banner564

Siyasi irade şart

CTP milletvekilliği ve Meclis Başkan Yardımcılığı yapan Dr. Mustafa Yektaoğlu, Kıbrıs’ta en büyük sorunun çözümsüzlük olduğunu söyledi

Siyasi irade şart
banner598
Çiğdem AYDIN
 Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) önemli isimlerinden biri olan Dr. Mustafa Yektaoğlu 2 dönem milletvekilliği ve Mecls Başkan Yardımcılığı yaptı. Bu süre zarfında doktorluk mesleğine ara veren Yektaoğlu, parlamentodaki görevini 2013 yılına kadar sürdürdü. Yektaoğlu, Kıbrıs’ta en önemli sorununun çözümsüzlük olduğunu belirtirken, bu konuda siyasi iradenin önemine dikkat çekti.
  Yektaoğlu sorularımızı şöyle yanıtladı:
  Soru: Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz?...
  Yanıt: Siyasete 1970 yılında, 18-19 yaşlarımda Türkiye’de yüksek öğrenim yıllarında başladım. Hiçbir zaman ara vermedim. Siyaset yapmak için ille de milletvekili, bakan vs... olmak gerekmiyor. Ne yazık ki ülkemizde egemen siyaset genellikle hep tepeden siyaset anlamına gelmiştir. Bunu aşmanın yolu doğrudan demokrasi ve çoğulculuk çerçevesi içinde siyaseti toplumsallaştırmaktır. Milletvekili veya Meclis Başkan yardımcısı olmadan önce siyaset yapıyordum ölene kadar da bilgim ve görügüm çerçevesinde siyaset yapmaya devam edeceğim. Çünkü siyaset benim için bir araçtır ve siyaseti kendim için değil toplum için yapıyorum. Bu benim hayat şeklim. 2005 yılında Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili olunca doktorluk yapmayı işlevsel ve etik bulmadığım için mecliste bulunduğum 2005 -2009 ve 2009- 2013 dönemlerinde doktorluk yapmadım. Ve 2013 yılında 8 yıllık Sosyal sigortalardan ve 19 yıllık da kamu hizmetlerinden emekli oldum.

Dostların sayısı azalmadı

Soru: Görüyoruz ki siyasete ara vermediniz ama yine de şunu sormak isterim siz Meclis Başkan vekilliğinden ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı olan ilgisi değişti mi, arayıp soran oluyor mu? 
Yanıt: Gerek çocukluk gerekse gençlik yıllarımda birçok arkadaşım, dostum vardı. Yüksek öğrenimde iken arkadaşlıklarım ve dostluklarım arttı. Dostluk yaptığım 30 yıldan fazla zamanda ülkemizin bir çok bölgesinden hastalarım olduğu için hastalarımın aileleri hep dostlarım oldular. Halkın içerisinde de çok fazla insan tanıyorum ve çok fazla dostlarım vardır. Milletvekilliği ve Meclis Başkanlığı yaparken başta partide de olsalar zaten genellikle tanıdığım bildiğim insanlardı. Meclis Başkan Yardımcılığından ayrıldıktan sonra ne dostlarımda azalma oldu, ne de arayıp soranlarda azalma var. Dostlarım, arkdaşlarım bir sağlık sorunu olduğu zaman yine arıyorlar aktif olarak doktorluk yapmıyorum ama yol gösteriyorum gerekli veya ilgili yerlere yolluyorum. 
Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz? Yanlışlar nedir? Neler yapılmalı?
Yanıt: Siyaset toplumsallaşmalı. Kıbrıslı Türklerin siyasette özne olması gerekiyor. Bu da siyaset üretmekle, irade koymak, mücadele etmekle olur. Özne olmadığımız, içinde olmadığımız bir siyaseti değiştirebilmemiz nasıl mümkün olacak? Birçok siyasetçi ve bazı siyasetçilerin siyasi ufukları Girne kıyısından öteye gitmiyor. Mahalli, kısır, verimsiz bir siyaset olarak kalıyor. Bireysellik taşıyan siyasiler, hem bireycilikten, bencillikten hemde çıkarcılıktan ve kasaba politikalarından kurtulmayı gerektiriyor. Evrensel siyasetlerin stratejileri iyi izlemeli, hukuk devleti, demokrasi, barış ve eşitlik için bireysel ve toplumsal olarak her bakımdan dünya ile bütünleşmek için siyaset üretmeye mücadele vermeye devam etmeliyiz. Umudun bittiği yerde siyaset biter, edilgen oluruz. Bizden sonraki nesiller için yurdumuz için mücadele etme borcumuz var. 
Dünyanın en uzun süreli sorunu

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yanıt: Kıbrıs sorunu geçen asırdan kalma çok uzadı, dünyada en uzun süreli sorunlardan biri oldu. Bizlere de dünyaya da bu sorunun uzaması bıkkınlık getirdi. Birçoğumuzu Kıbrıs konusu beşikten mezera kadar karşılar duruma geldi. Çözümsüz geçen bu uzun süre zarfında Kıbrıs sorununun boyutları da büyüdü, anlaşmazlık olan konulara yeni büyük konular eklendi.

Soru: Nasıl bir çözüm olmalı sizce? 
Yanıt: Avrupa Birliği (AB) ve mevzuatları, doğal gaz – petrol konuları sözkonusu konulara örnektir. Kıbrıs sorununda AB, Brüksel ihale alan uluslararası doğal gaz-petrol şirketleri aktör durumuna geldiler. Sorunlar arttıkça ve büyüdükçe aktörler ve çıkarlar çoğaldıkça Kıbrıs sorunu daha çok tehlikeli bir duruma geldi. 

Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı? Değilse ne yapmalı?
Yanıt: Kıbrıs Türk tarafı çoğunlukla eşitlikçi bir çözüme hazır ama umutsuzluk var. Bıkkınlıklar, hayal kırıklıkları var ve henüz toplum devrede değil. Toplum edilgen durumunda bekliyor. Toplumda, siyasete ve bazı siyasetçilere karşı güvensizlikler var çünkü toplum önünü göremiyor. Çözüm iradesini, çözüm samimiyetini göremiyor. Toplum samimi ve güçlü olarak çözüm iradesi ortaya koyacak toplumu eşitlikçi bir zeminde BM ve AB’ye taşıyacak siyasetçiler, siyasi iradeler ve siyasi atılımlar bekleniyor. 
Doğal zenginlikler federal hükümetin yetkisinde…
Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?
Yanıt: Müzakerelerde en önemli sorun “yönetim ve güç paylaşımı” konusudur ondan sonrasında mülkiyet konusu geliyor. Son zamanların en çok konuşulan konusu petrol – doğal gaz konularıdır. Yönetim ve Güç paylaşımı konusunda dahildir ve bu konu içinde çözülecektir. Dünyadaki benzer örneklere baktığımız zaman mülkiyet konusunun ve sorununun Kıbrıs sorunu çözüldükten sonra en azından bazı mülkiyet sorunlarının devam edeceğini kolayca söyleyebilirim. Çünkü AB’de dahi birçok mülkiyet sorunu bilhassa orta Avrupa ülkelerinde devam etmektedir. AB mevzuatı içinde çözülmezse, uluslararası mahkemelerde çözüm bulmaktadır. Dünyadak tüm federal devletlerde petrol-gaz kaynakları dahil tüm doğal kaynaklar Federal hükümetin yetkisindedir. MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) sorunları denizdeki sınır sorunları ve deniz sınır anlaşmazlıkları uluslararası mahkemelerde çözülür. Bunun örnekleri de çoktur. Bu yüzden doğal gaz ve komşularla deniz sınırları sorunları Kıbrıs’ta çözüm olduktan sonra BM Deniz Hukukunun çerçevesinde uluslararası mahkemelerde çözülmelidir.
Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?
Yanıt: Çözüm olursa öğretim üyeliğine devam edeceğim. Ancak çözümden sonra da toplum olarak çok işimiz vardır. Toplumun demokratik olarak, hukuksal, ekonomik, sosyal olarak dünya ile bütünleşmesi AB mevzuatına uyum saplaması bir günde olmayacak. Kalıcı barışın idamesi ve hukuk devleti için adalet, eşitlik için çalışmalar devam etmelidir. Tüm toplum olarak bunlara katkı koymalıyız. Ayrıca evrensel barışı ve demokrasi için mücadele devam ederken Doğu Akdenizde de tüm kıyıdaş ülkeler arasında istikararlı bir barış ve ekonomik –sosyal işbirliği için siyaset üretmeye, barışa katkı koymaya devam etmeliyiz. Unutmamalıyız ki ne kadar kavga etsek de, savaşsak da, bir gün bir masa etrafında Barışı ve adil bir çözümü sağlamak ve anlaşma yapmak için toplanacak ve çözümü sağlamak durumunda kalacağız.

Güncelleme Tarihi: 16 Temmuz 2016, 09:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473