Ömer KADİROĞLU

Rum Yönetimi’nin son zamanlarda kuzeydeki mülklerle ilgili tutuklama girişimlerinde bulunması ve yabancı turistlerin kuzeye geçişlerini engelleme girişimi başlatmasını vatandaşlar endişeyle izliyor. Diyalog muhabirine konuşan vatandaşlar, yarım asırlık sürede mülkiyetle girişim yapmayan Rum Yönetimi’nin, son zamanlarda tutuklama kararı almasının ‘müzakere masasını zorlama’ amacı taşıdığını söyledi.

Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasından kaçan taraf olarak görülmemesi gerektiğini belirten vatandaşlar, kuzeydeki Rum mülklerinin satın alınması için Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalıştırılması gerektiğini söyledi. Vatandaşlar, komisyonun çalışması için kaynak yaratılmasının önemine dikkat çekti.

Ne dediler?..

Celal Bozdemir

“Rum yönetiminin uyguladığı bu tavır, bizim ekonomik sıkıntımızı fırsat bilerek bizi daha da aşağıya çekerek anlaşmaya zorlamaya yöneliktir. Bu tavır çok yanlıştır. Mülk davasıyla ilgili Mal Tanzim Komisyonu’nda biriken paradan bu insanlara azar azar paralarını ödeyip daha sonra anlaşma için masaya oturulabilirdi. Rum tarafının yaptığı bu hareketlere karşılık Türk tarafı uluslararası bir tepki ortaya konmalı özellikle de Avrupa Birliği bu uygulamaya dur demelidir. Nasıl ki Türkler gidip oradan alışveriş yapıyor Rum yönetimi de oradan buraya gelecek olan kişileri veya turistleri engellememelidir. Paranın dini imanı yoktur, insanlar nereden ucuz bulursa oradan alacaktır, o nedenle sen istediğin kadar engelle insanlar yine bir yolunu bulur alır.”

Çetin Öztinen

“Rum yönetiminin turistler ve mülk satışları ile ilgili sergilediği tavır aslında Rum’un iyi bir siyaset sergilediğini ve gayet güzel de oynadığını gösteriyor. Bir taraftan barıştan ve çözümden söz ediyorlar bir yandan da bunun olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Bence çözüm olmasını ne güney ne de kuzey istemiyor. Rum tarafının sergilediği bu tutuma karşılık bizim yöneticilerin yapabilecek pek bir şeyleri yoktur ve bunu engelleyebileceğimizi pek sanmıyorum.”

Muhiddin Yangın

“Rum tarafının bu tavrı aslında geç kalınmış bir tavırdır. 1974 yılında bu tarafa geçtik ve binlerce insanın burada bıraktığı mallara konduk. Tabi ki bizler de orada mal bıraktık ancak biz bıraktığımız mallara karşılık eşdeğer koçan aldık. Son zamanlarda yaşananlar bence geç kalınmış bir durumdur. Kimin malını kime satıyoruz? Karşı değiliz ancak 74 sonrası tarım yapılsın diye Türkiye’den gelenlere verilen araziler arsaya döndürüldü ve milyonlarca Sterline satıldı. Rumların bıraktığı malların üzerine evler yapılıyor ve satılıyor ancak malın esas sahipleri de uzaktan bakıyor. Mal mülk konusunda yapılanlar karşısında doğru yolu bulup bir anlaşma yapalım diye turistler üzerinden baskı yapılıyor. Şu anda yaşanılan durum sürdürülebilir değildir. Bu yapılan hareketlere karşı sadece muhalefet partilerden özellikle Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ve Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Tufan Erhürman’dan ses çıkıyor. Burada yapılması gereken şey Mal Tanzim Komisyonu’nu tekrardan çalıştırıp bu insanlara mallarının karşılığını vermeliyiz. Bir dönem birçok insana mallarının karşılığı ödendi ancak uzun bir zamandır komisyon çalıştırılmıyor. Bu noktada uluslararası hukuk ne emrederse onu yapmamız gerekiyor. Hükümetin gündeminde ne turistlerin buraya gelmemesi ne de mal satışlarında. İktidardaki partinin şu anki tek derdi kurultaydır.”

Memduh Çeto

“Rum yönetiminin mülk satışları ile ilgili sergilediği tavır kabul edilir değildir. Bir anlaşma olmadan bunun yapılması doğru değildir. Buradaki mülklerin yabancılara satılması kontrol altına alınması gerekiyor. Bunu bizimkilerin yapmayacağı aşikardı ve buna bağlı olarak da Rum bir hamle yaptı. Bu sorunun çözüm yeri masadır ve oturup turistlerin geçişi de mal mülk meselesi de oturulup konuşulmalıdır. Türk tarafının her zaman çözümü zorlayan taraf olmasıdır. Masadan uzaklaşmak demek Kıbrıs’ta çözümü zorlaştırmak demektir. Burada yapılması gereken o masayı devamlı suretle sahiplenmek ve o masadan bir şeyler çıkarmak için varımızı yoğumuzu ortaya koymamız gerekiyor.”

Emir Beyzade

“Rum tarafının mülk satışları ve turistlerin kuzeye geçişini engelleme çalışmalarındaki tek amaç Türk tarafının kalkınmasını engellemek ve Türkleri kendi yönetimi altına alma çabasıdır. Demokraside bu gibi şeyler olmamalı ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletlerin bu duruma el atması gerekiyor.”

Cevat Bulut

“Rum yönetimi kuzeydeki mülklerini satanları tutuklaması ve turistlerin kuzeye geçmesini engelleme çalışmaları tamamen yıldırma politikasıdır. Kendisi Avrupa Birliği ülkesi olduğu için bu tarafı tanımıyor ve psikolojik baskı yapmak için bu girişimleri yapıyor. 50 kusur senedir oturulup konuşuluyor ancak bir yere varılamıyor ve buna geniş çaplı vaziyette bakıldığında pek yapılabilecek bir şey var diye göremiyoruz. Bu gibi ülkeler kendinden zayıf gördüğünü ezme çabasındadır. Ekonomik saldırı yapıyorlar ve bence bundan sonraki hamleleri Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden yapılan ticareti de engellemek olabilir.”