Züleyha KARAMAN

   Dışişleri eski bakanlarından Tahsin Ertuğruloğlu ile Kutlay Erk, iki liderin ‘Ortak Açıklama Metni’ üzerinde uzlaşıya varmaları sonrasında müzakerelerin yeniden başlamasına destek verdiklerini açıkladı.

   Diyalog’a konuşan Tahsin Ertuğruloğlu “bu süreç ya iki tarafın da kabul edilebileceği bir anlaşma ile sonuçlanır veya artık nihai bir şekilde kapanır” dedi.

   Kutlay Erk ise, Rum tarafının ikinci kez “hayır” deme hakkının olmadığını belirterek, kilisenin desteklediği çözüm karşıtlarına mesaj gönderdi.

Rumlar zamana oynuyor

   “Ortak metin konusu bence bayağı abartıldı. Rum tarafı zaman kazanmak için suni olarak bir ortak açıklama şartını ortaya koydu ve aylar kaybedildi” diyen Tahsin Ertuğruloğlu şöyle konuştu:

   “Bizim tavrımız ise biran önce müzakerelerin başlaması ve belli bir takvim içerisinde bir yere varıp varmayacağının artık ortaya çıkması. Çünkü  neredeyse 50 yıldır müzakereler sürüyor, kendi haline kaldığı sürece Rum tarafı müzakerelerde belli bir takvime endekslenmediği sürece 50-100 yıl daha bu müzakereleri götürmeye razı. Dolayısıyal müzakerelerin başlıyor olması bizler için olumlu.

Ortak deklarasyonla ilgili de olumlu veya olumsuz çeşitli değerlendirmeler yapılabilir ama bence abartılmış bir konudur. Hiç ortak açıklama olmasa da, Türk tarafı biran önce müzakerelere başlama noktasında idi.”

İkinci bir hayır çıkarsa

   Tahsinoğlu “Olası bir referandumda Rum tarafafından ikinci bir hayır çıkarsa ne olur?” sorusuna şu yanıtı verdi:

            “Bu kez bir anlaşmaya evet-hayır diye bir netice çıkarsa, hangisi evet, hangisi hayır derse önemli değil, Kıbrıs Türkünün artık geleceğinin artık nasıl şekilleneceği konsunda bir netlik olmasını arzu ederdik. Şu anda öyle bir netlik maalesef yok. Ama bizim inacımız odur ki; yeni bir plan ortaya çıkarsa ve refandumlara gidilirse bu da onay görmediği takdirde artık dünya, Kıbrıs’ın gerçeklerini en nihayet kavramış olacak ve Kıbrıs Türkünü yıllarca tabi tuttuğu insanlık dışı yaklaşımdam kurtaracaktır.

Özersay’ın atanması olumlu  

   Dışişleri eski bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kudret Özersay’ın müzakereci olarak atanmasını olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Ertuğruloğlu “daha önce bu görevi sürdürürüken, partilere yapılan bilgilendirme toplantılarındaki performansını takdir eden birisiydim. Bu göreve gelmesi olumlu bir şeydir.  Osman  Ertuğ bey için olumsuz bir söz söyleyecek değilim, Osman Bey de sağlam bir kişilik, sağlam bir diplomat ve iyi bir müzakereci oduğunu da düşünüyorum ama kendi arzusuyla bu görevi daha fazla sürdüremeyeceğine inanmış dolayısıyla onun ayrılmasıyla ve Kudret Özersay’ın gelmesi ile bir boşluk yaratmayacaktır” dedi.

Erk: Önemli olan anlaşma metni

   Dışişleri eski bakanlarından Kutlay Erk de, Ortak Açıklama metninde uzlaşı sağlanmasından memnuniyet duyduklarını söyledi. Erk “önemli olan bundan sonraki süreçte referanduma sunulacak metin üzerinde uzlaşının sağlanmasıdır” dedi.

    Ortaya çıkan metnin, sadece görüşmelerin başlaması için bir enstürman olduğuna dikkat çeken Erk şöyle dedi:

    “Metin bazı ölçütler koyuyor ama bunlar zaten görüşme masasının ana ölçütü ve ekseni olan BM ölçütleridir, onun dışında bir şey yok. Dolayısıyla sonunda liderler ne anlaşacaksa bunların içerisinde anlaşacaklar. Biz onun için bir an önce görüşme masasının açılmasını, liderlerin masada buluşması, sorunu çözecek şekilde biraraya gelmelerini arzu ediyorduk. Bu metni doğru bulduk. Cumhurbaşkanının bu metni kabul etmesini doğru buluyoruz ve iki liderden görüşme masasında azimli, verimli, süretli bir görüşme süreci istiyoruz ve bir an önce halklarına referandum için sunacakları bir anlaşma metnidne uzlaşmalarını istiyoruz.

Arkasında kilise var

   Rum tarafındaki tepkilerle ilgili bir soruyu yanıtlayan Kutlay Erk şöyle dedi:

   “Rum tarafındaki çıkışları tabiki anlıyoruz. Rum tarafında bir ret cephesi vardır, Annan Planı’nı reddedenler yeniden sahneye çıkmıştır. Bunların gerisinde kilise vardır. Bunların elini tutan, kontrol eden kilisedir. Ret cephesinin bu çıkışlarını doğal karşılıyoruz. Bunların yüzünden bu ada şimdi yaşadığı sıkıntıları 50 yıldır yaşamaktadır. Kıbrıslı Rumaların bu sertlik yanlısı, retçi ve sadece Kıbrıs’ı Elen adası yapma vizyonu olan insanlar nedeniyle Kıbrıs’ta yaşayan haklar acılar çekmiştir. Bunların niyeti hala daha Kıbrıslı halkları böyle acılar içerisinde kan ve gözyaşına maruz kalacak şekilde yaşatmaktır.

Biz, Anastasiadis’in, bunlara karşı durmasını, cesur olmasını liderlik yapmasını ve Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir barış gelmesi için Kıbrıslı Türk liderle beraber görüşme masasında sonuç alıcı görüşmeler yapmasını arzu ediyoruz.

İkinci  “hayır” hakları yok

   Kutlay Erk “Annan Planı örneği yaşandı, yeni bir referandum da Rumlar yine “hayır” derse, Kıbrıs Türklerinin durumu ne olacak, bu durum, önceden belirlenmeli mi?” sorusuna şu yanıtı verdi: 

   “Görüşme sürecinin başlandığı zaman herhangi bir B planından söz etmek görüşme sürecinin anlamını sulandırır. Kıbrıslı Rumların tamamı biliyor ki ikinci defa bir “hayır” hakları yoktur. Zaten Anastasiadis, görüşme masasına otururken ikinci defa bir “hayır” şanslarının  olmadığının farkında. Kıbrıslı Türkler hayır derse, tabiki şimdi koşulların ötesinde iyileştirilmiş koşullarda yaşamaları mümkün olmayacak. Ama Kıbrıslı Rumların hayır demesi, onun için diyorum, adanın bölünmesi ile muktedir olacak. Kıbrıslı Rumlar bunun farkındadır.”