Tüm Müslüman aleminin kurban bayramı mübarek olsun.
Bu satırları genellikle cumartesi günleri şimdiki saatlerde yazar ve gazetemize gönderirim.
Bayramın ilk günü olması vesilesiyle; maneviyatın zirve yaptığı, aile bağlarının son derece ehemmiyet kazandığı, toplumsal bir umut, umut, sevinç ve kenetlenme unsurudur bayramlar.
Diyalog gazetemiz " Herkes Üzgün" çıktığı sür manşette, Mağusa, Girne Esnaflarından sonra, Lefkoşa Esnafı da bayram satışlarından umduğunu bulamadığını yazdı. Geçim derdi insanlarımızın alış veriş yapmasına engel olan en büyük faktör olarak karşımıza çıktı. Mutfakta bu kadar yangın var iken, nasıl alış veriş yapacaktı ki bu güzel toplum? .
Güzel saf toplumumuza ağır gelen günlük travmalar
Maslov " Hierarchy of Needs " adlı dünyaya damga vuran ihtiyaçlar hiyerarşi teori piramidinde o kadar basitçe anlatmış ki her seyi ! 1943 yılında Abraham Maslow teorisine göre bir insanın ihtiyaçlar psikolojisi piramidin en altından en yukarıya doğru ihtiyaçlar sıralanmış. Bu teori nerede ise üniversitelerin tüm fakültelerindeki bölüm derslerinde öğretilen bir konu.
Piramidin en altına fizyolojik ihtiyaçları koymuş yani en temel ihtiyaçlar. Diyeceksiniz ki " İsmet Hocam nedir bu bayram günü, Maslow, teori, piramit vs. "
Psikolojik İhtiyaçlar piramidi Kuzey Kıbrıs için yazılmış sanki
Tam da Diyalog gazetemizin manşetinde olduğu gibi, Maslow teorisi bire bir, yüzde yüz uyumlu. Nasıl mı?
Piramidin en altında göreceğiniz gibi Fizyolojik ihtiyaçlar, yani bir insanı fiziksel olarak insan yapan en temel ihtiyaçlar belirtilmiş. " Nefes alma, yemek, su, boşaltım, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma " insanı insan yapan en temel ihtiyaçlar.
İhtiyaçlar tamamlandıkça, yani yukarı doğru bir çıkış olduğu anda piramide göre " Güvenlik, Sevgi, Ait olma , saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları basamak basamak yukarıya doğru gidiyor
İnsanımız fiziksel ihtiyaçlarını karşılayamadığı müddetçe daha doğrusu doyuramadığı süre zarfında aklına alış veriş, daha güzel ayakkabı, elbise , ev ihtiyacı gibi gereksinimlerini karşılayacak maddi gücü kendinde bulamıyor aklına bile gelmiyor. İşte cumartesi gün manşetimizin neden veya nedenlerini açıklayan ana sebep. Çok enteresan, ana sayfanın alt başlıklarında, piramidin ikinci safhası ile ilgili olan yani " Güvenlik" ile ilgili haberler vardı. " Beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliğini ilgilendiren bu haberler yine Maslow teorisini doğrular yönde idi. Soygun, uyuşturucu, haneye tecavüz, trafik kazaları, aman Allah'ım her şey sanki Maslowu doğrular yönde idi.
Gittikçe siyasete ve ekonomiye olan güven karaya oturuyor .
Gün geçmiyor ki insanca yaşama hakkını en fazla hak eden bu güzel toplum siyaseten ve ekonomik anlamda bir darbe yemesin. İhalesiz elektrik alımı , bu çağda karanlık elektriksiz günler , istifalar, görevden almalar ,yeni atamalar , asgari ücret komisyonları , ücret belirleme ,belirleyememe siyaseten birbirini yiyenler , farklı partilerden değil , ayni parti içerisinde Bizans oyunları , haksız kazanç , fakirleşen toplumumuz , ümidini ,umudunu kaybetmenin eşiğine gelen Kıbrıs Türk Halkı .. Böyle bir psikoloji altında bayram kutlamak nasıl olur ki?
Oysa sevgiyi, umudu, paylaşmaktı Bayramlar.
Küskünlerin barıştığı, kardeşlik, dostluk
tohumlarının atıldığı zamanlardı bayramlar.
Zaten ataların elini öpmek ve hayır dualarını almak, yerini tatil planlarına bırakır oldu. Müslüman aleminin bu güzel manevî mirası, yerini farklı bir bayram formatı anlayışına bıraktı.
Uzun lafın kısası, otellerin yüzde yüze yakın dolacağı, dünyanın dört bir yanından deniz ve kara limanlarımıza gemilerin, uçakların geleceği, istihdam açıklarının olmadığı, insanımızın bu güzel ülkeden göç etme kararı almadığı, ekonomik olarak ticaretin, eğitim adası olmanın gururunda güçlü bir marka olan Kuzey Kıbrıs Hayal ediyorum.
İşte gerçek bayram veya bayramlar o zaman.
Turizm Hayattır.
Çok teşekkür ederim..çok olumlu ve positif bir yazı.. Hayırlı bayramlar