Cumhuriyet Meclisi genel kurulunun dünkü birleşimindeki güncel konuşmalarında Kıbrıs sorunu, müzakereler, turizmdeki sorunlar, tarihi eserlerin korunması ve üniversitelerdeki sorunlar ele alındı.
İlk sözü alan CTP Mağusa Milletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs sorunu konusunda güncel konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in 26 Şubat’ta yaptığı görüşmeye değinen Akansoy, bu görüşmeden yüksek beklentiler içinde olmadıklarını ancak atılan adımların önemli olduğunu kaydetti.
Arıklı: Şehitlikler kötü durumda
YDP Milletvekili Erhan Arıklı, “Tarihi Eserlerimiz ve Şehitliklerimizin Korunması” konusunda yaptığı güncel konuşmada, bir ülkenin medeniyete ne kadar ulaştığının, şehitliklere ve tarihi eserlere verdiği öneme bakarak görülebileceğini söyledi.
Ülkede ecdat yadigârlarının yeterince korunmadığına işaret eden Arıklı, bu yadigârlar korunamadığı gibi çalındığını da kaydetti.
Geçmiş yıllarda yurt dışına kaçırılan ecdat yadigarı halılar olduğunu ve bu halıların akıbetinin hala belli olmadığına işaret eden Arıklı, “Tarihi eserlerimizi koruyan, kollayan yok” dedi. Bu konuda hükümetin ne yaptığını ve ne yapacağını soran Arıklı, askerin elinde olanlar dışındaki bazı şehitliklerin de son derece bakımsız olduğunu vurguladı.
Arıklı, kürsüden kötü durumda olan şehitliklerin resimlerini de paylaştı.
Töre: Rumlar çözüme yanaşmaz
UBP Milletvekili Zorlu Töre “KKTC Devletinin varlığı ve Bağımsızlığı ile Federasyon Arayışları” konusunda Yaptığı güncel konuşmada, KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğunu ancak federasyon arayışlarının devam ettiğini ifade etti.
Rumların BM kararıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi olduklarını söyleyen Töre, dünyanın bu şekilde bir tutumu devam ettikçe Rumların hiçbir şekilde Kıbrıs’ta bir çözüme yanaşamayacağını anlattı.
Şahiner’den yerli ürün duyarlılığı
CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, “İthal Edilen Ürünlerin Yerli Üretime Kazandırılması” konusunda yaptığı güncel konuşmada, ithal edilen ürünlerin hangilerinin yerli üretime kazandırıldığıyla ilgili yaptığı çalışmaları milletvekilleriyle paylaştı.
Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bünyesinde yerli ürün tanımının yapılması ve ardından da yerli ürünlerin fon ve kotalarla desteklenmesi gerektiğini aktardı.
Altuğra: Bütünsellik önemli
UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra da, “Ulusal davada halk temelinde bütünselliğin önemi” konusunda yaptığı konuşmada, yıllardır devam eden ulusal dava konusunda bugüne kadar farklı görüşlerin ortaya koyulduğunu kaydetti.
Altuğra, artık ucu açık görüşmelerin gündeme bile gelmemesi gerektiğini vurgulayarak, artık federasyon değil, konfederasyonun konuşulması gerektiğini söyledi.
Sucuoğlu: Tedbir görmedik
UBP Milletvekili Faiz Sucuoğlu da “turizm” konusunda yaptığı güncel konuşmada, lokomotif sektör turizmin batıp, elden gidiyor olduğunu ve kimsenin bunun farkında olmadığını söyledi.
Hükümet edenlerde, bunu düzeltmeye veya önleyici tedbir görmediklerini savunan Sucuoğlu, 2019’un çok daha kötü olacağını iddia etti.
Nami: Öldü denilemez
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, turizmle ilgili eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, turizm gelirlerinin 2018’de, 2017’ye göre arttığına işaret ederek, 2019’un da daha yeni başladığını ve onun için de turizm öldü denilemeyeceğini kaydetti.
Reklamla ilgili çalışmaların aksamadan devam ettiği bilgisine sahip olduklarını ifaden eden Nami, turizmin çeşitlendirilmesi konusundaki çalışmaların da devam ettiğini aktardı.
Hasipoğlu üniversitelere değindi
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu da “Doğu Akdeniz ve Lefke Avrupa Üniversitelerinde Akademik ve İdari Kadroları Etkileyen Kararlar ve Bu Üniversitelerin Mali Durumu” konusunda güncel konuşma yaptı.
Bu iki üniversitenin bulundukları bölgelere ciddi katkıları olduğuna işaret eden Hasipoğlu, iki üniversitenin yaşadığı bürokratik engellere ve ekonomik sıkıntılara değindi.
Özyiğit: Herkes bilir
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit ise, bu ülkede toplu sözleşme sistemi bulunduğunu, dolayısıyla atılan adımların da bu toplu sözleşme sistemiyle atıldığını kaydetti.
DAÜ’de kimin ne partizanlık yaptığını herkesin çok iyi bildiğini söyleyen Özyiğit, DAÜ’nün sıkıntıya düştüğü dönemde, üniversite öncesi kurumların el değiştirildiğini, akademik ve yönetsel personelden bir takım özveriler istenerek, bunun da bir tüzük doğrultusunda yapıldığını anımsattı.
Özyiğit, son birkaç yıl içinde ise yetkili sendikanın değiştiğini ve tüzükten yararlanamayan personelin de dayanışma aidatını ödeyerek, bu haklardan yararlanabildiklerini söyledi.