Halkın Partisi (HP) Milletvekili Ayşegül Baybars, bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
Halkın geçim sıkıntısı çekerken, yaşam mücadelesi verirken, hükümetin, alım gücünü koruyacak adımlar atmayıp, bu konuda bir çalışma yapmadığını savunan Ayşegül Baybars, hükümetin piyasayı ucuzlatacakları yönünde söylemlerine ters düşen bir noktada olunduğunu, yalanlarının kısa sürede ortaya çıktığını söyledi.
Kısa süre içerisinde yaşanan tüp gaz krizi ve akaryakıt kriziyle birlikte, krizin mutfağımıza yansıyacağına değinen Baybars, hükümeti, hala temel gıda ve zorunlu gıda konusundaki politikalarını ortaya koyacak bir açıklama yapmamakla suçladı.
Bu durumda, tedarikçi firmalarla da bir araya gelerek, piyasayı ucuzlatıcı adımlar atmanın kaçınılmaz olduğunu ifade eden Baybars, bunun bir güven ortamı yaratabileceğini belirtti.
Özel sektörün ve özel sektör çalışanlarının yıllardır üvey evlat muamelesi gördüğünü de aktaran Baybars, kamuya en fazla girdi sağlamasına rağmen özel sektörün hak ettiği değeri görmediğini anlattı.
Baybars, zihniyetin 13. maaşları ödemeye yönelik bir zihniyet olduğunu ifade ederek, maaş ödemenin bir hükümet meselesi olmadığını, maaşın bir hizmetin karşılığı olduğunu belirtti.
Ekonomik sıkıntı yaşayıp, kepenk kapatan birçok işletme olduğuna da işaret eden Baybars, birçok işyeri sahibinin borçları olduğunu, borçları ve alacak verecek davaları nedeniyle mahkemelere gidenlerin arttığını ifade etti.
“Toplumda travmaya neden olabilir”
Erdoğan Baybars, ekonominin daralması, işyerlerinin kapanması, işsizliğin artmasının suç oranlarının artmasına ve hatta sosyal patlamaya neden olabileceğini, bunun da bir travmaya dönebileceğini kaydetti.
Bu nedenle de hemen seçime gidilmesini olumlu karşıladığını belirten Baybars, işçi, hayvancı, çiftçi gibi tüm sektörlerinin sorunlarının değerlendirilerek, uygulamaların hemen ortaya konulacağı siyasi irade gerektiğine dikkat çekti.
Baybars, seçim sonrasında hükümetin en önemli gündeminin ekonomi olacağını aktararak, komiteler kurulması için zaman kaybedilemeyeceğini, paydaşlarla birlikte, ekonominin önünün açılacağı kısa, orta, uzun vadeli uygulamalara gidilmesinin şart olduğuna değindi.