Ada’da temaslarda bulunan, Kıbrıs işlerinden de sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Kıbrıs müzakerelerinde en kritik başlık olan güvenlik ve garantilerle ilgili olarak, Kıbrıslı Türklerin endişelerini ortadan kaldıran açıklamalarda bulundu.
“Türkiye sadece kuzeyin değil, aynı zamanda güneyin ve İngiliz üslerinin de garantörüdür” diyen ve bunda milim oynamanın söz konusu olmadığını belirten Türkeş, aynı durumun diğer garantörler için de geçerli olduğunu ifade etti.
Türkeş; 16 Nisan’daki referandum sonrasında, Türkiye’den garantilerle ilgili taviz beklentisinde olan Rum tarafına şu sözlerle mesaj gönderdi:
“ Türkiye’nin garantilerle ilgili tavrı 16 Nisan’dan sonra da, 19 Mayıs’tan, 30 Ağustos’tan, 29 Ekim’den sonra da değişmez, 2018’de de değişmez. Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin garantörlüğüne ihtiyacı olduğunu söylüyor. Sol çizgideki siyasiler de garantilerden vazgeçmememizi istiyor.”
Anastasiadis özür dilemeli
Basın mensuplarıyla kahvaltılı toplantıda biraraya gelen ve müzakere süreciyle ilgili görüşlerini de anlatan Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in kapı vurarak toplantıyı terk ettiğini anımsattı. Türkeş, 2004 Annan Planı oylamasında Rumların ‘hayır’ dediğini anımsatırken, bu son süreçte masayı yine Rum liderinin terk ettiğini söyledi.
Anastasiadis’in kapı vurma tavrını eleştiren Türkeş “bu hareket sonrasında Sayın Akıncı’dan özür dilemeliydi. Sayın Akıncı Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş lideridir”dedi.
Türkeş; B planı olup, olmadığına ilişkin bir soru karşısında, Türk tarafının eli, kolu bağlı beklemeyeceğini, günü geldiğinde yapılacak işlerin açıklanacağını kaydetti.
İhalelerde rüşvet iddiaları
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bazı ihalelerin KKTC yerine, Türkiye’de açılmasına ilişkin eleştirileri yanıtlarken, Türk halkının vergileriyle elde edilen gelirlerin doğru bir şekilde harcanmasından sorumlu olduklarını söyledi.
Türkeş, KKTC’deki ihalelerle ilgili rüşvet iddialarını anımsatarak, bu durum karşısında kendilerinin de önlem almak zorunda kaldıklarını ifade etti.
“Kıbrıs’a yönelik mali kaynağı, Türk halkından sağlanan vergiler oluşturuyor” diyen Türkeş, bunların amacına uygun bir şekilde harcanması gerektiğini ve kendilerinin de denetimden sorumlu olduklarını kaydetti.
İç siyasette örtülü mesajlar
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile UBP-DP hükümetinin Kıbrıs sorununa ilişkin görüş ayrılıklarıyla ilgili olarak yorum yapmaktan kaçınan Türkeş; müzakere heyetinde hükümet temsilcisinin bulunmadığı yönündeki eleştirileri anımsattı. Türkeş, Talat’ın döneminde müzakere heyetinde Dışişleri Müsteşarı Erhan Erçin’in yer aldığını, şimdi müsteşar Mustafa Lakadamyalı’nın ise hukukçu olduğu gerekçesiyle heyete alınmadığını vurguladı.
Kıbrıs konusunda KKTC halkının referanduma gitmesine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Türkeş, gelecek yıl içinde seçimlerin yapılacağını, bunun da bir nevi referandum olacağını söyledi. Türkeş; CTP’de Tufan Erhürman’ın liderliğe getirildiğini, kamuoyu araştırmalarına göre Kudret Özersay’ın partisinin de iddialı göründüğünü söyledi.
Londra izlenimlerini aktardı
Türkeş dün sabah Lefkoşa Merit Otel’de bazı basın-yayın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği kahvaltılı basın toplantısında, 2015 Eylül ayında Başbakan Yardımcılığı aynı zamanda Kıbrıs işlerinden ve dünyadaki Türk vatandaşların sorumluluğunun kendisine verildiğini anlatarak, aradan geçen bir buçuk yıllık dönemde Kıbrıs ve Londra’da gerçekleştirdiği ziyaretlerden bahsetti.
Londra’ya göç eden insanların Adadaki sorunlardan, 74 sonrası izolasyon ve haksız uygulamalardan dolayı oraya yerleştiklerinin altını çizen Türkeş, yurtdışındaki insanların içinin halen memleket ateşiyle yandığını ve Kıbrıs’ta mal-mülkleri bulunduğunu söyledi.
Türkeş, bir buçuk yılda yapamadığı basınla sohbet toplantısını bugün yapmak istediğini söyleyerek, yarın da Başbakan Binali Yıldırım’ın Ada’ya gelerek 16 Nisan’da yapılacak Anayasa referandumu için bilgilendirme yapıp destek talep edeceğini belirtti.
“Her yazdığınız doğru değil”
Basın mensuplarına “maalesef her yazdığınız doğru değil” diyen Türkeş, zaman zaman Kıbrıs’ta yapılan yanlış haberlerin yüzde 50’yi aşıp aşmadığı üzerinde düşündüğünü söyledi.
Kıbrıslı Türklerin, Türkiye için birinci önceliğe sahip olduğunu belirten Türkeş, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin izolasyon altında ayakta durabilmesi ve ekonomik yaşamının iyileştirilmesi içinde elinden geleni yaptığını söyledi.
Ekonomik ve Sosyal İşbirliği Ofisi’nin KKTC’deki varlığının hem projelere destek vermek hem de bütçe dengesini sağlamak amacıyla kullanıldığını anlatan Türkeş, zaman zaman aksaklıklar yaşansa da bu aksaklıkların kötü niyetten kaynaklanmadığını ifade etti.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası KKTC’de 48 STÖ’nün katılımıyla bir miting yapıldığını da hatırlatan Türkeş, Anayasa değişikliği referandumunun doğrudan Kıbrıslı Türkleri ilgilendirmese de burada yaşayan çok sayıda TC vatandaşı bulunduğunu belirtti.
Kıbrıs sorununa da değinen Türkeş, Rum kesiminde papazın Türkçe “Çözüm Yok” dediğini, fakat bunun Kıbrıs Türk basınında yeterince yankı bulmadığını kaydetti.
Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2017, 09:14