Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), gelecek hafta İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak gayriresmi görüşmelere bu sefer yeni bir vizyonla, “egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm” önerisiyle gidecek.
KKTC ise bu sefer Cenevre'ye yeni bir vizyonla gidecek ve egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm zemininde masaya oturulmasını teklif edecek.
KKTC New York Temsilcisi Mehmet Dana, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak toplantılara yapıcı bir şekilde katılacağız, iyi niyetle yaratıcı fikirlerle gideceğiz" dedi.
Bu 5+BM formatındaki toplantının, aslında Türk tarafının önerisi olduğunu belirten Dana, tarafların samimi ve özgür iradeleriyle kendi görüşlerini rahat bir şekilde paylaşmaları için gereken ortamın sağlanması amacıyla toplantının formatının gayriresmi olmasına karar verildiğini söyledi.
"Bu toplantıda muhataplarımıza, başta tabii Kıbrıs Rum tarafına, bizim önermiş olduğumuz yeni zemin neden Ada'da iki taraf için gerekli, neden bölgemiz için en doğru, en gerçekçi ve en sonuç alıcı zemin, onu anlatacağız ve onları ikna etmeye çalışacağız" diyen Dana, "Umarız Rum tarafı da bugüne kadar denenmiş ve başarısız olan formüllerde ısrarcı olmaz, yaratıcı olur ve ortak bir zemin bulunmasına imkan tanır" değerlendirmesinde bulundu.
İki devletli kalıcı çözüm
Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunun, iki devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü çerçevesinde çözümün bulunması olduğunu anlatan Dana, bu ortak zemin üzerinde hareket edilmesi durumunda Ada’da kalıcı bir çözüme ulaşılabileceğini ifade etti.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Dana, bu noktaya bir günde gelinmediğini, federal zeminde müzakerelerin 50 yılı aşkın süredir devam ettiğini ancak başarısız olduğunu hatırlatarak "Son olarak Crans Montana'da (İsviçre) federal çözüm perspektifi tamamen çöktü" dedi.
Rum tarafının federal bir zeminde çözüm konusunda adım atmamasının ana sebebinin, Kıbrıslı Türklerle Ada'nın zenginliğini ve yönetimini paylaşmaya yönelik bir siyasi irade göstermemesi olduğunu söyleyen Dana, kendilerinin de başka uluslararası aktörlerin tespitlerinin de bu yönde olduğunu ifade etti.
“Federal zeminde müzakereler başarısız oldu”
Dana, siyasi irade eksikliğinin sadece Kıbrıs Rum liderliğine değil, aynı zamanda Rum halkının geneline de yansıdığını belirterek "Nitekim bu nedenle Kıbrıs Rum halkı Annan Planı'na yüzde 75 gibi çok büyük bir oranla hayır dedi. 50 yıl içinde birçok lider değişmiş olmasına rağmen olumlu yönde bir irade değişikliği ortaya çıkmamıştır. Hal böyleyken biz, Kıbrıs Türk tarafı olarak, aynı egzersizin farklı bir sonuç doğurmayacağının farkındayız" değerlendirmesinde bulundu.
Dana, ucu açık, sonu olmayan müzakere süreçleriyle adadaki statükonun devam ettirildiği bir süreçte yer almak istemediklerini söyledi.
Türk tarafının pozisyonun belli olduğunu ifade eden Dana, "Ortak zeminde buluşulması, Rum tarafının eski kalıplardan ve başarısızlıkla sonuçlanmış bu süreçlerden sıyrılarak farklı bir yaklaşımla gelmesine bağlı" dedi.
Kıbrıslı Türkler izolasyon altında
Kıbrıslı Rumların haksız ve yasal olmayan bir şekilde "Kıbrıs Cumhuriyeti" ve tüm Ada'nın meşru hükümeti olarak tanındığını ve nimetlerinden faydalandığını, Avrupa Birliği ve BM üyeliklerinin olduğunu ifade eden Dana, Kıbrıslı Türklerin ise statüko yüzünden izolasyon altında tutulduğuna dikkati çekti.