı noktası var. Biz sınırlarımızı 1974’te belirledik. Ara bölgemiz var, toprak konusunda taviz mümkün değildir diyoruz biz. 2017’nin koşullarına göre değerlendirilmelidir konu. Rumların Güzelyurt ile ilgili taleplerini bizler dikkate almıyoruz. Güzelyurt’ta yaşayan insanlar yatırım yaptılar. Bölge gelişim ve değişim sağlıyor. Bu konuda yeniden bir tartışmaya gerek yoktur. Güzelyurt’un KKTC toprakları içinde var olduğunu ve varoalcağını savunuyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 07 Temmuz 2017, 10:22