banner564

Sistemden rahatsız

1970’li yıllardan itibaren hep politikanın içinde olan Bayram Karaman, özgürlüğün olmadığı yerde siyasetin çaresiz kaldığını söyledi

Sistemden rahatsız
banner598

Ufuk ÇAĞA

   Bayram Karaman hem siyasi, hem de sendikacı kimliği ile tanınıyor. 1970’li yıllardan itibaren siyasetin içinde yer alan, bir dönem milletvekilliği de yapan Bayram Karaman, halen CTP Parti Meclisi üyesi olduğu halde, ülke siyasetinden memnun değil.

   “El yordamı ile siyaset yapılmaz” diyen Bayram Karaman,  adalet ve özgürlüğün olmadığı yerde siyasetin de çaresiz kaldığını söyledi. Karaman şöyle dedi:

   “Biz hala daha bu ülkenin envanterini çıkarmış değiliz. Neyimiz var neyimiz yok bunu bilmeden el yordamı ile siyaset yapmaya çalışıyoruz. Örneğin; ülkede ne kadar hasta var, ne kadar nüfusumuz var hiçbir şey bilinmiyor. Biz sosyal bir devletiz diyoruz. Öyle ise, yönetenler, insanlara insanca yaşam hakkını sağlamalıdır. Bizdeki yönetenler piyasa yöntemi ile birilerini zenginleştirmeye çalışıyor. Zaten birçok yerde özelleştirilerek adeta özele teslim edildi. Sosyal devlet ‘kar damarıyla değil ar damarıyla hizmet verir’. Vatandaşlar devletin müşterisi değildir ve devlet vatandaşa hizmet için vardır. İşte ben bunları göremediğim için milletvekilliğinden ayrıldım.”

   Bayram Karaman, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:

 

Lise çağlarında siyaset

 

   Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

   Yanıt: Siyasete ta lise çağlarından başladım, sendikal hareketlere karşı bir ilgim vardı. Bu ilgi 1971 yılından itibaren hızlandı. Daha sonra 1976 yılında Kıbrıs’a yerleştim ve kendi siyasi görüşlerime en yakın parti olarak CTP’yi bulduğum için fiilen burada siyaset yapmaya başladım. Şu anda siyasete devam ediyorum ve CTP Parti Meclisi üyesiyim. Ben 1985 ve 1997 genel seçimlerinde CTP’den milletvekili adayı oldum, ardından 2003 milletvekilliği seçimlerini aynı partiden kazanarak meclise girdim ve 2009 yılına kadar mecliste görev yaptım. 2009 seçimlerinde ve daha sonrasında ise aday olmadım, ama dediğim gibi fiilen siyasete devam ediyorum.

   Soru: Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz ?

   Yanıt: Milletvekilliğinden önce Turizm Emekçileri Sendikası başkanı idim, şimdi de sendikacılığa devam ediyorum.

   Soru: Bakmakla yükümlü olduğunuz kimseler varmı?

   Yanıt: Rahatsız olan bir eşim vardır. Çocuklarım evlidir.

   Soru: Son zamanlarda ciddi bir sağlık problemi yaşadınız mı?

   Yanıt: Geçtiğimiz günlerde bir kalp rahatsızlığı geçirdim ve anjiyo oldum.

   Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi? Arayıp soran oluyor mu?

   Yanıt: Gerek milletvekili iken gerekse sonrasında gördüğüm ilgide herhangi bir değişiklik olmadı. Kimlerle dostluğum varsaydı bu dostluk halen devam ediyor.

 

Çözüm egemen güçlere bağlı

 

   Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

   Yanıt: Şu anda bizim taraf, Rum tarafı, Türkiye ve Yunanistan tarafınca ortaya konan görüşlerin hiç bir hükmü yoktur. Eğer egemen devletlerin burada bir anlaşmaya ihtiyacı varsa anlaşma olacaktır. Aslında şu soruları sormamız lazım; iki tarafın bir arada yaşamasını gerektiren ne var? Niye biz birleşelim?

   Çok önceleri bu ülkede her iki toplum da bir arada yaşıyordu. Ardından ülkedeki sömürge yönetimi Türk ve Elen diye burayı ikiye bölerek her iki toplumu birbirine düşman etti. Ondan sonra da bazı çevreler bizlere ‘savaşın’ dedi, bizler de savaştık. ‘Barışın’ dediklerinde barıştık. Ben gerçek bir barışın olmasını çok isterim. Irk, dil, din, renk ayrımı olmadan birlikte üretip, birlikte yiyebileceğimiz bir ortama olanak sağlayacak bir barıştan yanayım.

   Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?

   Yanıt: Kıbrıslı Türkler gerçekten barış istedi. Zaten bunu Annan Planı referandumunda gösterdi. Biz çözüme hazırız, çünkü bizim düzgün bir anlaşmadan kazanacağımız çok şey vardır. Ancak yapılacak olan bir anlaşmanın her iki tarafın da çıkarına olması ve her iki tarafta da yaşayan insanların akıllarında herhangi bir soru işareti bırakmaması gerekir.

   Her iki toplum da birlikte yaşamak için nedenler bulmalıdır. Bence daha özgür, daha adaletli bir yaşam için birlikte çalışmalıyız. Bir arada mücadele etmeliyiz deyip birlikte hareket etmeliyiz.

   Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?

   Yanıt: Müzakerelerde hiçbir konuda sıkıntı olmaz. Eğer sıkıntıyı yaratanlar sıkıntı olsun diye uğraşmazsa herhangi bir problem yaşanmaz.

   Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?

   Yanıt: İşin doğrusu hiçbir şey düşünmedim. Sadece çocuklarım adına, savaştan yorgun düşen ülke halkım adına sevinir ve emekliliğin tadını çıkarırım.

 

 

 

Yarın:Eşref Faiz

 

Güncelleme Tarihi: 15 Mayıs 2014, 01:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473