Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, "Kıbrıs Barış Sürecinde Dini Yol" çalışmalarına ilişkin, "5 yıldır başta ibadethaneler konusu olmak üzere, dini konularda karşılıklı hakların korunması ile alakalı barış temelli çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar bizim tarafta, Rum tarafında ve uluslararası alanda genel olarak ciddi ilgi gördü" dedi.
Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kıbrıs adasının bölgenin en stratejik noktalarından biri olduğunu söyledi. Kıbrıs'ta bir savaş durumunun söz konusu olmadığını belirten Atalay, "Aksine, fiilen bir barış durumu var fakat istenilen şey, bu barışın kalıcı olmasıdır. Türklerin haklarının, güvenliğinin garanti altına alınabileceği, kimliğinin korunabileceği zeminde bir anlaşmaya varılabilmesi arzulanmaktadır" diye konuştu.
“Barış temelli çalışmalar yapıyoruz”
Kıbrıs'ta geçmişteki çatışmaların doğrudan din temelinde şekillenmese de problemlerin başladığı 1963'te Cumhurbaşkanının başpiskopos olmasının Türk toplumunda kiliseye karşı ciddi bir güvensizlik oluşturduğunu dile getiren Atalay, şöyle devam etti:
"Diğer tarafta camilerimiz, bu tarafta Rum Ortodokslar, Maruniler, Latinler ve Ermenilerin kiliseleri var. Savaş sonrasında bu kiliseler ve camiler rahat kullanılamıyordu. İki taraf da tamamen tecrit edilmiş durumdaydı. Biz ilk defa 2011 yılında, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı olan Sayın Ahmet Davutoğlu ile yaptığımız istişarelerle, Güney Kıbrıs'a din görevlisi atayarak, Rum tarafı ile ilişkileri başlattık. Yine İsveç Büyükelçiliğinin desteğiyle dini liderlerle inisiyatif başlattık. 5 yıldır başta ibadethaneler konusu olmak üzere, dini konularda karşılıklı hakların korunması ile alakalı barış temelli çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar bizim tarafta, Rum tarafında ve uluslararası alanda genel olarak ciddi ilgi gördü."
"BM ve AB tarafından olumlu karşılandı"
Atalay, "Kıbrıs Barış Sürecinde Dini Yol" olarak adlandırılan bu çalışmaların BM ve AB tarafından olumlu karşılandığını vurguladı.
İki toplum arasındaki psikolojik bariyerleri ortadan kaldırarak, bir araya gelinebileceğini gösterdiklerine işaret eden Atalay, bununla da yetinilmemesini istedi.
Ayağı yere basan, gerçekçi, sürdürülebilir bir sürecin oluşabilmesi için siyasetin yanında, sosyal, dini ve ekonomik aygıtların işletilmesi gerektiğine dikkati çeken, Atalay, "İnanç açısından Müslümanlar olarak sürekli 'İslam, kelime anlamı itibarıyla barış demektir' vurgusunu yapıyoruz. Peygamber Efendimizin düzenlediği Medine Vesikası ve Osmanlı'nın bir arada yaşama tecrübesi yeterince ilham vericidir. Biz teolojik tartışmalardan uzak, dini liderler olarak ortaya ortak bir irade koyduk. Bu sürecin sürmesini ve tüm dünyaya örnek olmasını istiyoruz" dedi.
“Rum tarafında 40 bin Müslüman yaşıyor”
Atalay, Rum tarafında 40 bin Müslüman'ın yaşadığını aktararak, "Bu Müslümanlarla iletişim kurduk. Camilerimizin bir kısmını aktifleştirdik. Dışişleri Bakanlığımız, Kıbrıs Kilisesi tarafından BM aracılığıyla yapılan, bizim de desteklediğimiz ibadet taleplerinin karşılanmasında büyük kolaylıklar sağladı" ifadesini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 08 Şubat 2016, 09:24