Melin DOBRAN
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) milletvekili, Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr. Mehmet Çakıcı, uyuşturucu konusunda hazırlanan ‘Denetimli Serbestlik Yasa tasarısı’ hakkında yanlış bilgiler yayıldığını söyledi.
Hazırlanan tasarının önemini anlatırken, halen Merkezi Cezaevi’nde yatmakta olan 300 mahjkumdan yarısının uyuşturucudan hüküm giydiğini belirten Çakıcı, iki gram Hint Keneviri’nden yakalanıp, hüküm giyen bir kişinin, cezaevine gittikten sonra ağır uyuşturucu suçluları ile aynı hücrede kaldığına dikkat çekti. Çakıcı, böylesi bir ortamda iyileşmenin değil kötüleşmenin söz konusu olabileceğine dikkat çekti.
Denetimli Serbestlik Yasa Tasarısı’nın yaklaşık 6 aylık bir çalışma olduğunu söyleyen Profesör Dr. Mehmet Çakıcı, yasayı hazırlarken psikolog, psikiyatrist, hukukçu ve sosyal hizmet uzmanı kişilerden yararlandıklarını ifade etti. Türkiye’de bu alanda çalışan psikiyatristlerden de yardım aldıklarını sözlerine ekleyen Çakıcı, “Bu konuyu Türkiye’deki Denetimli Serbestlik Daire Başkanı ile istişare ederek görüştük. Yasayı bu görüşmeler ve noktalar sonucunda oluşturduk. Denetimli serbestlik bugün Türkiye’de uygulanmaktadır. Denetimli Serbestlik Yasası, Türkiye’de Denetimli Serbestlik Dairesi’nin oluşmasını sağlayan yasadır ve pek çok suçu da kapsamaktadır” dedi.
“Yasa çocuk suçluları da kapsar”
Çakıcı, Denetimli Serbestlik Yasası’nın yalnızca madde bağımlılarını değil, çocuk suçluları da kapsadığını belirtti.
Denetimli serbestliğin gelecekte önü açık ve hemen hemen tüm suçları da kapsayabilecek bir mekanizmaya da örnek teşkil edeceğinden söz eden Çakıcı, “Neden madde bağımlılarına öncelik verdik çünkü bugün Kıbrıs’ta bağımlı ile satıcının ayrımı yoktur. Bağımlılar da satıcılar gibi ceza alabilmekte ve cezaevine tedavi olmaksızın girebilmektedir. Dolayısıyla 2 gram, 3 gram Hint keneviri ile yakalanan bir kişi aylarca cezaevinde kalma hükmü giyebilmektedir. Oraya girdiğinde de çok ağır uyuşturucu kullanıcıları ile tanışabilmektedir. Bugün cezaevinde 300 hükümlünün yarıya yakını uyuşturucudan yatmaktadır. Ülkemizdeki mahkemeleri en çok meşgul eden konu, uyuşturucu ile ilgili davalardır. Cezaevine giren bağımlılar ve kullanıcılar, çok daha ağır uyuşturucu kullanıcılarıyla tanışmakta. Orada değişik uyuşturucular öğrenmekte. Hatta onlara orada gelecekte madde alabilecekleri satıcılarla tanışabilme imkânları noktası doğmaktadır. Bu bir insanlık suçudur. Bağımlı ile satıcıyı ayni kefeye koyup cezalandırmak, diyabeti bulunan bir hastanın şeker yedi diye hapse atmaya benzer. Bağımlılık bir hastalıktır. Uyuşturucu kullanımı çok kolay alışkanlık ve bağımlılık yapar. Kişi tedavi olmazsa, cezaevine girse bile, gerek cezaevinde gerekse cezaevinden çıktıktan sonra uyuşturucu kullanmaktadır. Bu sistem aslında kişiyi topluma adapte etmek, kurtarmak yerine, tam tersini yapmaktadır” şeklinde konuştu.
“Rehabilitasyon önemli”
Satıcıyla bağımlının ayrılabilmesi için bağımlıya bir tedavi imkânı sunulması gerektiğine dikkat çeken Çakıcı, kişiyi topluma kazandıracak rehabilitasyon programının hazırlanması gerektiğini söyledi. Denetimli serbestliğin, sanki uyuşturucunun serbest kalması gibi algılandığını belirten Çakıcı, bunun konuyla hiç alakası olmadığını söyledi. Çakıcı konuşmasını şöyle tamamladı, “Burada uyuşturucudan yakalanan kişinin tedavi olabilmesi için 1-3 yıl arasında, mahkemenin tedavi tercihinde bulunan bir hasta için hükmünün ertelenmesidir. Kişinin cezaevine girmeden bir tedavi ve rehabilitasyon programına hapis yatmaksızın girmesidir. Kişinin bir kliniğe yatması gerekmeyen bir bağımlılığı varsa, en az 15 günde bir psikiyatri muayenesi veya psikologlar tarafından psikolojik değerlendirilmesi yapılacak. Sosyal hizmet memurları tarafından, kişinin sosyal konumu incelenerek, tedaviye ve hayata uyumu değerlendirilecek. Bu da haftada bir olacak olan ziyaret şeklinde olacaktır. Yine haftada bir gün narkotik şubeye giderek, imzasını atacak ve polis denetimi de bu şekilde sağlanmış olacak. En az haftada iki saat uyuşturucunun etkileri ve zararları üzerine eğitim programına katılacak, bu da bir enstitüde veya eğitim kurumunda olabilecektir. Sosyal hizmetlerdeki memurunun ve psikoloğun en az 150 saatlik uyuşturucu kullanımı konusunda, eğitimi bulunacak. Kurul 5 kişiden oluşacak ve Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü veya vekili başkanlık edecek. Kişinin ilgili psikiyatristi kurulda bulunacak ikinci kişi olacak. Kişinin ilgili eğitimcisi üçüncü kişi, kişinin ilgili sosyal hizmet uzmanı dördüncü ve beşinci kişi olarak narkotik şube polisi kurul üyesi olacak. Bu kurul ayda bir toplanarak kişilerin denetimli serbestlikteki uyumları değerlendirilecek. Kişilerin madde kullanımı ve bağımlılık özelliklerine göre 1 – 3 yıl arasında bir süre boyunca, bağımlılar veya kullanıcılar bu şekilde takip edilecek. Takip edildikten sonra her şey yolundaysa, denetimli serbestlik kurulu bir yazı yollayarak, bu kişinin başarılı bir şekilde süreci tamamladığını ve dolayısıyla hapis cezasının hükmünün uygulanmayacağı kanaati, mahkeme tarafından verilecek. Eğer kişi tedavi süreci içerisinde madde kullanırsa, hem yakalandığı yeni suçtan hem de ertelenmiş hükmünden ki bu denetimli serbestlik mekanizması için ertelenmiş hükmü, diyelim ki 3 ay hapis cezası almıştı. Kişi denetimli serbestliğe girdi, orada da tekrar yakalandı. 5 ay da yeni suçundan ceza alırsa, hem 3 aylık eski hükmü hem de 5 aylık yeni hükmü birlikte uygulanacak ve kişi o zaman hapse girecek ama kişi başarılı olursa ceza görmeden bir şekilde tedaviyle topluma da kazandırılacak.”
Karaokçu: Denetimli serbestliği önemsiyoruz…
Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokuçu, komisyonun 18 Kasım’da yaptığı çalışmalarda alınan bazı kararlar olduğunu ve bu kararlar çerçevesinde, madde kullanımını önleme çalışmalarına yönelik Bilimsel Çalışma ve Eğitim Komitesi oluşturulduğunu söyledi.
Karaokçu, Profesör Dr. Mehmet Çakıcı başkanlığında, okullarda müfredata girmesi yönünde düşünülen bir eğitim programı hazırlandığını ifade etti.
Denetimli Serbestlik Yasası’nı komisyon olarak önemsediklerini vurgulayan Karaokçu, madde kullanımını önlemek için gerekli olan veri tabanının çok önemli olduğunu dile getirdi.
“Veri tabanı oluşturuluyor…”
Karaokçu, “Şu an mevcut durumda önümüzü görebilmek için veri tabanına ihtiyacımız vardı. Bu veri tabanını oluşturabilmek için komisyon üyemiz olan Prof. Biran Mertan ve ekibi tarafından, ‘Kuzey Kıbrıs’ta Uyuşturucu Çalışmaları’ diye bir rapor hazırlandı. Komisyon olarak, şu anki mevcut durumu görebilmek için 4 tane araştırma kararı ürettik. Bu çalışmalar ilkokul, ortaokul, lise ve KKTC genelindedir. KKTC geneli araştırma çalışması bitti. Okullardaki çalışmalar ise bitmek üzere. Önümüzdeki hafta sonuna kadar KKTC’deki şu anki mevcut durumumuz nedir, onu görmüş olacağız. Ardından okullardaki durum nedir onu görmüş olacağız. Komisyon olarak ileriye dönük strateji ve eylem planı hazırlamak için çalıştay düzenledik. Uyuşturucuyla mücadelenin her alanında bir çalışma yürütüyoruz. Toplantılarda, Denetimli Serbestlik Yasası’nın geçmesi yönünde bir karar alındı.
Bally ile ilgili yasa…
Bir de bally ile ilgili bir yasa var ve tamamen boşluktadır. Bally gerçekten ülkemizde çok ciddi bir sıkıntıdır. Bally’nin denetim altına alınmasına yönelik bir yasa önerisi hazırlanması yönünde komisyon, oy birliğiyle karar aldı. Daha sonra çok acil olduğu için öncelikle baliyle ilgili bir yasa önerisi hazırladık. Bu konuda Türkiye’de uygulayan bir yasayı örnek aldık ve hazırladık. Başbakan’a takdim ettik ve Başbakan savcılığa takdim etti. Savcılıktan olumlu görüş geldi. Bu yasa önerisinin bakanlar kurulunda onaylanıp meclise gitmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“Polisin istediği yasalar da gündemde”
Mahkemelerin oldukça yoğun olduğundan söz eden Karaokçu, bir kişinin sicil affı için mahkemeye girmesinin çok ciddi bir zaman kaybı olduğunu söyledi. Türkiye’deki yasaları örnek alarak, onun üzerinde de çalışma başlatmayı düşündüklerini ifade eden Karaokçu, polisin yıllardan beridir talep ettiği yasalar olduğunu dile getirdi. Karaokçu, “Teknik Takip Yasası bunlardan bir tanesidir, yani dinleme. Bir ay önce Güney Kıbrıs’ta dinleme yasası yönünde tasarı hazırlandı ve komiteye geldi. Tabi ki biz polisin daha başarılı olmasını istiyorsak, istediği yasaları geçirmek zorundayız. Polisin bizden talep ettiği başka yasalar da var. Örneğin muhbir kullanımıyla ilgili yasa var, muhaceret yasasıyla ilgili, özellikle insan kaçakçılığıyla ilgili bir değişiklik talep ediyor. Bunlar da bizim gündemimizdedir. Bizim sadece denetimli serbestlik değil, polisin istediği yasalar konusu da gündemimizdedir. Hepsini bütünlüklü olarak sürdürmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Güncelleme Tarihi: 03 Haziran 2015, 10:17