Melis GÜNEL
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere masasındaki tezin federasyon olduğunu, konuşulan diğer seçeneklerin bugünkü koşullarda mümkün görünmediğini bildirdi.
Çözümün Kıbrıs Türk halkının önünü açacağına inandığını vurgulayan Erhürman, seçim sonrasında yapılması öngörülen konferansa atıf yaparak “5’li konferansta da masada federasyonun olduğu herkesin malumudur” dedi.
Diyalog TV 2020’de Cemre Akar’ın hazırlayıp sunduğu ‘360 Derece Özel’ programın konuk olan Erhürman; Vehbi Zeki Serter, Tülin Hikmet ve Tolga Atun isimli gençlerin sorularını yanıtladı.

Gençler sordu, Erhürman yanıtladı

 ‘Cumhurbaşkanı’ terimi size ne ifade ediyor? 
Erhürman: Cumhurbaşkanı halkın başkanı olan kişidir, dolayısı ile bana hep liderliği çağrıştırır. Ama hep şu ayrımı yaparım; liderden ziyade liderliktir. Benim için önemli olan da budur. İşin sıfat tarafı değil de fiil tarafı önemlidir. Halkı bir bütün olarak kucaklaması gereken bir makamdan bahsediyoruz. Halkı bölen veya parçalayan, ayrıştıran bir makam olması mümkün değildi. Cumhurbaşkanı anayasal yetkilerini elbette ki kullanır ama anayasal yetkiler dışında çok net başka bir görev tanımı daha vardır. Hem içeride hem dışarıda liderlik etmek, halkın bütününü korumak, kucaklamak ve ileriye taşımak en önemli görevidir. 

 “Cumhurbaşkanlığı partiler üstü bir konumdur” dediniz. Burada Cumhuriyetçi Türk Partisi adayı olarak mı bulunmaktasınız? Yoksa halkın adayı olarak mı?
Erhürman: “Partili aday mı? Partisiz aday mı?” tartışmalarını değerlendirmek gerekirse, partiler aday gösterirken şu düşünce ile aday göstermelidir; (ve gösterir zaten) düşünce ben bu kişinin Cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyorum. Parti olarak bu yüzden aday olarak gösteriliyorum. Çünkü Cumhurbaşkanı olması beklenen kişi zaten tarafsız olacaktır. Dolayısı ile partili partisiz tartışması çok anlamlı değil. 

Dünyada yaşanan Corona pandemisi kapsamında, sizce seçimin 11 Ekim’de yapılma kararı doğru mudur? Erteleme gerekir mi? Seçime katılımın az olması durumunda ne gibi tartışmalar ortaya çıkar?
Erhürman: Seçimin daha fazla ertelenmesi gerekir mi sorusunu çok daha önceden düşünmemiz gerekirdi. Altı aylık süreyi öngördüğümüz zamanlarda bir takım bilimsel tahminler üzerinden hareket ettik. Şuanda her şey seçimlere yönelik yapılıyor ve düşünülüyor. Eğer bu süre daha uzun olsaydı Cumhurbaşkanlığı seçimleri düşünülerek yapılmaya devam edecekti. İçinden geçtiğimiz süreç bize bunu gösterdi. Öyle bir noktaya geldik ki bir an önce olup bitmesi düşüncesi bende de hakim. Ayrıca gerekli önlemler alınırsa sandıkta oy kullanma, marketten alışveriş yapmaktan daha güvenlidir.

Halkın duyduğu umutsuzluk, seçime katılım oranını nasıl etkiler?
Erhürman: Halk siyasete olan önemini yitirdi mi? sorusunun cevabı evettir. Aynı şekilde siyasetçiye olan güven de azaldı. Dolayısıyla halktaki güvensizlik seçime katılımı aşağılara çekiyor… Ama bilelim ki siyasette siyasetçi de halkın içinden çıkıyor. Ona göre tercihimizi yapmamız son derece önemlidir diye düşünmekteyim. 

Cumhurbaşkanı seçilmeniz halinde ilk 100 günde ne gibi vaatleri yerine getirmeyi öngörmektesiniz?
Erhürman: İlk başlatılması beklenen bütün dünyada bir diplomasi seferliğidir. Hem Crans Montana’nın, hem Doğu Akdeniz’deki pozisyonumuzun hem de hidrokarbon konusundaki hak sahipliğimizin ulusları arenada anlatılması gerekmektedir. İkinci olarak Maraş açılımı konusu, uluslararası hukuka uygun olarak derhal başlaması için gerekli adımların atılması gerekir. Bu arada müzakere masasına da oturacaksak 5’li konferansın ardından, Sayın Guterres’in söylediğini söylüyoruz, sonuç odaklı ve ucu açık olmayan bir müzakereye başlarız. Hemen aynı dönemde Doğrudan Ticaret Tüzüğü ve Yeşil Hat Tüzüğü konusunda AB ile derhal temasa gireceğiz. Sporcularımızın uluslararası alana açılması konusundaki çalışmalarda yapılacak.

Kıbrıs sorunu Doğu Akdeniz’deki gerilimin gölgesinde kalacak gibi görülüyor… Dolayısı ile siz toplumsal uzlaşının mı yoksa federasyonun mu adayısınız? 

Erhürman: Masada onlarca yıldır federasyon konuşuluyor. Federasyonun orijinalde bir Türk tezi olduğunu söyleyerek, 5’li konferanstan bahsediyorsak, o masada da federasyonun olduğu herkesin malumudur. Sayın Denktaş da, Sayın Talat da, Sayın Eroğlu da, Sayın Akıncı da o masada federasyonu görüştüler. Federasyon dışındaki diğer seçenekler şu anki konjonktürde bana mümkün gelmiyor.

Gaz ve Kıbrıs sorununu iki farklı masa üstünde değişik müzakere ekipleri tarafından devam ettirilmesiyle ilgili görüşünüz nedir? Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bu konuda izlediği politikayı doğru buluyor musunuz?

Erhürman: Kıbrıs sorunu çözülse de çözülmese de, gaz konusunda biz hak sahibiyiz. Tercihim bu kaynaklardan barışçı ve verimli bir şeklide iki toplumunda ortak faydalanmasıdır. Çözüm masası kurulmadı demek, benim o haklarım görmezden gelinebilir demek değildir. Çözüm masası kurulamasa bile en azından iki toplumlu bir komitenin kurulması gerekir. Kişisel tercihim çözüm masasında tüm bu işlerin bitmesidir.