Berlin ve Londra’daki çevrelerin, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı seçimi sonrasında, Ankara’nın “mecburiyetten” AB’ye yönelebileceğini değerlendirdiği, bunun da Kıbrıs sorununda bir “pencere açmakta olduğu” öne sürüldü.
Haftalık Kathimerini edindiği bilgilere dayandırdığı habere göre Berlin ve Londra’daki çevreler, lideri kim olursa olsun Türkiye’deki yeni hükümetin, “ekonomi ve ticaret alanlarında ‘güçlendirilmiş iş birliği çerçevesi’ beklentisiyle mecburen AB’ye yönelebileceğini, dolayısıyla AB Ankara üzerindeki nüfuzunu büyük ölçüde geri kazanacağını değerlendiriyor. Bu da, Türkiye’nin gerek “hukuk devleti ve insan hakları gibi iç meseleleri, gerek Kıbrıs sorunu, Doğu Akdeniz ve Ege’deki talepleriyle ilgili önemli sorunların halli konusunda ümit yaratıyor.”
Diğer bir deyişle yapılan değerlendirmeler Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlanması ve bu çerçevede bütün tarafların kazanacağı (win-win situation) bir iş birliği türüne dair “yeni bir ümide” atıf yapıyor. Bunun şartı da Türkiye’nin, AB’ye tam üyelik değil ama Gümrük Birliği’nin yükseltilmesine odaklanacak bir mantıkta hareket edeceği “tahmin edilen” önemli bir karşılık ve de tamamen ekonomik veya AB’nin 18 Mart 2016 tarihli Türkiye Beyanının modernize edilmesi görüntüsü önünde görüşülmesi muhtemel mülteciler konusuna yeni destek paketleriyle ilgili yeni anlaşmalar elde etmesi olarak belirtiliyor.
“Türkiye hazır görünürse Rum tarafı da o kadar hazır olmalı”
Gazete, yeni Türkiye liderliğinin AB ile yeniden yakınlaşma çerçevesinde Kıbrıs sorununu da görüşmeye hazır görünmesi halinde Rum yönetiminin de yeni bir momentumu planlanan Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına yatırım yaparak ve Kıbrıs sorunundaki görüşmelerin “uzlaşılmış BM çerçevesi içerisinde" olacağını güvence altına alarak değerlendirmeye o kadar hazır olması gerektiğini yazdı. Bu şekilde bütün bu çabanın, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın sunduğu iki ayrı devlet önerisiyle "aşılanmayacağını" ekledi.
“Uzlaşılmış çerçevenin yeniden gündeme gelmesi zor”
Habere göre, Rum tarafının istekleriyle ilgili bir muhtıra hazırlayan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis 23 Mart’ta Brüksel’de düzenlenecek Avrupa Zirvesine AB’nin üç kurumsal organının başkanı ve BM Genel Sekreteri ile görüşme ümidiyle katılacak ancak “uzlaşılmış çerçevenin” yeniden gündeme gelmesini sağlamak zor olacak.
Çünkü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Colin Stewart, iki bölgeli iki toplumlu federasyon ile ilgili görev/yetkilerinden geri çekildi. Bu nedenle “uzlaşılmış çerçeve”, Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması raporlarından yok oldu.
Hristodulidis’in belgesi
Aynı gazete, Hristodulidis’in 23 Mart’taki Avrupa Konseyi çerçevesinde görüşeceği liderlerle paylaşacağını açıkladığı belgenin içeriğini, seçim kampanyasında söylenenlerden ve kendi vardığı sonuçtan hareketle aktardı.
Habere göre belge “Avrupa düzeyinde ihtiyaç duyulan bölgede istikrar, enerji haritası ve Brüksel’in Türkiye-AB ilişkileri konusunda Ankara’dan isteklerini dikkate alarak durumun tansiyonunu düşürebilecek parametrelerle ilgilidir. Sadece, Kıbrıs sorununda prosedürün yeniden başlaması şartlarının oluşturulmasına katkı koyması için AB yönünde hareketi öngörmüyor, çıkmazın sürmesinden, durumun kötüleşmesine, hatta çıkmazın kalkmasına kadar bütün senaryolara hazırlığı içeriyor.