Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, insanların korkuları üzerinden siyaset yapmayı “tersten popülizm” olarak adlandırarak, “Biz ezik bir toplum değiliz, kendimize güvenmemiz lazım. Dünyanın her ülkesinin zaman zaman karşı karşıya kaldığı tehlikeler ve riskler tabii ki vardır ama insanları korkutarak, korku üzerinden seçim kazanmaya çalışmak kadar yanlış bir şey olamaz” dedi. 
Katıldığı televizyon programında yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren ve görüşlerini paylaşan Özersay, devletin başı yani Cumhurbaşkanı olarak seçilmeye aday olanların çözüm önermek zorunda olduklarına işaret etti. 
Özersay şu sözlerle devam etti: 
“İnsanların korkularıyla oynamak tersten bir popülizmdir. Buna Kıbrıs Türk halkı müsaade etmeyecek. Beş yıl öncesinde de bütün algı operasyonlarına rağmen % 21.5 oyla bitirdim seçimi. Ne partim vardı ne örgütüm ne de param. İnsanlar neyin ne olduğunu çok net görebiliyordu. 5 yıl geçti aradan. Toplum dinamiktir, şimdi insanlar neyin ne olduğunu daha fazla görüyor.” 
Özersay, adayların ne söylediği kadar, söylediklerinin kendi içinde tutarlı ve ikna edici olması gerektiğini söyledi.
Özersay şunları söyledi:  “Yıllarca federal çözüm için mücadele ettiğini, göreve gelirse federal çözümü mümkün kılacağını söyleyen bir adaya bu 5 yılda ne yaptın diye sorulmaz mı? Sayın Akıncı’yla ilgili söylüyorum. 5 yıl önce göreve gelirken bunları yapabileceğini söylüyordu; geçen süre zarfında müzakereler çöktü, tarihimizde ilk defa son aşamaya gelmeden harita masaya geldi. Tarihimizde ilk defa garantiler sorgulanmaya başladı. Dönüşümlü başkanlık konusu arada kayboldu gitti. Ve bu süreçleri yaşadığımız bir dönemde uluslararası aktörler artık Cumhurbaşkanı Akıncı’yla görüşmemeye başladı. Amerikan Dışişleri Bakanı geldi, o da görüşmedi. Oysa çözüm yanlısı olmadığı söylenen Sayın Derviş Eroğlu döneminde Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden buraya geldi. Eroğlu ve bizimle heyetler arası görüşme yaptı. Diyalogtan bahsediliyor ama bu beş yıllık süreçte Türkiye’yle diyalogta olamadı, uluslararası aktörlerle de çok iyi bir diyalog içinde olamadığı, görüşme ve temas anlamında bir zemin kaybettiğimiz aşikardır. Bunları göre göre federasyon görüşeceğini söyleyen adaylar Kıbrıs Türk halkını müzakere masasına hapsedecektir. Ben buna izin vermeyeceğim, Kıbrıs Türk halkını müzakere masasına hapsetmeyeceğim.”