Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman emekli Güvenlik Kuvvetler Komutanı Tuğgeneral Altan Er'in sözlerini yorumladı. Erhürman, "Cumhurbaşkanlığı'na yönelik iddialar suskun kalınacak sözler değildir, bu ülkede komutan olarak görev yapmış bir kişinin iddiaları son derece ciddidir" dedi.
"Ölü gözünden yaş beklemiyoruz" diyen Erhürman, bir an önce halka giderek iradeyi yenilemenin şart olduğunu söyledi, ülkenin her yanının dağıldığını, iradenin sekiz ayda aşındığını ifade etti.
Erhürman ayrıca "Bu kadar yanlışlık sonsuza kadar sürdürülemez, ülkeyi bırakmayınız, gitmeyiniz, çünkü bunlar gidecek" sözlerini kullandı, düşünce özgürlüğünü engellemeye çalıştıklarını, buna izin vermeyeceklerini ifade etti.
Emekli komutan Er çarpıcı iddialarda bulunmuştu
Emekli Komutan Er, Afrika gazetesinde kendisiyle ilgili yayımlanan ‘bir iş adamıyla ara bölgeye kayıt yaptırmadan geçtiğine’ dair haber üzerine Serhat İncirli’ye konuşmuştu.
Er, yaptığı açıklamada şu iddiaları ortaya atmıştı:
“Ben görevdeyken, yedi polisle ilgili olarak, Polis Genel Müdürü’nden bana bazı bilgiler geldi. Genel Müdür’e göre bu yedi polis memuru, H.F. adlı bir kişiye çalışıyordu… Konuyla ilgili komisyon oturdu, incelemesini, araştırmasını, soruşturmasını yaptı. Yedi polisten dördü, meslekten men edildi… Üç tanesi ise suçları ispat edilemediği için pasif görevlere çekildi…
Bu yedi polis memurunun evleri arandı, dizüstü bilgisayarlarına, cep telefonlarına el kondu. Hepsi tek tek incelendi… Bir tanesinin bilgisayarından başka şeyler çıktı… En başta şaşırtıcı olan, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe kalkışması sırasında, bu terör örgütü tarafından yayımlanan sıkıyönetim genelgesinin orijinalinin bilgisayarda bulunmasıydı… Fethullah Gülen’in binlerce fotoğrafı vardı bilgisayarda…
"Bu polis de meslekten men dilenler arasındaydı… H.F. adlı kişi 4 veya 5 defa beni arayıp, görüşmek için randevu istedi… Randevu vermedim, görüşmedim…
Daha sonra o dönemin çok üst düzey bir yetkilisi E.T. de beni aradı… ‘H.F. benim dostumdur, partimize çok ciddi yardımları oluyor, görüşün kendisiyle lütfen’ gibi ifadeler kullandı. Yine görüşmedim… E.T. beni bir akşam yemeğe davet etti. Nereye gideceğiz diye sorduğumda, H.F.’ye ait restoranın adını verince, yemeğe katılamayacağımı belirttim.”