Suna ERDEN

   Cumhuriyet meclisinde 24 süreyle milletvekilliği yapan, eski bakanlardan doktor Mustafa Arabacıoğlu, Meclis Başkanlığı seçiminde yaşananlara tepkisini göstermek amacıyla benzeri görülmemiş bir adım attı. Arabacıoğlu, ailesine yönelik vasiyetinde  “yaşantımın sonunda bugünkü mecliste tören yapılmasını istemiyorum” dedi.
   Demokrat Parti eski başkanı Serdar Denktaş ise, meclis başkanı seçilebilmek için son turda en fazla oyun alınması gerektiğini, genel kurulda çoğunluğun Zorlu Töre’ye ‘Ret’ oyu verdiğini belirtti.
   Meclis eski başkanlarından Sibel Siber de mecliste yaşananlara sert tepki gösterdi. Siber “Siyasi tarihimizin utanç sayfaları yazılmaya devam ediliyor” dedi.

Arabacıoğlu’nun vasiyeti

   Mustafa Arabacıoğlu, ailesine yönelik vasiyetiyle ilgili sosyal medya paylaşımında şunları kaydetti:
   “Sayın töre saat 19.30’da KKTC meclisine gidecekmiş. Merasim mangasını da hazırlasınlar. Yazıklar olsun. Bunca yaşananlar yüce meclis sözcüğünü dillerinden düşürmeyenlerden yaşatılmış olması çok manidardır.
Altı dönem 24 yılın üzerinde bugünkü mecliste görev yaptım. Herkesin yaşantısının bir sonu vardır, Benim yaşantımın sonunda bu günkü mecliste tören yapılmamasını aileme vasiyet ettim.”

Denktaş’ın paylaşımı

   DP eski lideri Serdar Denktaş ise “Bulaşmayım dedim olmuyor” başlıklı sosyal medya paylaşımında şöyle dedi:
“1-Tek aday olmasına rağmen İç tüzük seçim öngörüyorsa ilk 4 tur seçilebilmek için 26 gerekir.
2-son tur olan 5. turda en çok oy alan kazanır. Son turda en çok oy red olarak çıktı. Yani kazanan red.
3- Bunun dışında verilecek bir görüş şu veya bu nedenle siyasallaştırılmış bir görüş olur. Hukuk sistemimize bu damganın vurulmayacağına inanmak isterim.”   

Siber’den sert tepki

   Meclis eski başkanlarından Sibel Siber’in tepkisi şöyle:

   “Siyasi tarihimizin utanç sayfaları yazılmaya devam ediliyor. Seçilmek için her şey mubah diyenler, kamu kaynaklarını pervasızca harcayanlar, demokrasiyi değil de çıkar ilişkisini ilke edinenler, kurumsal yapıyı bozmak için ellerinden geleni yapanlar, liyakat dendiğinde boş boş bakanlar, devlete inandıklarını söyleyip de her gün dinamitleyenler, hukuka adalete değil, güç odaklarına sırtını dayayanlar, siyasi rakip gördüklerine itibar suikastı düzenleyenler, toplumu değil kendilerini merkeze koyanlar... Bunlar sahnede oldukları sürece hep birlikte kaybedeceğiz. Toplum için çalışacağını, toplum sorunları çözeceğini iddia eden, ama Meclis Başkan adayını bile konsensüsle belirleyemeyen bir iktidar partisi. Kurultaydan yeni çıkmış olan ama partisine liderlik yapamayan bir parti başkanı. Sonuçta, Meclis Başkanı'nı bile seçemeyen bir Meclis! Meclis'in iç tüzük kurallarını gözümüzün içine baka baka ihlal eden bir Meclis! İşte geldiğimiz son nokta bu.”