Suna ERDEN
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nin adli yıl kapanış oturumunda suçlarla ilgili olarak ortaya konan rakamların endişe verici olduğu görüldü. Son 7 ayda sadece başkent Lefkoşa’da çeşitli suçlardan dolayı 966 kişi tutuklandığı, bunlardan 569’u hakkında dosya tazmin edildiği ve bu dosyaların 372’sinin mahkemeye sevk edildiği bildirildi.
Hırsızlık, soygun, darp, uyuşturucu, taciz gibi suçların yanı sıra trafik suçlarından dolayı da Bin 444 dava dosyası düzenlenirken, bunların 725’inin mahkemeye gönderildiği ifade edildi. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nin açıkladığı resmi kayıtlara göre; Merkezi Cezaevi’nde halen 556 mahkûm ve tutuklu bulunduğu belirtildi. Bunlardan 214’ünün hükümsüz tutuklu olduğu, yargılanmayı beklediği açıklandı.
Birçok dosya soruşturmada
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi 2018-2019 adli yılı kapanışını gerçekleştirdi.
Kapanışta Lefkoşa Polis Müdür Vekili Ahmet Soyalan, Merkezi Cezaevi Müdür Yardımcısı Olgun Özlüoğlu ve Denetimli Serbestlik Kurulu üyesi polis memuru Serkan Pakarı, bilgiler aktardı.
Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Alev Ulunay Hüdaverdi ve Yargıç Temay Sağer’den oluşan ağır ceza heyeti huzurundaki kapanış oturumunda Kıdemli Savcı Aliye Özçınar, Savcı Ergin Atıcı da hazır bulundu.
İlk sözü alan Lefkoşa Polis Müdür Vekili Ahmet Soyalan, 2019 yılı Ocak-Ağustos ayları arasındaki verileri aktardı.
Soyalan, söz konusu aylar arasında 569 cürüm (suç) dosyası hazırlandığını; bu dosyaların 372’nin mahkemeye sevk edildiğini, 197’sinin ise soruşturmasının devam ettiğini açıkladı.
Aynı tarihler arasında 477 kabahat (basit suçlar) dosyası tanzim edildiğini belirten Soyalan, bu dosyaların 311’inin mahkemeye sevk edilirken, 166’sının soruşturmasının sürdüğünü söyledi.
966 kişi tutuklandı
Soyalan, Bin 444 trafik dosyası tanzim edildiğini, 725’inin mahkemeye sevk edilip, 719’unun soruşturmada olduğunu belirtti.
Soyalan, Lefkoşa’da 1 Ocak ile 8 Ağustos tarihleri arasında çeşitli suçlardan dolayı 966 kişinin tutuklandığını açıkladı.
Şu anda polis hücrelerinde 28 kişinin tutuklu bulunduğunu kaydeden Soyalan, 8 Ağustos tarihi itibariyle Merkezi Cezaevi'nde Lefkoşa’da yargılanmayı bekleyen 69 kişi olduğunu ifade etti.
Cezaevi tıklım tıklım
Merkezi Cezaevi Amir Yardımcısı Olgun Özlüoğlu da cezaevinde toplam 556 tutuklu bulunduğunu ve bunlardan 342'sinin hükümlü, 214’ünün hükümsüz (yargılanmayı bekleyen) tutuklu olduğunu belirtti.
Özlüoğlu, hükümsüz tutuklulardan 69’unun Lefkoşa’da yargılanacaklarını kaydetti.
Başkan Fadıl Aksun’un, cezaevinin kapasitesinin ne olduğunu sorması üzerine Özlüoğlu, 556 kişiyi mevcut fiziki yapı itibarıyla koğuş sistemiyle barındırabildiklerini söyledi. Özlüoğlu, birçok sıkıntıları olduğunu ifade etti.
Tahliller yapılamıyor
Son olarak söz alan Başbakanlık Denetimli Serbestlik Kurulu Üyesi Serkan Pakarı da yasa ile ilgili son bilgileri aktardı.
Pakarı, denetimli serbestlik seçeneğini kabul eden kişilerin, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkıp 7 gün zarfında Başkanlık Denetimli Serbestlik Kurulu'na başvurup orada bir form doldurduklarını ve en yakın Polis Müdürlüğü'ne ispat-ı vücut yaptıklarını anımsattı.
Pakarı, Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde uzman psikiyatrist kontrolünde kan ve idrar örneği verilmesi gerekirken, Devlet Kimya Laboratuvarında çıkan yangın sonucu tahlillerin gerçekleştirilemediğini aktardı.
Pakarı, bağımlı kişilerin sadece psikiyatrist kontrolünde imza attıklarını ve aynı zamanda en yakın polis karakolunda ispat-ı vücut yaptıklarını belirtti.
Kurula, son 2 yılda 342 kişinin başvurduğunu, 103 kişinin başarı ile tamamladığını belirten Pakarı, 103 kişinin dosyasının kapandığını ve siciline işlenmeyecek şekilde ceza getirilmediğini belirtti.
Pakarı, bugüne kadar 61 kişinin süreci başaramadığını ve çeşitli sebeplerden dolayı dosyaları iptal edilip gerekli cezalar verildiğini söyledi. Pakarı, son olarak sürece devam eden 178 kişi olduğunu belirtti.
Aksun: Ciddi bir sorun
Kapanış konuşmasını yapan Başkan Aksun, Denetimli Serbestlik Kurulu tarafından mahkemeye aktarılan bilgileri oldukça değerli bulduklarını söyledi. Aksun, laboratuvarla ilgili yaşanan sıkıntılardan ötürü tahlillerin yapılamadığını, Denetimli Serbestlik Kurulu'nun iki ayağından birinin çok ciddi şekilde aksadığını ifade etti.
Aksun, istatistiklere göre 201 davanın 99'unun uyuşturucu madde suçları ile ilgili olduğunu, bunun da yüzde 50’ye tekabül ettiğini belirterek, tahlillerin yapılamamasının ciddi bir sorun teşkil ettiğini vurguladı.
Doğru teşhis ve tedavi şart
Mahkûmiyet oranlarına değinen Aksun, verilere göre mahkûm olan sanıkların yüzde 34'ünün KKTC vatandaşı, yüzde 66'sinin ise yabancı uyruklu olduğunu belirtti. Bu oran hesaplanırken çifte uyruklu kişilerin de KKTC vatandaşı olarak hesaba katıldıklarını kaydeden Aksun, şöyle devam etti:
“Tabidir ki her ülkede suç vardır. Suç insanlık tarihi ile modern toplum tarihi ile ayni geçmişe sahiptir. Ancak her toplumdaki suç oranı ve her ülkenin suça karşı yürüttüğü mücadele birbirinden farklıdır. Mahkemeler suçun önlenmesinde rol oynuyor olmakla birlikte bunun en son basamağıdırlar.
Suçun önlenmesi açısından sadece kolluk kuvvetlerine değil, genel olarak ülkenin devletin her kademesine yük düşmektedir.
Suçla mücadelenin mahkemeye, savcılığa veya sadece polise yüklenilerek sağlanması mümkün değildir.
Gerek suç tipi, gerekse suça yönelen kişilerin uyrukları itibarıyla değerlerin bilinmesi bu mücadeleyi yürütecek tüm kurumlar açısından önemli bir bilgidir diye düşünmekteyiz.
Umarız ki doğru teşhis ve doğru tedavilerle bu ülkede nüfus oranına göre yüksek değerlendirebilecek suç oranları ilerleyen yıllarda düşer ve ağır ceza mahkemelerinin yükü hafifler.
Ayrıca polis sayısının toplumdaki nüfusa ve suç oranına uygun hale getirilmesi de elzemdir.
Onun için şu an itibarıyla görev yapan tüm polis mensuplarının bu eksikliğe rağmen çok ciddi şekilde ve özveri göstererek hareket ettiklerini görmekteyiz.
Umarız bundan sonraki süreçte ağır ceza mahkemelerimiz daha az suç ve daha az suçlu ile karşılaşırlar.”
