KKTC ve Türkiye’den davetliler katıldığı 2016-2017 Adli Yılı açılış töreni dün Lefkoşa’da Açık Öğretim Fakültesi Konferans Salonu’nda yapıldı. .
Törene, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ömer Paç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, bazı bakan ve milletvekilleri, Başsavcı Aşkan İlgen, hukuk çevreleri, askeri ve polis yetkilileri, siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri ve diğer bazı yetkililer katıldı.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik açılışta yaptığı konuşmada, “mahkeme kararlarının uygulanmamasına” değinerek, “Kuvvetler ayrımı ve yargı bağımsızlığının korunması için Mahkeme kararlarının uygulanmasına önem gösterilmelidir” dedi.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Lefkoşa Kaza Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme için mevcut yapının artık yeterli olmadığına işaret ederek, Yüksek Mahkeme için ayrı bir binaya gereksinim olduğunu bildirdi.
Adli yılın açılış konuşmasını; “hukuk devleti, adil yargılama, insan hakları kavramları ile süslemeyip, yargıdaki sorunları aktarmak için bir fırsat olarak kullanmayı tercih edeceğini” söyleyen Şefik, ifade edeceği sorunlara çare üretildiği takdirde yargının daha etkili çalışacağına inanç belirtti.
Kaza mahkeme başkanlarının yaşadığı sorunlar…
Narin Şefik, üzerinde durulması gereken bir diğer hususun da, Kaza mahkemesinde görev yapan Kaza Mahkeme Başkanları haricindeki yargıçların yılın her günü bir rota sistemi içerisinde nöbet tutmaları olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Mesai sonrası her an ki genellikle bu gece geç saatlerde olur, tutukluluk emri veya arama müzekkeresi imzalamak için polis mensuplarımız tarafından aranmaktadırlar. Bu aranma gece yarısı sonrası olmadığında çok bir rahatsızlık teşkil etmeyebilir ve mesleğin bir unsuru olarak görülebilir. Ancak daha da vahim bir durum vardır. Hafta sonları nöbetçi yargıçların nöbet kapsamında bulundukları mahkemeye giderek, mahkemede ‘remand’ dediğimiz, zanlıların tutuklanma veya teminata bağlanma taleplerinin görüşüldüğü duruşmalar yapmaktadırlar. Bazen bu duruşmalar tüm gün sürebilmektedir. Böyle bir günde mahkemede hazır bulunması gereken yargıç ek mesai alamamaktadır. Üstelik yargıçların görev yerleri ikamet bölgelerinde olmadığı zaman ek bir külfet altına daha girmektedirler. Mesai dışında gittikleri görevlendirme yeri için yolluk alma hakları da yoktur.”
“Bağımsız bir yargı gerçekten istenirse…”
Yargıçların bağımsız olmaları, en karmaşık konularda etki altında kalmamaları gerektiğini ifade eden Şefik, şöyle devam etti:
“Bağımsız bir yargı gerçekten istenilirse yargıçların yaşamlarını ve çalışma hayatlarını rahat şartlarda geçirmeleri sağlanmalıdır. Aksi takdirde yargının etkenliği, saygınlığı ve bağımsızlığı bozulacak, yargıçlık mesleğini tercih edenler azalacak veya yanlış kişiler tarafından tercih edilecektir.”
“Mahkeme Sarayönü’nden ayrılmayacak”
Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, mahkemelerin çalışma düzeni ile ilgili en büyük şikayetin personel eksikliği olduğuna dikkat çekerek, iş hacmindeki artışa rağmen personel sayısındaki artışın yetersiz olduğunu; personel taleplerinin steno dışında karşılanmadığını anlattı.
Şefik, çalışma düzenini olumsuz etkileyen diğer hususun binalar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu yıl Lefke Mahkemesi ile Lefkoşa’da eski polis binasının restorasyon için mali kaynak bütçemize aktarılmıştır. Ancak kamunun etkisiz çalışması neticesinde Lefke projesi ile ilgili Planlama Dairesinden gerekli raporları alamadığımız için, bu projeye daha başlayamadığımızı üzülerek ifade etmek isterim. Lefkoşa’da polis binaları ile ilgili ihale süreci tamamlanmak üzeredir. En erken bir zamanda inşaatın başlayacağını ve yer sorununun çözüleceğini umarım. Bu konuda bize yardımları için tüm ilgili birimlere teşekkür ederim.
Lefkoşa’da mevcut bina Lefkoşa Kaza Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme için artık yeterli değildir. Polis binasının alt katı Mahkemenin kullanımına geçmiş olmakla birlikte, yine de bu yeterli değildir. Yüksek Mahkeme için ayrı bir binaya gereksinim vardır. Arazi tespiti yapıldığı halde, bunun tahsisi ile ilgili yol kat edilmemiştir. Burada vurgulamak isterim ki, hiçbir zaman mahkeme Sarayönünden ayrılmayacaktır.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi Sarayönünde devam edecektir. Buradan ayrılacak olan sadece Yüksek Mahkeme’dir. Yüksek Mahkeme için mevcut bina yetersizdir. Yeterli salon yoktur. Yüksek Mahkeme yargıç sayısı artırılacaksa mevcut binada yargıçlara da yer yoktur.”
Akıncı: Federal yargıda tam eşitlik olacak
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Adli Yılın açılışında yaptığı konuşmada, hukukun ve adaletin insanlık için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde vardıkları mutabakatlar kapsamında; “federal yargıda tam bir eşitlik olacağını ve eşit sayıda yargıçların yanı sıra Yüksek Federal Mahkeme Başkanlığı’nda da eşit dönüşüm olacağını” söyledi.
Akıncı, “toplumsal eşitliğimizin temin edilmesinde ve hem toplumsal hem bireysel haklarımızın güvence altına alınmasında, yargıdaki eşit varlığımız önemli bir teminat sağlayacaktır. Bu vesileyle hukuk kadrolarının her bakımdan çözümden sonraya şimdiden hazır hale gelmesinin önemini bir kez daha anımsatmakta yarar görüyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorununu çözmek için yoğun bir çaba içinde olduklarına ve bu sorunu çözmeleri durumunda toplum olarak hem dünyayla ilişki konusunda maruz kaldıkları haksızlığı ortadan kaldıracaklarına hem de içte daha çağdaş ve daha adil, yeni bir yapının kurulması için önemli bir fırsat yaratacaklarına vurgu yaptı.
Akıncı, “fakat partizanlık ve adam kayırma gibi hastalıklardan kurtulmak için Kıbrıs sorununun çözülmesini beklememek gerektiği aşikardır. Birbirimize karşı adil ve dürüst olmak için yarını beklemeye gerek yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşı yasalar önünde eşit olmalı; aynı zamanda olanaklardan eşit olarak yararlanabilmelidir” diye konuştu.
Bedevi: Cezaevi koşulları iyileştirilmeli
2016-2017 Adli Yılı Açılış töreninde KKTC Barosu’nu temsilen konuşan Baro Konseyi Başkanı Ünver Bedevi, baronun her zaman bilinçli şekilde siyasetten uzak durmaya özen gösterdiğini belirtti.
Bedevi, ülkedeki cezaevi koşullarının iyileştirilerek insan haklarına ve onuruna uygun hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Suç işlemiş çocukların ve gençlerin şimdiki gibi cezaevine değil, alternatif bir merkeze veya alternatif cezalara ve eğitime sevk edilmesi gerektiğini kaydeden Bedevi, “Sistemin bundan yoksun oluşu kabul edilemez. Gelmiş geçmiş hükümetler bunu görmezden gelmeye daha ne kadar devam edecek?” diye sordu.
Yargıdaki ve ülkedeki sorunlar konusunda değerlendirmelerde de bulunan Bedevi, “Mahkemelerdeki en büyük yığılma ve gecikme alacak-verecek davalarında. Salt yargıç artırmak ve bina büyütmekle sorun çözülmez” ifadesine yer verdi.
Uyuşturucu konusuna da dikkat çeken Bedevi, “Bu illetle ilgili olarak artık söz ve nutuk yetersiz kalıyor. Kullanıcıların veya piyonların ötesinde uyuşturucudan büyük paralar kazanan baronların yakalanması gerek” dedi.
Mahkemelerin bütçesiyle ilgili de bir değerlendirmede bulunan Bedevi, “Dışişleri Bakanlığı bütçesinin mahkemelere ayrılandan daha yüksek oluşu ilginç ve düşündürücü” ifadesine yer verdi.
İlgen: Müşavir maaşları kamu vicdanını rahatsız ediyor”
KKTC Başsavcısı Aşkan İlgen, ülkedeki müşavir sayısının ve bu kişilere ödenen maaşların kamu vicdanını rahatsız ettiğini kaydederek, gerekli yasal düzenlemelerin Meclis’ten bir an önce geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
2016-2017 Adli Yılı için Lefkoşa’da Açık Öğretim Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen törende konuşan Aşkan İlgen, yargıdaki sıkıntıların yanı sıra ülke gündemindeki diğer sorunlarla ilgili de açıklama yaptı, “KKTC nüfusuna göre suç işleme oranı yüksek, işlenen suçların çeşitliliği de artıyor. Yasalarımızın süratle gözden geçirilerek gerek suç nevileri gerekse cezalar bakımından güncellenmesi gerek” dedi.
Uyuşturucu konusuna da dikkat çeken İlgen, “Maalesef uyuşturucuyla ilgili olan suçlar her geçen gün artmakta, her geçen gün yeni bir uyuşturucu madde türü ortaya çıkmakta, polis ve mahkemelerin uyuşturucuyla mücadelesi yetersiz kalmaktadır. Toplumumuzda kanayan bir yara olan uyuşturucuyla mücadelede polis ve mahkemelerden çok, eğitimin etkili olacağına inanıyorum” dedi.
Konuşmasında, mahkum olan suçluların cezalarını çekerken ıslah olup, topluma yeniden kazandırılmasının devletin görevleri arasında olduğunu da vurgulayan İlgen, “Merkezi Cezaevi’nin şartları göz önüne alındığı zaman devletin bu görevini yerine getirebildiğinden bahsetmek mümkün değil” dedi
Her adli yıl açılışında mutad olarak yargının sorunlarından bahsedildiğini kaydeden Aşkan İlgen, “Ancak bu sorunlar çözülememekte ve maalesef bu sorunlara yenileri eklenmektedir” ifadesine yer verdi.
İzveren: Adli Yıl sorunlarla başlıyor
Lefkoşa Mahalli Barosu Başkanı Avukat Arzu İzveren, yasama ve yürütme organlarının, yargının işleyişine katkıda bulunacak yasal düzenlemelerde geç kalması ve yargının işleyişinin hızlanması amacıyla yapılan taleplere kayıtsız kalınması nedeniyle mahkemelerde alınan hükümlerin semere getirmediğini savundu.
İzveren, yeni adli yılın başlaması nedeniyle yaptığı açıklamada, adaletin sağlanmasında devletin tüm organlarına büyük görevler düştüğünü anımsatarak, ülkedeki yargı sistemi, yargı görevini yapan yargıçların bağımsızlığı ve tarafsızlığı kapsamında gösterdikleri icraatın gurur verici olduğunu ifade etti.
Mahkemelerde binlerce dava bulunduğunu ve dosyalanan davaların mahkemeler tarafından “insanüstü gayretler” gösterilerek erken zamanda sonuçlandırılmaya çalışıldığını belirten İzveren, “Hal böyleyken, özellikle yürütme ve yasama organlarının, yargının işleyişine katkı koyacak yasal düzenlemelerin yapılmasında geç kalmaları ve yargı organının işleyişinin hızlanması amacıyla yaptığı taleplerine kayıtsız kalmaları nedeniyle maalesef mahkemelerimizde alınan hükümler semere getirmemektedir” ifadelerine yer verdi.
Güncelleme Tarihi: 20 Eylül 2016, 09:42