banner564

Ödün yok

Anastasiadis, yeni bir devletin kurulmayacağını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşeceğini ve birleşme sonrasında, ayrılığın yasaklandığını, herhangi bir karşılık vermeden Türkiye’yi müzakerelerin içine çektiklerini açıkladı

Ödün yok
banner598

Birleşmiş Milletler’in (BM) huzurunda onaylanan ‘Ortak Açıklama metninin’ ve müzakerelerin başlaması öncesinde çizilen çerçevenin içeriği ‘herkesin anlayacağı şekilde’ Rum lideri Nikos Anastasiadis tarafından açıklandı.

   Anastasiadis, 7 maddelik ‘Ortak metnin’ ne olduğunu 16 başlık altında topladı. Buna göre; Kıbrıs Cumhuriyeti dağılmayacak, sadece mevcut şekli federasyona dönüşecek. Federal devlet kurulduktan sonra, herhangi bir ülkeyle tamamen veya kısmen birleşme veya hangi türde olursa olsun bölünme veya ayrılma ve/veya herhangi tek yanlı bir statü değişikliği kesin bir dille yasaklanıyor.

   Rum lideri Anastasiadis, ortak açıklama ile şimdiki fiili durumun, ‘işgal ordusu’ diye adlandırdığı Türk askeri mevcudiyetinin, Kıbrıs Rum mallarının yasadışı değerlendirilmesinin ve haraç mezat satılmasının reddedildiğini iddia etti. Rum lider istediklerini elde ettiği ortak metin konusunda mutabakat için herhangi bir taviz vermediklerini, Türkiye’nin üyelik başlıklarına yönelik itirazlarının devam ettiğini kaydetti.

İşte 16 maddelik izahat

1-Ortak açıklamada fiili durum reddediliyor, ‘işgal’ ordularının mevcudiyetinin, süregelen bölünmüşlüğün, Kıbrıs Rum mallarının yasadışı değerlendirilmesinin, insan hakları ihlallerinin, kolonizasyonun, malların haraç mezat satılmasının, vb. reddine atıf yapılıyor.
2-Çözümün temel ilkelere, insan haklarına ve AB içerisindeki temel özgürlüklere saygılı olacağı güvence altına alınıyor.
3-AB’nin üzerine bina edildiği ilke ve değerlere saygı gösteriliyor.
4- BM ve AB üyesi olarak Birleşik Kıbrıs’ın tek ve bir uluslararası temsiliyeti, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olacak
5- Dar takvimler dışarıda bırakılıyor
6- Her şey üzerinde anlaşmaya varılmazsa hiçbir şeyde anlaşılmış olmayacak
7- Hangi şekilde olursa olsun hakemlik reddediliyor.
8- Herhangi bir ülkeyle tamamen veya kısmen birleşme veya hangi türde olursa olsun bölünme veya ayrılma ve/veya herhangi tek yanlı bir statü değişikliği kesin bir dille yasaklanıyor.
9- Devletin üstün/amir kanunu federal Anayasadır
10- Federal hükümetin yetkilerinde uzlaşıldıktan sonra, arta kalan yetkilerin (eğitim, sağlık sistemi, sosyal sigortalar, vb.) artık olarak eyaletlere verileceği kesin bir dille belirleniyor. Bu, AB’nin uygulamakta olduğu ve federal devletlerin ezici çoğunluğunda yürürlükte olan yetkinin dağıtılması politikasına uygundur.
11- Oluşturucu eyaletlerin önceden bağımsız devlet hakkı yoktur sadece federasyonun özlü parçası olarak edindikleri nitelikleri vardır.
12- Federal devlet ile oluşturucu devletler veya eyaletlerin birbirleri arasındaki her türlü ihtilaf Federal Anayasa Mahkemesi tarafından çözülür.
13- Her vatandaşın etnik, dini ve kültürel kimliğinin ve bütünlüğünün korunmasına karşılıklı saygı şarttır.
14- Müzakereler sırasında özlü yönler birbirine bağlantılı ve paralel görüşülecek, bu nedenle geçmişteki, diyalogun belirli bir yön üzerinde yoğunlaşması taktiğinden kaçınılıyor.
15- Cesur güven yaratıcı önlemler benimsenmesi gerektiği tezimiz kabul ediliyor.
16- Ortak açıklama çözüm değildir, nihai çözümün içerisinde aranacağı temel parametrelerdir.”

 

Ayrı egemenlik verilmiyor

 

   Anastasiadis basın toplantısında,  karşı görüşe tamamen saygılı olduğunu belirterek, yapılmaya çalışılan manipülasyonu eleştirdi. Rum lideri, bunun, ortak açıklamanın içeriğinden değil, Kıbrıs sorununa aranmakta olan çözüm şekline itiraz eden politikalardan kaynaklandığını kaydetti.

   Ortak açıklama metninin tek egemenliği, tek uluslar arası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı güvence altına alıp almadığı konusunda ortaya atılan itirazlara özellikle ağırlık veren Anastasiadis, tek uluslararası temsiliyetin, herhangi başka bir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça belirtildiğini vurguladı.
   Tek egemenlik üzerinde de duran Anastasiadis egemenliğin, geçmişte kabul edildiği gibi iki toplumdan değil Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerden kaynaklandığını belirterek, bunun bir başarı addedilmesi gerektiğini, çünkü 1960 Anayasası’nın da tanıdığı toplumlara değil, Kıbrıs halkını oluşturan iki ana unsura göndermede bulunduğunu kaydetti. ‘Dolayısıyla, bir devletin halkını oluşturan eyaletlere hiçbir şekilde ayrı egemenlik verilmiyor’ vurgusunu yaptı.
   Ayrı referandumlarla ilgili madde nedeniyle, ayrı egemenlik tehlikesiyle ilgili endişelere de değinen Anastasiadis, ayrı seçmen listeleriyle ilgili maddenin 1960 Anayasası’nda da var olduğunu, 2004’te zamanın başkanı Tassos Papadopulos’un da ayrı referandumları kabul ettiğini kaydetti.

Kıbrıs Cumhuriyeti federasyona dönüşecek
   Anastasiadis, “iç vatandaşlık” konusunda ortaya konulan itirazlara da ortak açıklamanın ilgili paragrafına ve 60 Anayasası’na atıfta bulunarak cevap verdi ve “Federal yasa tahtında Birleşik Kıbrıs vatandaşı değilse kimsenin iç vatandaşlık alamayacağını” söyledi. İlgili madde, “Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değilse kimse ne Rum ne Türk toplumu üyesi olabilir” diyen “Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası”nın geçerliliğine atıfta bulunuyor.
  Etnik temizliğin meşrulaşması ihtimali tehlikesine işaret eden bazı itirazlara da cevap veren Anastasiadis, “Bana göre olduğu gibi kalırsa, asıl etnik temizliği gündeme getirecek olan mevcut durumdur” diyerek devam etti:
   “Yeniden iskanları iki oluşturucu eyaletin siyasi eşitlik hakkını değiştirme tehlikesi yaratmayacağından, ancak müzakerelerin başlaması ve Kıbrıs sorununa kesin çözüm ile göçmenlerimizin geri dönüş ve serbest yerleşim hakkının güvenceye alınması hedefini başarabiliriz.”

“Partenojenez korkunç tez”

Üst Meclis veya Senato için oy hakkının ikamet yeri değil her bir oluşturucu eyalet vatandaşının özelliği bazında kullanılacağını kabul eden Anastasiadis, ‘korkunç tez’ diye nitelediği partenojenezi ise Kıbrıs Türk tarafının benimsediğini ancak bunun ortak açıklama metnine girmediğini anlattı.
Anastasiadis Kıbrıs’ın BM’de ve AB’deki varlığının devamının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni düzenin dönüşmüş şekli, yani federal yapı vasıtasıyla devamını açıkça ortaya koyduğunu vurgulayarak “Aksi olsa, ülkenin BM üyesi olması için yeni başvuru, aynı şekilde AB’ye girmek için de yeni başvuru ve meşakkatli müzakereler gerekecekti” ifadesini kullandı.
Aleksander Downer’ın ayrılmasına da dolaylı atıfta bulunan Anastasiadis, daha önce yapılan istişareleri işaret ederek, “BM Genel Sekreteri’nin özel danışmanının oynaması gerektiğini düşündüğümüz rolünden uzaklaştığı ortadaydı. Hassas ancak doğru icraatlarla, prosedürü zedelemeden sorunu aşmayı başardık” dedi.

 

İkinci hayırın “tehlikeleri”

Basın toplantısında kendisine yöneltilen soruları da cevaplayan Anastasiadis, “yeni bir reddetmenin ertesi günü ne olacağı” sorusuna, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’a gönderdiği mektuba da atıfta bulunarak, “Geçmişin deneyimi ve BM tarafından önerilen ve yüzde 76 ile reddedilen bir plan olduğu gibi veya kozmetik değişiklikler yeniden Kıbrıs halkının önüne konulmamalıdır. Çünkü ikinci defa reddetmek taksimi, bugünkü yasadışı rejimin tanınması ihtimalini, MEB’te hak tanınması ihtimalini gündeme getirir” dedi.

“İki kurucu devletçik” olduğundan söz eden Derviş Eroğlu’nun tezlerini yorumlaması ısrarla istenen Anastasiadis, şöyle konuştu:

“Öteki tarafın istekleri ve talepleri başka, ortak açıklamanın içindekiler başka şey. Ortak açıklamanın ve neler kazandığımızın büyük değeri burada da ortaya çıkıyor çünkü müzakerelerin, Eroğlu’nun tekrarladığı tezlerindeki gibi önceden var olan iki egemen devletçik arasında değil, iki toplum arasında yapıldığı belirtiliyor. Eroğlu başka ne diyor. Sayın Eroğlu’nun kendi tezleri olacak, işine geleni söyleyecek. Bu yüzden hepimizin güçlerini birleştirip bunları ve diğer birçok şeyi birlikte göğüslememiz gerektiğini söylüyorum.”


“İsrail ile Filistin arasında olan olacak”
Güven yaratıcı önlemler konusunda Beyaz Saray’ın ve Obama’nın açıklamasına atıfta bulunan Anastasiadis, “Güven yaratıcı önlemlere diğer açıklamalarda ortak açıklamada da atıfta bulunuluyor. Olacak olan, İsrail ile Filistin arasında olandır. Aynı zamanda Türkiye’ye nüfuz uygulayan ülkeler devam eden diyaloga dinamik katabilirler” dedi.
Anastasiadis, doğal gaz konusundaki endişelerle ilgili “hidrokarbonlarla ilgili planlamalarımız ertelenmemekle kalmıyor, aksine ENI gibi şirketler bize, araştırma prosedürlerini hızlandıracağını bildirdi’ dedi.
Prosedürün devamı konusuna da değinen Anastasiadis, iki müzakerecinin Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlıkları genel müdürleriyle görüşeceklerini söyledi.


Türkiye’ye başlık vaadinde bulunmadık

Anastasiadis’in güven yaratıcı önlemlerin üçüncü tarafların müdahalesiyle ileri götürülmesini beklediği imasında bulundu.

Anastasiadis, Türkiye’nin tavrına değinirken, Ankara’nın tavrını Eroğlu’ndan ayırarak, Rum müzakereciyle görüşmeyi kabul ettiğini hatırlatarak, bazı noktalarda Türkiye’den olumlu işaretler olduğunu, ortak açıklamanın da kabul edildiğini vurguladı. Anastasiadis müzakere prosedürünün varacağı nokta konusunda da temkinli iyimserlik belirtti.
Ortak açıklama kabul edildi diye Türkiye’ye dondurulmuş müzakere başlıkları konusunda vaatler verilmediğini de söyleyen Anastasiadis, başlıkların açılması için Türkiye’nin Ankara Protokolü’nü uygulamasının şart olduğunu anlattı.

Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2014, 06:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474