Hüseyin ÇİÇEK
Gazimağusa’da 27 Aralık 2013 tarihinde işlendiği iddia edilen ve sanıklar İbrahim Maraşlı ile Mustafa İlhan Tuncay’ın yargılandığı cinayet duruşmasında son dönemece gelindi.
İddia Makamı Başsavcılık adına davayı yürüten kıdemli Savcı Mustafa İldeniz’in tüm tanıklarını dinletmesinin ardından söz savunmaya geçti.
İddia Makamının dün 68’inci ve son tanığını dinletmesinin ardından tanık çağırma sırası savunma avukatlarından Yunsal İlhan’a geçti. Yunsal İlhan ilk olarak müvekkili İbrahim Maraşlı’yı sanık kutusundan yeminsiz beyanda bulunmaya davet etti.
Tüm suçlamaları reddetti
Hakkındaki tüm suçlamaları reddettiğini belirterek kimseyi öldürmediğini söyleyen sanık İbrahim Maraşlı, Ahmet Aybak’ı sadece sanık 2 Mustafa İlhan Tuncay’ın yanında yılbaşı yemeği öncesi gördüğünü ve üçü birlikle olay yeri yakınında bulunan bir restorana gittiklerini savundu.
Maraşlı, Mustafa İlhan Tuncay’ın alacakları ile ilgili konuştuklarını, yemek yedikten sonra kendisinin oradan ayrıldığını, daha sonra Mustafa İlhan Tuncay’ın kendisini arayarak, alacakları ile ilgili ne düşündüğünü kendisine sorduğunu, kendisinin ise “zamanla göreceğiz” dediğini iddia etti.
Sonrasında ise Ahmet Aybak ve Mustafa İlhan Tuncay’ın ne yaptığı konusunda hiçbir bilgisi olmadığını ileri sürdü.
Adli Patoloji uzmanı dinlendi
Maraşlı’nın yeminsiz beyanlarından sonra avukat Yunsal İlhan, Adana Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Bölümü, Adli Tıp Bilim Dalında görevli Uzman Patolog Mete Korkut Gürmen’i şahadet vermek üzere tanık kürsüsüne çağırdı.
Savunma avukatı tarafından kendisine gönderilen belgeler ışığında bir değerlendirme yaparak rapor hazırladığını belirten Gürmen, hazırladığı raporu mahkemeye emare olarak sundu.
“Raporda eksik taraflar var…”
Maktulün olay yerine götürüldüğü iddia edilen sanık 1 İbrahim Maraşlı’ya ait araçta, maktule ait parmak izi, kıl ve DNA gibi araştırmaların yapılmadığını gözlemlediğini aktaran Gürmen, bunun tahkikat açısından büyük bir eksiklik olduğunu savundu.
Özellikle metomil zehirlenmesi sırasında maktulün araç içerisinde olması halinde araçta salya veya terleme yolu ile DNA bırakacağını, bununla birlikte mutlaka parmak izi bırakacağını anlatan Gürmen, bu bağlamda araçta inceleme yapılmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Kişinin zehirlenmesi lavra gelmesine engel teşkil etmez
Avukat Yunsal İlhan’ın sorusu üzerine, Gürmen, zehirlenerek ölmüş olan ceset üzerine de lavranın geldiğini söyledi.
Maktulden göz içi sıvısı alınmadığına da dikkat çeken Gürmen, en azından maktulden göziçi sıvısı almak için deneme yapılması gerektiğini belirtti ve bunun da bir eksiklik olduğunu ifade etti. Otopsi fotoğraflarına da değinen Gürmen, fotoğrafların profesyonel bir otopsi fotoğrafından çok basit bir olay yeri fotoğraflarını andırdığını ileri sürdü. Gürmen ayrıca objektif olarak bir bulgu bulunmadan kesin ölüm nedeninin açıklanamayacağını belirterek, metomil bulunmayan bir olayda bilimsel olarak maktulün metomilden öldüğünün objektif olarak açıklanamayacağını savundu.
Kadri: Zorlamalı ölüm yönünde net bulgu yok
Sanık 2 Mustafa İlhan Tuncay’ın avukatı Emre Kadri ise tanık Gürmen’e yönelik olarak, metomile bağlı bir ölüm gerçekleştiği yönünde objektif bir açıklama yapılamayacağı gibi, Aybak’ın ölümünün zorlamalı ölüm olduğu yönünde de objektif bir açıklamanın yapılamayacağını iddia etti.
İldeniz: Eksik bilgilendirilerek bir rapor hazırladınız
Savunmanın tanığını sıkı bir şekilde istintak eden kıdemli Savcı Mustafa İldeniz ise tanığın savunma avukatı tarafından eksik bilgilendirildiğini ve mahkeme önündeki delil ile tüm materyallerin tanığa ulaştırılmadığını ve tanığın da eksik bilgiler ile rapor hazırlandığını iddia etti.
Tanığın cesedin çukurdan çıkarılma anlarını içeren kamera kaydı görüntülerini izlemediğini belirten İldeniz, tanığın konu görüntüleri izlemesi halinde ceset üzerinde kurtçuk ve lavra bulunmadığını gözlemleyeceğini iddia etti.
Cesette lavra olmaması zehirlenmenin kesin kanıtıdır
Tanığın zehirlenen ceset üzerinde de lavra görülmesi gerektiği yönündeki şahadetin de mesnetsiz olduğunu iddia eden İldeniz, ceset üzerinde lavra görülmemesinin zehirlenmenin kesin bir kanıtı olduğunun göstergesi olduğunu iddia etti.
Gürmen ise bu soruya bilimsel olarak toprak yüzeyi ile cesedin temas etmesi yada böcek, kurtçuk ve lavraların cesede ulaşabileceği bir alan olması halinde kesinlikle cesette böcek, kurtçuk ve lavra görülmesi gerektiğini söyledi.
Taraflı şahadet veriyorsunuz
Göziçi sıvısının da ilk 24 veya 48 saat içerisinde alınabileceğini, bunun da adli tıp uzmanı tarafından teyit edildiğini anımsatan İldeniz, 25 günlük bir cesetten göz içi sıvısı alınmasının mümkün olamayacağını ileri sürerek, tanığın bariz bir şekilde taraflı şahadet verdiğini iddia etti.
Mesai saatinin dolması nedeni ile Gazimağusa Ağır Ceza Mahkeme Heyeti Başkanı Kıdemli Yargıç Düriye Elkıran davayı duruşmaya devam edilmek üzere bugüne ertelediğini açıkladı. Savunma avukatı Yunsak İlhan bugünkü duruşmada uzman tanıklar dinletmeye devam edecek.
Güncelleme Tarihi: 16 Haziran 2016, 10:20