Çiğdem AYDIN
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde (CTP) değişik görevlerde bulunan ve milletvekilliği yapan Mehmet Ceylanlı, Kıbrıs’ta çözümün tüm taraflar için şart olduğunu söyledi.
Diyalog’a konuşan Ceylanlı, çözüm öncesinde gerekli reformların yapılması gerektiğini belirterek, özellikle kamudaki sıkıntılara dikkat çekti.
Soru: Siyasete ne zaman başladınız? Ondan önce ne yapıyordunuz?..
Yanıt: 1986 yılında Telefon Dairesi’nde mühendis olarak göreve başladım. Ama öncesinde sivil toplum örgütlerinde çeşitli görevlerde bulundum. Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nda üç yıl görev yaptım.1992 yılında kendimi Tel-Sen Başkanı olarak buldum. O dönem büyük mücadeleler verdik mecliste sadece Ulusal Birlik Partisi (UBP) vardı ve bizim yaptığımız eylemlerin de etkisi ile bazı şeyler değişti . Ekonomik ve Sendikal Platform ile Türkiye’ye gittik ve orada Devlet erkanı ile görüştük bu girişimin hemen ardından da 1993 yılında erken seçim oldu. Sosyal Demokrat bir devlet olabilmek için bir mücadele verdiğimiz için erken seçime neden olduğumuzu düşünüyorum. 6 yıl boyunca sendika başkanlığı yaptım. 1998 yılında normal seçimler oldu. Ben de İskele bölgesinde Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden aday oldum. Bizim için en başarısız seçimdi o dönem sadece 6 vekil çıkarabilmiştik ve ben de kaybettim. 2003 Aralık ayında ilk kez CTP Karpaz bölgesinde vekil çıkardı ve o kişi de bendim. 2005 yılında tekrar aday oldum ve o zaman da seçildim. Bu kez Önder Sennaroğlu da CTP’den seçildi. 2009 yılına gelindiğinde CTP açısından yine gerileme dönemi yaşandı. O seçimde de seçilemedim ve daha sonra da aday olmadım.
Soru: Şimdi ne yapıyorsunuz?..
Yanıt: Şu anda emekliyim erken emeklilik beni kapsadı ve 24 yıldan emekliye çıktım. Herhangi bir iş kurmadım. Çünkü bana riskli gibi geldi o dönemde Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY ) da battı, eşim orada çalışıyordu ve o da işsiz kalmıştı dolayısıyla piyasada da durgunluk yaşanıyordu iş kurmak gibi bir risk almak istemedim.
Soru: Bundan sonraki dönemde aktif siyasete devam edecek misiniz?
Yanıt: Ben 1998’den beri 4 kez seçime girdim 4 seçim yaşadım sonrasında partimin organlarında görev yaptım. 2003 yılından beridir de kuruma atanana kadar parti meclisinde görev yaptım şimdi sadece üyeyim. Siyasete girip girmemem koşullara bağlı olarak değişir. Yani iki yıl sonraki koşullar ne olacak bilmiyorum ama aday olmayı düşünürmüyüm diye sorarsanız şu anda öyle bir çalışmam yok öyle bir düşüncem de yok fakat iki yıl sonra ne gelir ne götürür bilemem. Ben daha fazla gençlerin desteklenerek siyaset yapması taraftarıyım.
Soru: Sizce KKTC’nin en önemli sorunları nedir?
Yanıt: Bana göre en önemli sorun kamu yönetiminin verimsizliği, insanların umutsuzluğu ve siyasetin doğru zamanda doğru zeminde sorunlara çözüm bulamamasıdır.
Soru:Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?.. Arayıp, soran oluyor mu?..
Yanıt: Daha önce her sorun için aranan milletvekilleri ki eminim şu anda da öyledir artık aranmıyorum. Milletvekillerinden her zaman en zor işi bekler vatandaş mutlaka bir yerlerde normal olmayan bir şeyler vardır ve vekil onun için aranır. Hatta o dönemlerde beni sırf hatır sormak için aradıklarında şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Ama normalde dostluklarım devam eder.
AB uyum yasaları önemli
Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?.. Yanlışlar nedir?.. Neler yapılmalı?..
Yanıt: 2000 yılında bizim dönemde Kıbrıs sorunu gündemdeydi. Referandum yasası gibi kamu reformu getirilecekti ve bunun sorumluluğu vardı bizlerin üzerinde. Avrupa Birliği Uyum Yasaları ve yeni bir yapılanmanın temelinin oluşturulması gibi kamuda ikinci iş yapma yasağı ,devletin giderlerinin yüksek olması ve halkın cebinden çıkmaması tüm bunların değiştirilmesi için toplumun dönüştürülmesi gerekiyor.Toplumun ülke için yapılacak olan reformlara katkı koyması gerekiyor. Bunu iradeye dökmek ve katkı koymak önemlidir. Devletin her kuruşunu denetleyen sadece sayıştay değil toplumun kendisi olmalıdır. İzaz ikramlar, RHA’ların kullanımı, düğün dernekler vs... bunlara dikkat edilmelidir. Yüzde 60 bütçe Türkiye’den geliyor bütün yatırımlar yine TC Yardım Heyeti’nden yapılıyor. Böyle bir ekonomik yapı sürdürülemez .
Soru:Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..
Yanıt: Bugünkü aşamada hem Rumlar hem de Türklerin uluslararası hukuka angaje olması gerekiyor. Yani bir çözüm olması şarttır. Ülkenin kalkınması ve dünya yatırımlarıyla buluşması gerekiyor ve bu çözüm 2004 yılında Rumlar hayır dese de şimdi onlar için de şart oldu. Adadaki doğal kaynaklar süper güçlerin ilgisini çekmiştir ve Rumları da çözüme zorlayacaklardır.
Soru:Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı?.. Değilse ne yapmalı?..
Yanıt: Politik olarak hazırdır. Ancak alt yapı olarak çözümden sonra özellikle kamuda çok büyük değişiklikler yapılması gerekecek.
Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?..
Yanıt: Toprak konusu en önemli sorunlardan biri. Bence Annan Planı’ndaki oranın dışına çıkılmamalı. Ama üstüne bastığımız toprak mı önemli yoksa üstünde yaşayan insanlar mı ona da karar vermek lazım.
Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..
Yanıt: Çözümde de yapmamız gereken şövenist unsurlara dikkat etmektir. İki toplumu kaynaştırmak ve çözümü pekiştirmek için bilgi ve birikimlerimizi gönüllü olarak sunmaya hazırız.
Yarın: Hakkı Atun
Güncelleme Tarihi: 01 Ağustos 2016, 09:44