Mert ÖZDEŞ
CTP eski Genel Sekreteri ve Dışişleri eski Bakanı Kutlay Erk, Rum tarafının “Günümüzde garanti sistemi çağ dışı kalmıştır” şeklindeki yaklaşımına tepki gösterdi. Diyalog’a konuşan Erk, Türkiye’nin etkin ve fiili müdahale hakkının Kıbrıslı Türklerin güvenliği için kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“Kıbrıslı Türklerin ‘çağdışı’ denilen garantilere ihtiyacı varsa Kıbrıs’ta çağdışı bir durum var demektir” diyen Erk, Kıbrıslı Türklerin bir güvenlik sorunu hissetmeleri halinde, adada çağdışı bir durumun var olduğu anlamına geleceğini dile getirdi.
Erk, bu çağdışı durumu yaratanların da Kıbrıslı Rumlar olduğunu söyledi. İşte Kutlay Erk’in konuşmasından bazı satır başları:
“ELAM cezalandırılmadı”
“1963’ten günümüze kadar Kıbrıslı Türklerin yaşadıkları çağdışıdır. Bugün bile Güney’e geçen Kıbrıslı Türklerin araçlarına saldırılıyor. Kimse bu gibi saldırıların münferit bir olay olduğunu söylemesin. EOKA vardı EOKA-B oldu. Şimdi bu yer altı örgütün siyasi yansıması ELAM’dır. Ve Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarının hiçbiri cezalandırılmadı.
“Kıbrıslı Türklerin tedbir ihtiyacı var”
Sayın Talat’a polisin gözü önünde saldırıldı. Ama bir kişi bile yakalanıp cezalandırılmadı. Türk tarafından patates alan bir Rum tüccar saldırıya uğradı. Saldırı 7 Rum parlamenterin gözü önünde yaşandı. Tesis yakılmaya çalışıldı, ateş açıldı. Ve bu olay yargıya taşınmadı. Bu gibi olaylar çağdaş mıdır? Hayır değildir. Bu çağdışı hareketleri yapanlara karşı Kıbrıslı Türklerin bir tedbir ihtiyacı var. Siz buna eğer çağdışı derseniz bu Kıbrıslı Türklerin çağdışı olduğundan değil, Kıbrıslı Rumların çağdışı eylemlerindendir. Sokaktaki vatandaşın güvenlik ihtiyacı vardır. Bir çözüm durumunda iki toplumun bir biriyle kaynaşması için gerekli süre zarfında caydırıcı olması amacıyla garantilere ihtiyaç vardır.
“Türkiye’nin etkin ve fiili müdahalesi şarttır”
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmayan bir çözüm modeli referanduma sunulacak olursa vatandaş, can güvenliği nedeniyle anlaşmaya ‘Hayır’ diyebilir. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi bir şekilde modellenmeli ve bu da caydırıcı bir unsur olarak değerlendirilmeli. Türkiye’nin herhangi bir şekilde müdahale etme hakkı sınırlandırılır ya da yok edilirse Kıbrıslı Türkler böyle bir anlaşmaya ‘Hayır’ der ve kendi coğrafyasında yer altına örgütlenir.”
Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2016, 09:54