Çiğdem AYDIN
Kuzey Kıbrıs’ta kanser hastalıklarının yanı sıra kalp ve damar hastalıklarında ürkütücü artışlar yaşanıyor. Lefkoşa Devlet Hastanesi Başhekimi Ramadan Kamiloğlu Diyalog’a yaptığı açıklamada “2007 yıllında 50 yaşında gelen bir hasta olduğu zaman ‘genç diyorduk’, şimdi 35 yaşında bypass ameliyatı olanlar vardır” dedi.
Stres, sağlıksız beslenme, düzensiz yaşam ve diğer çevresel faktörler nedeniyle kalp hastalarında yaş sınırının 25’e kadar düştüğüne dikkat çeken Kamiloğlu, Devlet Hastanesi’ndeki ameliyatın ve doktor sayısının yetersiz kaldığını belirtti.
Kamiloğlu şöyle dedi:
“2007 yılında İstanbul Siyami Ersek Hastanesinin ve TC Sağlık Bakanlığı ile KKTC Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kurulan Kalp ve Damar Cerrahi bölümü 2009 yılında hiçbir personel araç gereç desteği olmadan kendi kendine yeter duruma geldi. Şu anda ise açık kalp ameliyatlarına giren 4 cerrah bulunmakla bu sayı yetersiz kalmakta, ayrıca bir ameliyathaneye ihtiyaç vardır.”
Yatak sayısı yetersiz
Başhekim Ramadan Kamiloğlu, kalp hastalıkarının ülkemizde ciddi oranda artması nedeniyle, görevli personel sayısı ile servis yatak sayısının yetersiz kaldığına dikkat çekerek, bu konularda önlem alınmasını istedi.
Türkiye’de yürürlükte olan yasalara dikkat çeken Kamiloğlu, şöyle dedi:
“Bugün Türkiye bu konuda ciddi yasalarla hem hasta haklarını hem de hekim haklarını korumaktadır. Örneğin bir bypass ameliyatına tek başına bir cerrah giremez. Uzun bir ameliyattır ve hastanın hayatı sizin avuçlarınızdadır bu yüzden dikkatli ve hızlı olmalısınız. Biz de ameliyatlara en az 2 genelde de 3 cerrah giriyoruz. Bu hastanın lehine olan bir durumdur. Ama bypass olan bir kişiyi ameliyat bitti diye bırakamazsınız diğer ameliyatlara benzemez mutlaka bir cerrah o gün gece boyunca da nöbetçi olmak zorundadır. Bizde ise 4 cerrah var.”
Normal ve sorunsuz bir bypass ameliyatının yaklaşık 3, üç buçuk saat sürdüğünü belirten Kamiloğlu, hastanın damar tıkanıklığına ve durumuna göre ameliyat süresinin 7 saate kadar çıkabildiğini ifade etti. Bir gün içerisinde 2 veya 3 ameliyat yapıldığını anlatan Kamiloğlu, 2007 yıllarında 50 yaşında gelen bir hasta olduğu zaman genç diyorduk şimdi yaş ortalaması bypass ameliyatlarında 35 yaşına kadar düştü dedi. 35 yaşında olup da bypass ameliyatı olamayacak kadar kalbi hasar görmüş kişiler olduğuna dikkat çeken Kamiloğlu “bu tür kişilere suni kalp takabiliyoruz” dedi.
Halk bilinçlendirilmeli
KKTC’de 40 yaşın altında ayda en az 10 kişinin pypass olduğunu vurgulayan Kamiloğlu, ülkede ciddi bilinçlendirmeler yapılması gerektiğine işaret etti. Kamiloğlu, kalp hastalıklarının nedenlerini ise şöyle sıraladı:
Genetik beslenme, sigara kullanımı , zararlı madde kullanımı ve çevresel faktörler, stres.
Özellikle beslenmeye dikkat çeken Kamiloğlu, şöyle devam etti:
“Eskiden kalp hastalarının sayısı azdı. Çünkü gıdalarda kimyasal madde kullanımı ve çeşitliliği daha azdı. Günümüzde ne yazık ki kimyevi ürünleri bilinçli kullanmayanlar var ve bunu kalp sağlığımızla veya kanserle ödüyoruz. Buna ek olarak stresli ve huzursuz bir toplumuz ve genelimiz spor yapmıyo.”
Dr.Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji bölümünde 50 hastaya sadece 3 hemşire düştüğünü belirten Kamiloğlu, “özellikle ara eleman (hasta bakıcı) olmadığından çalışanların yükü daha ağır” dedi. Kalp sağlığı için hemen her kişinin düzenli spor yapması ve fast food beslenme şekillerinden uzak durmak ve sigara kullanımını terke etmek gerektiğine dikkat çekti.
Vaiz: Anjiyo olanlar 5 kat arttı
Diyalog Gazetesine konuşan Kardiyoloji klinik şefi Dr.Gülgün Vaiz ise, 1998 yılında en fazla 200 kişiye anjiyo yapılırken, bu rakamın yılda bin kişiye ulaştığını söyledi.
Şu anda yılda 400 kişiye ise stand uygulaması yapıldığını ifade eden Vaiz, yılda en az 300 kişinin kalp krizinden dolayı hastaneye müracaat ettiğini belirtti.
En fazla kalp krizi geçirenlerin erkekler olduğunu belirten Vaiz, kadınların östrojen hormonlarından yana bu konuda daha şanslı olduklarını belirtti. Erkeklerde kalp krizin,in artmasını aşırı sigara tüketimi ve stres’e bağlayan Vaiz, kadınlarda ise yüksek tansiyon ,aşırı kilo ve diyabet olarak belirtti.
Kimler risk altında?
Vaiz, kalp krizi için en önemli faktörleri ise şöyle sıraladı:
Yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, diyabet, hareketsizlik, sigara kullanımı, genetik faktörler, steres ve çevresel faktörler. Örneğin araçlardan çıkan eksoz dumanlarının çevresel faktörlerin başında geldiğine dikkat çeken Vaiz, uyku düzensizlikleri de kalp krizini tetikleyen baş faktörler arasındadır.”
Özellikle gece çalışanların daha fazla kalp krizi geçirme riski olduğunun altına çizen Vaiz, “Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı stratejik araştırmalara göre gece çalışanlar, diyabet hastaları, obezite, kroner akciğer hastaları kalp krizi geçirebilmektedir” dedi. Kalp hastalıklarının eskiden gelişmiş ülkelerin sorunu olduğunu ifade eden Vaiz, fakat günümüzde gelişmekte olan ülkelerin sorunu olduğunu söyledi.
Özellikle Yunanistan, İtalya ve Fransada ada ülkeleri olmalarına rağmen kalp krizi oranının çok düşük olduğuna dikkat çeken Vaiz, “önemli olan hastalanmadan koruyucu tedavi uygulamaktır dolayısıyla bu yöndeki Sağlık Bakanlığının politikaları desteklenmelidir” dedi.
Çocukların ve gençlerin bu konularda eğitilmesi gerektiğini ifade eden Vaiz, “bir anlamda ilk eğitim ailelerde başlar çocukların en büyük besini huzur ve sevgidir bunu esirgemeden mutlu ve sağlıklı bir nesil yetiştirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2014, 10:31