Serdar ŞENGÜL
Meclisteki kadın milletvekilleri, 8 Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Diyalog aracılığıyla mesajlar verdi.
Kadın vekiller, üretilecek politikalarla kadınların hayatın her alanında daha aktif bir hale geleceğini, hayata koyulacak uygulamalarla şiddet ve cinayetlere karşı güvenliklerinin sağlanacağını belirtti.
UBP Milletvekili ve Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, “Siyasetteki kadınlar olarak güç ve rol model olmak için savaşımızı siyaseten yürütüyoruz” derken, CTP Milletvekili Fide Kürşat “Toplumda kadınlarımızın sesinin duyulması yapılacak işlevsel çalışmalarla mümkün olacaktı” ifadesini kullandı. Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers de kadınların temsiliyetinin her kademede katlanarak artmasını diledi. CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu ise “Kadının toplumumuzdaki yerinin bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Ne dediler?
İzlem Gürçağ Altuğra (UBP Milletvekili/ Sağlık Bakanı)
“KKTC’de kadınlarımız kendi hayallerine ulaşmak için çok mücadele veriyor ,bu bağlamda emekçi kadınlarımızın hak ettiği yerlerde olduğuna inanmıyorum. Kadınlarımızın çoğu donanımlı olduğu halde hak ettikleri yerde olamıyorlar. Ancak biz siyasetteki kadınlar güç ve rol model olmak için savaşımızı siyaseten yürütüyoruz. Dünyada sağlık ve sosyal hizmet sektörlerinde çalışanların yüzde 70’ini kadınlar oluşturmaktadır. Ülkemizde de oranlar benzerdir. Öte yandan kadına yönelik şiddet ve cinayetler çağ dışı bir yaklaşımdır. Kadına uygulanan şiddet kabul edilebilir değildir. Evde eşine şiddet uygulayan erkekler bu çağ dışı yaklaşıma başvuruyor. Şiddet ve cinayetlerin önüne geçmek için öncelikle aile içi eğitim en önce gelir. Ardından okullarda da verilen eğitimlerle de bu konular işlenmeli ve desteklenmelidir. Bu farkındalığı erken yaşlarda çocuklarımıza vermek bir vazifedir. Bu düşüncelerle 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.”
Fide Kürşat (CTP Milletvekili)
“Uzun yıllardır kadınlarımız bu topraklarda mücadele veriyor. Özellikle emekçi kadınlarımızın sesi olmak için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Ancak kadına yeterince önem verilmiyor. Mesela Covid süreci atlattık, Covid sürecinde çalışan ve ailesine bakan kadınlarımız çok önemsenmedi. Çoğu kadınımız o dönem işsiz kaldı ve yeniden hayata tutunmaya çalışanlar oldu. Özellikle kadınlarımıza hak ettiği yerin verilmesi bakımından 2014’te mecliste geçen “TOCED” yasasının aktif hale getirilmesi önem arz etmektedir. Bir diğer yandan toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da düzenlemeler yapılıyor ancak “TOCED” yasasının aktif hale getirilmesiyle devletin ilgili dairelerinde önemli mekanizmalar kurulacak ve bu nedenle yasanın dikkate alınması gerekiyor. Şiddet ve cinayetler konusunda da yetkililerin geniş kapsamlı olarak kadınlarımızı korumaları önem arz ediyor . Çünkü, Ata-Erkil bir toplumda kadınlarımızın sesinin duyulması yapılacak işlevsel çalışmalarla mümkün olacaktır. Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.”
Şifa Çolakoğlu (CTP Milletvekili)
“Kadınların yaşamının rahatlatılması anlamında hali hazırda “TOCED” yasası mevcut ve bu yasanın verdiği haklar ile devlet mekanizmalarındaki işlevselliğinin bir an önce hayat bulması gerekiyor. Çeşitli birimlerde kadınlarımız hak ettiği istihdama da kavuşacak. Kadın cinayetlerinin hala devam ettiği dünyamız ve ülkemizde kadının toplumumuzdaki yerinin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Gerek verilecek eğitimlerle gerekse biz siyasilerin üreteceği politikalarla kadına yönelik suçların önüne geçilmesi gerekiyor. Daha çok kadınımıza istihdam için ve hayatın her alanında yer alması için mücadelelerimiz sürecek. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutlarım.”
Jale Refik Rogers (Bağımsız Milletvekili)
“Her yıl 8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda eşitliğine ve özgürlüklerine dikkat çekmek açısından önemli bir gündür. Ülkemizde sosyal bir devlet olamamanın faturasını kadınlar ödemektedir. Sosyal hizmetlerden sağlığa, eğitimden bakım hizmetlerine karşılaştığımız eksiklikler orantısız bir şekilde kadınları etkilemektedir. Ülkemizde kadınların görevi gibi görülen çocuk bakımı, engelli ve yaşlı bakımı alanlarında devletin sunduğu destek mekanizmlarının kısıtlı olması birçok kadını ekonomik özgürlüğünü kazanmaktan mahrum bırakmaktadır. Sosyal devlet olmanın önemli unsurları olan ücretsiz kreş hizmetleri, çocuk ve engelli bakımı, devlet okullarında tam zamanlı eğitim gibi alanlar bu güne dek erkek egemen olan hükümetlerin önceliği haline gelmemiştir.
Ülkemizde kadınlarımız sosyal hizmetler ve sağlık alanlarda da yeterli hizmeti alamamaktadır. Birleşmiş Milletler’in son verilerine göre dünya genelinde 15 yaş üstü her üç kadından biri yaşamları boyunca en az bir kez birlikte oldukları veya olmadıkları kişi veya kişiler tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Pandeminin etkisi ile bu sayıların artık daha da yüksek olduğuna inanılıyor. Pandemi, işsizlik ve yoksulluk da dahil olmak üzere şiddetin tüm risk faktörlerini artırmış ve toplumsal cinsiyet klişelerini pekiştirmiştir. Şiddetin her geçen gün daha görünür olduğu bu zamanda ülkemizde sadece LTB’nin kısıtlı kapasitede bir sığınma evi olması kabul edilebilir değildir. Sığınma evlerinin her
Mecliste kadın milletvekili sayısı Kurucu Meclis’ten beri 3-4 sayısını geçmezken cinsiyet kotasının yasaya konulması ile artış göstermiştir. Mecliste kadın temsiliyeti kadınları yakından ilgilendiren konuların ve yasaların öne çıkarılması açısından önemlidir. Bu noktada daha gidecek çok yolumuz var. Ben bir kadın milletvekili olarak mecliste ve bir vatandaş olarak halkın arasında toplumsal cinsiyet eşliği için her zaman mücadele etmeye devam edeceğim. Kadın hakları için bu güne dek mücadele etmiş, gelmiş geçmiş herkesi saygıyla selamlıyor, gerek yöneticilik seviyesinde gerek politikada çoğalan iyi örneklerle ülkemizde kadınların temsiliyetinin her kademede katlanarak artmasını diliyorum.”