Hüseyin ÇİÇEK
Gazimağusa’ya bağlı Yeniboğaziçi bölgesinde 27 Aralık 2013 tarihinde işlendiği iddia edilen Ahmet Aybak cinayetinin duruşmasına dün devam edildi. İddia Makamı Başsavcılık adına kıdemli Savcı Mustafa İldeniz’in yürüttüğü davanın dünkü duruşmasında Türkiye Adli Tıp Kurumunda görev yapan Kimya Mühendisi Yusuf Ziya Ant, Kimyager Şenol Korkut, Adli Genetik Uzmanı Bestami Çolak ve Patoloi Uzmanı Arzu Akçay tanık olarak dinlendi.
Ant: Enjektör içerisinde metomil tespit ettik
İddia Makamının ilk tanığı Adli Tıp Kurumu Toksikoloji Şubesi’nde görevli Kimya Mühendisi Yusuf Ziya Ant, kendilerine mesele ile ilgili gönderilen enjektör içerisinde metomil türü zehirli sıvı tespit ettiklerini söyledi. Ant, enjektörün ucunun eğrilmesi ile ilgili soruya da, yeniden analiz edilebilmesi açısından enjektör içerisindeki sıvının korunması amacı ile böyle bir işlemin uygulanan bir durum olduğu yönünde cevap verdi.
Korkut: Organlarda insektisit madde bulunamadı
İddia Makamının ikinci tanığı Adli Tıp Kurumu Toksitoloji Şubesi Müdür vekili Şenol Korkut ise maktul Ahmet Aybak’ın vücudundan alınan organlarda yapılan incelemeler sonucunda İnsektisit veya pestisit maddeye rastlanmadığını söyledi. Korkut, inceleme sonucunda metomile rastlanmamasını nedeninin, maddelerin zamanla bozularak tespit edilebilecek değerlerin altına düşmesinden kaynaklanmış olabileceğini söyledi.
Çolak: Sanıkların DNA’sına rastlanmadı
İddia Makamının üçüncü tanığı Adli Genetik Uzmanı Bestami Çolak ise yapmış olduğu DNA çalışmaları hakkında mahkemeye bulgularını aktardı. Maktulün olay günü giymiş olduğu kıyafetleri ile sanılardan alınan kan örneklerinin DNA analizlerini yaptığını anlatan Çolak, maktulün kıyafetleri üzerinde sanıklara ait bir DNA tespit edilmediğini söyledi.
Maktul üzerinde sanıklara ait DNA bulunamamasının, sanıkların maktule temas etmeyebileceği sonucuna varılabileceği gibi eldiven kullanarak maktule temas edebildiği sonucunu da doğurduğuna işaret eden Çolak, eldiven takılması halinde DNA’nın temas edilen yere geçmediğini söyledi.
Çürümüş cesetlerde DNA yapısı parçalanır
Çürümüş cesetlerde hücrenin yapısının bozulduğunu dolayısı ile DNA’nın da yapısının parçalandığını anlatan Çolak, bu durumun da ceset üzerinde DNA tespit edilememesine bir neden teşkil edebileceğini söyledi. İddia Makamının dünkü duruşmadaki son tanığı Arzu Akçay ise yaptığı incelemeler sonucunda ölümü açıklayabilecek bir bulgu tespit edemediğini söyledi.
İddia Makamının dünkü duruşmada başka tanık hazır etmemesi üzerine dava duruşmaya devam edilmek üzere bugüne ertelendi.
Güncelleme Tarihi: 26 Mayıs 2016, 09:44