Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kısa süreli KKTC ziyaretinde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Davutoğlu, daha sonra parlamentoda temsil edilen siyasi parti liderleri ile yemekli toplantıda biraraya geldi. Toplantıda, Kıbrıs sorununun çözümüne destek verilmesini memnuniyetle karşılayan Davutoğlu, Rum tarafına da mesaj göndererek, bunun örnek alınmasını diledi.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya yapacağı ziyaretin de sürece katkı koyacağını belirten Davutoğlu, diğer ülkelere de süreci teşvik edecek faaliyetlerde bulunma çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı’nda heyetlerarası çalışma yemeğinin ardından orak basın toplantısı düzenledi.
Çalışma yemeğine Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yanında Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Dışişleri Bakanı Özdil Nami, ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Cumhurbaşkanlığı Müzakere heyetinin bazı üyeleri ile TC Dışişleri Bakanlığı heyeti üyeleri katıldı.
Eroğlu: Yararlı bir görüşme oldu
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu basın toplantısında yaptığı konuşmada, Soma’daki faciadan dolayı Türk ulusuna başsağlığı diledi.
Davutoğlu ile tekrardan bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Eroğlu, Davutoğlu ve ekibi ile yapılan görüşmenin çok yararlı bir görüşme olduğunu kaydetti.
Eroğlu görüşmede bundan sonraki süreci birlikte değerlendirme imkânı bulduklarını ifade etti.
Özlü müzakere aşamasında Kıbrıs Türk tarafının bir sonuca ulaşmak için elinden geleni yaptığını ifade eden Cumhubaşkanı Eroğlu, “Müzakerelerin sonuç alıcı olabilmesi için bu sürecin kaldığı yerden devam etmesi, geçmişte elde edilen yakınlaşmalara bağlı kalınması büyük bir önem arz etmektedir” dedi.
BM parametrelerine sadık kalınmalı
Sonuç alınabilmesinin, iki kesimlilik ve siyasi eşitlik gibi Birleşmiş Milletler parametrelerine sadık kalınmasından geçtiğini kaydeden Eroğlu, BM parametrelerinin Kıbrıs Türk tarafının ana prensiplerinden olduğunu kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafı olarak Kıbrıs sorununun dünyadaki başka bazı krizlere rağmen, uluslararası toplumun gündeminde üst sıralara çıkmaya başlamasından ve bu sorunun çözümüne ilginin artmasından memnun olduklarını kaydeden Eroğlu, “Bu noktaya gelinmesinde atmış olduğumuz adımların önemli bir katkısı olduğuna inanıyorum” dedi.
Biden’in adaya ziyareti...
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya ziyaretine de değinen Eroğlu, “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak bu ziyaret ile birlikte müzakere sürecine bir ivme kazandırılmasını ve uzun süredir talep ettiğimiz üzere erken zamanda kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm bulunmasını istiyoruz” dedi. Eroğlu Davutoğlu’na bu konudaki uğraşlarından dolayı da teşekkür etti.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile 31 Mart’ta yer alan görüşmesinin ardından nerdeyse iki aylık bir süre geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Son liderler görüşmesinin üzerinden neredeyse 2 aylık bir süre geçmesine rağmen bir görüşme tarihi dahi alamamış olmamız düşündürücüdür” dedi.
“Şeref salonunda kabul edilecek”
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in ziyaretinde flama ve KKTC bayraklarının kullanılıp kullanılmayacağı sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, tüm konuklarında olduğu gibi Biden’i de Cumhurbaşkanlığı Şeref Salonu’nda kabul edeceğini, KKTC ve TC bayraklarının da her zaman olduğu gibi bina dışarısında asılı olacağını kaydetti.
Son 6 ay değerlendirildi
TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise basın toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Soma’daki felaketle ilgili taziye mesajına teşekkür etti ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın Soma’yı ziyaret etmesinden dolayı, ayrıca KKTC’den gelen başsağlığı dilekleri için müteşekkir olduğunu ifade etti.
KKTC Cumhurbaşkanlığı’yla Aralık 2013’te KKTC’ye gerçekleştirdiği ziyaret esnasında belli aralıklarla bir araya gelerek gelecek planlaması yapabilmek için bir ilke kararı aldıklarını anımsatan Davutoğlu, KKTC’ye dün yaptığı ziyareti, bu karar çerçevesinde son 6 aydaki gelişmeleri ele almak için gerçekleştirdiğini belirtti ve Eroğlu’na kendilerine bu imkânı tanıdıkları için de teşekkür etti.
Üç olumlu gelişme
Son 6 ayda üç olumlu gelişme yaşandığını kaydeden Davutoğlu, ilk olumlu gelişmenin iki liderin “Temel müzakere çerçeve metni” üzerinde mutabık kalması olduğunu ifade etti.
Ortak açıklamanın; meselenin özünü, 60 yıl geçmişin özünü içeren çok önemli bir belge olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Referans metni önümüzdeki müzakere sürecine ışık tutacaktır” dedi.
İkinci olumlu gelişmenin, müzakerelerin 2 yıllık aranın ardından yeniden başlaması olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Gönül isterdi ki müzakereler doğrudan liderler düzeyinde ve çok daha sık bir şekilde yürütülmüş olsun” dedi.
Üçüncü gelişmenin ise; müzakerelerin başlamasıyla birlikte uluslararası toplumda bir an önce çözüm olması yönünde bir irade oluşması olduğunu kaydeden Davutoğlu, söz konusu güçlü iradenin oluşmasında KKTC Müzakerecisi ile Kıbrıs Rum Liderliği Müzakerecisinin Ankara ve Atina’ya gerçekleştirdiği çapraz ziyaretlerin katkısı olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Bu, iki toplumun da büyük güven duyduğu iki anavatanın devreye girmesi bakımından önemlidir“ dedi.
Kıbrıs sorununun çözümünün Doğu Akdeniz’i barış havzasına dönüştürme açısından da önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Biden’in adayı ziyaret edecek olmasının adada bir çözüme ulaşılması yönünde var olan uluslararası ilginin bir başka göstergesi olduğunu kaydetti.
Tüm siyasi partilerin aynı masada olması...
Uluslararası topluma Kıbrıs’a ABD’nin gösterdiği ilgiyi göstermesi çağrısında bulunan Davutoğlu, “Uluslararası toplumun diğer üyelerinin de tarafları müzakerelerde teşvik konusunda iki tarafta da eşit zeminde görüşme yapmaları büyük bir momentum kazandıracaktır” dedi.
KKTC’de farklı siyasi görüşlere sahip siyasi parti başkanlarının adada kalıcı bir çözüm bulunması yönünde tek bir masa etrafında toplanmalarından memnuniyet duyduğunu kaydeden Davutoğlu, Güney Kıbrıs Rum kesiminde de benzer bir işbirliğini görmeyi temenni etti.
Rum tarafı sürece katkı koymalı...
Cumhurbaşkanlığı’ndaki heyetlerarası çalışma yemeğinde tüm siyasi parti liderlerinin müzakerelere destek vermekte ve müzakerelerin hızlandırılması konusunda mutabık olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Bu yarım asrı geçen krizi bitirme vakti gelmiştir. Yakınlaşma kağıtları temelinde liderler arasındaki temasların sıklaşması önem taşıyor” dedi.
Davutoğlu, “Doğu Akdeniz’de kalıcı bir barışın tesisi Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözümünden geçer. Bugün dünyada, özellikle çevremizde görülen krizlerde görülen gerçek şu ki; masa başında vaktinde çözüm yönünde çabalar sarf edilmezse her an büyüme riski taşıyabilir. Bu bakımdan Kıbrıs’ta bugün gerçekleşen ve büyük bir ümit oluşturan bu atmosferi korumakla yükümlüyüz” diye konuştu.
Kıbrıs Rum tarafına da sürecin hızlanması için katkı koyma çağrısında bulunan Davutoğlu, “İradeye onların da cevap vererek sürecin hızlanması” gerektiğini ifade etti.
KKTC’deki pozitif yaklaşımın güneyde Kıbrıs’ta da egemen olmasını temenni eden Davutoğlu, “Kalıcı bir çözüm yolunda Türkiye Cumhuriyeti ve Hükümeti olarak bundan sonra da her tür katkıyı vereceğimizi bir kez daha belirtmek istiyorum” dedi.
Maraş, kapsamlı çözümün parçası
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in adaya gelişiyle bağlantılı olarak Kapalı Maraş konusunda bir gelişme olacağı yöndeki spekülasyonlarla ilgili olarak Davutoğlu, “Maraş konusunu her zaman kapsamlı çözümün parçası olarak gördük” dedi.
Davutoğlu, “Hiçbir şey kapsamlı çözümün yerini alamaz. Parçacık çözümlerle yola çıktığınızda bir müddet sonra bu parçacık çözümler yeni statükolar oluşturuyor, bu statükolar kapsamlı çözüm önünde engel oluşturur” dedi.
Güven yaratıcı önlemlerin bir doğası olduğunu, bir sepet olarak düşünülürse, iki tarafın da sepete arttıkları şeylerin eşit düzeyde ve değerde olması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, aksi takdirde bir tarafın güveni artarken diğer tarafın güveninin azalacağını ifade etti. Bir gazetecinin, Kıbrıs Türk toplumunda “Türkiye çekilirse halimiz ne olacak?” yönünde bir kuşku bulunduğu yorumu üzerine Davutoğlu, “Türkiye her zaman KKTC’nin yanında yer almıştır… Hiçbir zaman buradaki kardeşlerimizi, soydaşlarımızı kaderlerine terk etmedik” dedi.
Kıbrıs’ta bir fırsat penceresi var
Kıbrıs sorununun çözümü gecikmiş bir kriz olduğunu, sorunu zamana yayarak bu krizi çözmenin de mümkün olmadığını belirten Davutoğlu, “Üzerinde mutabık kalınan metin ortada iken, herkes bu metin etrafında birleşmişken bir an önce sürecin hızlanması yönünde çaba sarf etmek lazım biz bu konuda başta Birleşmiş Milletler olmak üzere garantör devletler olarak Yunanistan ve İngiltere ile her temasımızda Kıbrıs’ta bir fırsat penceresi var bu fırsat penceresi kapanmadan bir an önce çözüm bulalım diye çaba gösteriyoruz” dedi.
“Bir tek yerde bir barış ümidi var o da Kıbrıs..”
Ukrayna’dan Suriye’ye bölgede pek çok kriz yaşandığını kaydeden Davutoğlu, “Ukrayna’dan Suriye’ye o kadar çok kriz var ki bu krizler arasında bir tek yerde bir barış ümidi var o da Kıbrıs adasıdır” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 90 milyon Euro’luk ceza kararı ile ilgili bir soruya karşılık Ahmet Davutoğlu, kararın AİHM’de alış süreci ve yapılan atıflar bakımından tutarlı olmadığını belirtti.
Tek tek bireylerin hakları çerçevesinde kararlar alan AİHM’nin bu kez “Bir devleti başka bir devletle muhatap” tutuğunu kaydeden Davutoğlu, “Devleti tanımıyoruz. Dolayısıyla AİHM bu yönde aldığı bir kararı bizim açımızdan yerine getirilmesi gereken bir karar olarak görmüyoruz… O kadar poZitif bir momentum oluşmuşken 20 yıl önce başlayan bir davayı sonuçlandırmak bu poZitif atmosferi maalesef olumsuz yönde sabote anlamına geliyor” şeklinde konuştu. Davutoğlu, “AİHM’nin kararı görüşme momentumunu etkilemez” dedi.
Akça ve Nami uğurladı
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, KKTC’ye gerçekleştirdiği günübirlik ziyareti tamamlayarak dün akşam saat 22.05’de adadan ayrıldı.
Davutoğlu’nu Ercan Havaalanı’ndan Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Dışişleri Bakanı Özdil Nami ve diğer yetkililer uğurladı.
Güncelleme Tarihi: 18 Mayıs 2014, 17:17