Kıbrıs Türk kültürünü tanıtmayı, korumayı ve yaşatarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan Emine Sütçü, İskele’deki babasında kalan binayı kültür evine dönüştürdü.
Kıbrıs kültürüne ait eski ve değerli nesneleri bünyesinde bulunduran Kültür Evi’nde, ilginç ve çok değerli eserler dikkat çekiyor.
Müze haline getirilen ve ziyarete açık olan mekanda, 2. Dünya Savaşı’na katılan Ali Rıza Efendi’nin Süveyş Kanalı’nda savaş sırasında kullandığı bisikleti, Kıbrıs Türkünün lideri Dr. Fazıl Küçük’ün eşi Süheyla Küçük’ün 1960 yılında giydiği elbisesi ve eski Rum Liderlerinden Glafkos Klerides’in Kıbrıs görüşmelerinde kullandığı Parker marka kalemi ve bir şemsiyesi sergileniyor.
Osmana Kültür Evini kurmak için büyük uğraş veren Emine Sütçü, Diyalog’un sorularını yanıtladı:
Soru: Burayı “Kültür Evi” haline getirme fikri nasıl oluştu. Mekan hakkında biraz bilgi verir misiniz, burası daha önce nasıl bir yerdi?
Sütcü: Stratejik konumu ve doğal zenginliği ile çağlar boyunca tarihin her döneminde çalkantılara sahne olan Kıbrıs Adasında, günümüze kadar yaşanan kendine özgü tarihi ve kültürel değerlerini, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacı ile gözle görülmeyen, elle tutulmayan değerler bütünü olan kültürümüzü tanıtmayı, korumayı ve yaşatarak gelecek nesillere aktarmayı görev bilerek yola çıktık. Çocukluğumuzun geçtiği bu evde yaşayan anne ve babamızla dolu anılarımızın değerinin de farkında olarak, tarihimizi geçmişimizi ve kültürümüzü asla unutmadan, birçoğu aile yadigarı olan bu zengin mirası ve birikimlerimizi gün ışığına çıkarıp, babamın adını da yaşatma düşüncesi ile Osman Ağa Kültür Evi’nde paylaşıma açma fikri oluştu ve çok kısa bir süre içinde hemen daha önce kolonlar üstünde olan evimizin altını kapatıp müze haline getirdik.
“Kültürünüze ait bir yer yaratmak çok zor”
Soru:Fikrinizi hayata geçirmek kolay oldu mu, karşınıza nasıl zorluklar çıktı, size ne tür destek verildi?
Sütçü:Kendi kültürünüze ait bir yer yaratmak aslında artık çok zor. Eski ve değerli eşyalar bulmak o kadar kolay olmuyor. Kültür Evi, restorant inşaatı yaklaşık 2 yıl sürdü. Bizzat kendim ve oğlum Osman ile birlikte bu inşaatta tam 2 yıl boyunca yazın en sıcak günlerinde ve kışın en soğuk günlerinde aralıksız büyük bir heyecanla çalıştık. Örneğin Kıbrıs’ta geçmiş tarihte evlerin çatılarında kullanılan kiremitleri toplamamız da zaman aldı.Yaklaşık 6000 eski kiremit satın aldım. Kültür Evi kısmındaki bina 1970’li yıllara ait olduğu için orada çok fazla değişiklik yapamadık. Ancak restorant, mutfak ve bahçe düzenlemesini daha otantik, taş ve ahşap çalışmalarıyla zenginleştirme şansımız oldu. İnşaat süresince, bahçede mevcut olan zeytin, nar, incir ağaçlarına ilaveten Kıbrıs’a özgü bitki ve ağaçlar ekmeye devam ettik. Örneğin kına çiçeği, alev ağacı, gecetüten, mersin ağacı, gınnap ağacı, erik, elma, dut ve muz ağaçlarını ektik. Hepsi inşaat bitene kadar kocaman ağaç oldu. Bu arada Kıbrıs’ın meşhur feslikan ve nanesini de bol bol ekip, restorantta kullanacağımız sebzeler için de kücük çapta bir bahçe yarattık.Tabii biz inşaatın büyük bir kısmını tamamlamıştık ki, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği, KKTC Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı ile Çukurova Kalkınma Ajansı'nın işbirliğinde KKTC'deki turistik tesis işletmecileri ile küçük ölçekli işletmelere yönelik destek programı açıldı. Projemizle başvurduk ve destek almak için hak kazandık. Osman Ağa Kültür Evi ve restorantı, Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı Mali Destek Programı kapsamında sağlanan mali destek ile projesini tamamlamış ve bugün yaklaşık bir yıldır hizmet vermektedir.
“Yeni neslin tarih bilincini uyandırmak hepimizin görevi”
Soru: Bu mekanı “Kültür Evi”ne dönüştürerek neyi hedeflediniz?
Sütçü: Kültür en değerli mirastır. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmak; bizi biz yapan değerleri gelecek nesillere aktarmak ve yeni neslin tarih ve kültür bilincini uyandırmak hepimizin görevidir diye düşündüm ve bu düşünceme karşılık hayalini kurduğum projemi gerçekleştirerek işe koyuldum.
Soru: Kültür Evi’nin içini dolaştığımızda, adeta canlı bir Kıbrıs tarihine tanık oluyoruz, çok farklı dönemlerden objeler var, belli başlıları hakkında bilgi verirmisiniz.
Sütçü: Evet, Kıbrıs, aslında hem tarihiyle hem kültürüyle özdeşleşmiş öğelerin bütünüdür. Taşı, toprağı, üzerinde yaşayan medeniyetlerin verdiği şekil ve insanların kattığı değerleriyle, Akdeniz’de sürekli çatışmaların yaşandığı bir konumda olmuştur. Tarihi öğeler, geçmiş yıllarda insanların günlük yaşantılarında kullanılan ama günümüzde artık kullanılmayan eşyaların gelecek nesillere aktarılması esas hedefimizdi. Kültür Evi projemiz çevre insanımızın da dikkatini çekmiş ve kişişel eşyalarını da kültür evine bağışlayan birçok insanımızın hatıralarına da yer vermeye başlamıştır. Örneğin 2. Dünya harbine katılan Ali Rıza Efendi’nin Süveyş Kanalı’nda savaş sırasında kullandığı bisikleti ailesi tarafından Osman Ağa Kültür Evine bağışlandı. Kültür Evi’nin en değerli eşyaları arasında Liderimiz Dr Fazıl Küçük’ün eşi Süheyla Küçük Hanım’ın 1960 yılında giydiği elbisesi ve yine Betvole geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Kıbrıs Rum Liderlerinden Glafkos Klerides’in Kıbrıs görüşmelerinde kullandığı Parker marka kalemi ve bir şemsiyesi bulunmaktadır. Bunun yanında çok değerli öğretmen ve müfettişlerden Kemal Yücel hocamızın kıyafeti, Kıbrıs folklor kıyafetleri yanında daha birçok değerli eşya ve kütüphane bulunmaktadır.
İngiliz döneminden kalma pasaport
Soru:Bir pasaport dikkatimi çekti, İngiliz sömürge idaresi döneminde alınan bir pasaport, üzerinde “Müslüman Türk” yazıyor, o yılları düşündüğümüzde, “Kıbrıs’ta Türk yoktu, müslüman vardı” iddialarına karşı sanırım belgeli güzel bir yanıt olsa gerek. Bu açıdan baktığınızda, bu pasaportun günümüzdeki önemine ilişkin ne dersiniz.
Sütçü:Kesinlikle haklısınız. Bunun gibi o döneme ve Kıbrıs’ta yaşayan Türklere ait tüm pasaportlarda “Müslüman Türk” yazıyor. Bu da günümüzde değiştirilmeye çalışılan Kıbrıs Türk kimliği için tarihi bir kanıt. Tarihi bir belgedir.
Soru:İkinci dünya savaşını görmüş bir bisiklet, gerçek paralar, daha nice değerli parçalar, tüm bunların güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz?
Sütçü:Kültür Evimiz güvenlik kamera sistemi ile korunuyor. Aynı zamanda kameralar uzaktan takip sistemi ile izlenebiliyor. Bir de yerimiz İskele Polis Genel Müdürlüğü’nün hemen yanı. Güvenliği yüksek bir bölge.
Klerides’den özel hatıra
Soru:Eski Rum lider Klerides’in bir kalemi var. Kalemin buraya geliş hikayesi nedir?
Sütçü: Klerides’le 2011 yılında hazırlayacağım bir belgesel program için röportaj yapmıştım. O zaman Kültür Evi henüz proje aşamasında idi. Ama projemi kendisine anlatmıştım ve O’nun da kültür evine bağışlayacağı tarihi bir eşya olursa sevinirim demiştim. Oradan ayrılırken bana bir şemsiye hediye etmişti. Daha sonra da ortak dostumuz olan Mr.Andreas ile bana tarihi değeri olan Parker marka özel bir kalemini gönderdi. Kalemin buraya geliş hikayesi böyle.
Soru:Kültür Evi’ni geliştirme planınız, fikriniz varmı?
Sütçü: Kesinlikle var. Kültür Evinde hem sergilenen eşyaları zenginleştirmek, hem de bahçe içinde Kıbrıs kültürünü yansıtacak ilave yatırımlarla daha da cazip bir hale getirmek istiyorum.
Soru: Kültür Evi’ne adını veren Osman Ağa kimdir, hakkında bilgi verir misiniz?
Sütçü: Osman Ağa aslında babam Osman Civisilli. Osman Ağa Kültür Evi; 1927 yılında Kıbrıs'ın Larnaka Kazasının Civisil köyünde doğan, Mustafa Osman Ağa'nın oğlu olan ve 1959-1974 yılları arasında 15 yıl Civisil Köyü muhtarı olarak hizmet veren ve aynı zamanda Kıbrıs Türk Toplumunun mücadele yıllarında köy komutanı olarak görev yapan Osman, bölgenin ileri gelenlerindendi. Ailesinde beş nesil boyunca hep Mustafa Osman Ağa ve Osman Mustafa Ağa isimlerinin geleneği bozulmamış. Ancak kendisine soyadı verileceği zaman hangi Osman Efendi diye sorduklarında Civisilli Osman Bey dedikleri için soyadını Civisilli almıştı. İskele'de 30 yılı aşkın süre yaşadığı evi, yaklaşık iki yıl devam eden restorasyon çalışmaları ile yeniden düzenlenerek, Kıbrıs Türk Kültürü ve tarihinin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılarak, unutulmaması amacıyle benim tarafımdan (kızı Emine Sütcü) projelendirilerek hizmete açılmıştır.
Babam Osman Civisilli ve annem Sultan Civisilli 1974 Barış Harekatı sonrası, Larnaka kazasının Civisil köyünden göç ederek bu eve yerleşip, 30 yıldan fazla bu evde yaşadılar. Onların ve bizlerin de çocukluk anılarıyla dolu olan bu evin ve bahçenin manevi değeri bizler için cok önemli. Anne ve babamızın ve onların atalarının günümüze kadar bizler icin saklayıp koruduğu değerleri bizler de gelecek nesillere aktarmak amacıyla Osman Ağa Kültür Evi’ni geliştirmeye ve yaşatmaya devam edeceğiz..
Aynı zamanda Kültür Evi, Kıbrıs Türk tarihi ve kültürü arşivlerini, fotoğraf ve belgelerini kütüphane ve elektronik ortamda araştırma ve paylaşıma açan bir kuruluştur.
Osman Ağa Kültür Evi,Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği tarafından finanse edilen Turizm,Çevre ve Kültür Bakanlığı tarafından yürütülen 2012 Turizm Potansiyelini Geliştirilmesi Mali Destek Programı kapsamında desteklenmiştir. Bu vesile ile Osman Ağa Kültür Evi`nin oluşumuna destek veren katkı koyan herkese, kütüphanemize kitap desteği yapan Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversitesi`ne de sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.
Bahçede organik sebzeler
Soru: Yan tarafta bir de restorantınız var, işletmeyi siz mi yapıyorsunuz?
Sütçü: Kıbrıs Türk Mutfağının en güzel lezzetlerini, özellikle kebap çeşitlerive fırın kebabı başta olmak üzere, geleneksel Kıbrıs yemeklerini hem bölge halkına hem de ülkemizi ziyaret eden turistlere, kültürümüze uygun olarak sunmak amacıyla hizmete açılmıştır. Zeytin ağaçları ve kendi yetiştirdiğimiz organik sebzelerin olduğu bahçe icerisinde olan restorant hem bölge halkı hem de yabancılar tarafından hayli ilgi görüyor. Ayrıca Osman Ağa Kültür Evi Restorantı’na ait yemeklerin pişirildiği mutfağa annemiz Sultan Civisilli’nin anısını yaşatmak üzere “Sultan Mutfağı” adı verilmiştir. Restorantımıza gelen turistlere ülkemiz kültürünü tanıtmak amacıyla Kıbrıs müzikleri ve folklor gösterileri de sunmaktayız. Restorant kısmı Osman Civisilli’nin torunu ve benim oğlum olan Osman Sütcü tarafından yönetilmektedir. Osman, Doğu Akdeniz Üniversitesi Turizm Bölümü’nden mezun olup askerliğini yaptıktan sonra bu projenin gerçekleştirilmesi icin her adımda çalıştı. Tabii ki biz anneler çocuklarımıza her zaman destek olmak için çırpınıyoruz. Osman’a elimden geldiğince destek olmaya, tecrübelerimi aktaraya çalışıyorum.
Kültür en değerli mirastır. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmak; bizi biz yapan değerleri gelecek nesillere aktarmak ve yeni neslin tarih ve kültür bilincini uyandırmak hepimizin görevidir
Kültür Evi’ne girişte ücret almıyoruz. Kültür Evi’nin daha da zenginleşmesi açısından tarihi veya kültürel değeri olan herhangi bir eşyayı bağışlamak isteyenler olursa elbette sevinerek isimleri ve hikayeleriyle birlikte sergilemeken de gurur duyarız.
Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2014, 03:26