ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin’in bugün Ada’ya gelmesiyle Maraş’ın kapalı bölgesi konusunun yeniden perde önüne geleceği, Amerikalıların, uzmanların kapalı bölgeye girmelerine sıcak baktıkları ancak kentin şimdi iadesinin söz konusu olmadığı bildirildi.
Fileleftheros gazetesi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un da görüşeceği Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun önüne Güven Yaratıcı Önlemler’i, özellikle de Maraş’ı koymayı üstlendiğini belirterek özetle şunları yazdı:
“İyi bilgili bir kaynağın gazetemize söylediğine göre inisiyatiflerin dizginlerini ele alan Amerikalılar Mağusa konusundan söz ettiklerinde uzmanların, -finanse etmeyi de önerdikleri- teknik ekonomik inceleme yapmak üzere kapalı kente girmelerini kastediyorlar. Ada’ya bugün gelecek olan ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Eric Rubin’in temas gündeminin ilk sıralarında bu konu olacak.
Washington uzmanların binaların ve kamu alanlarının bugünkü durumu hakkında genel bir değerlendirme yapmak ve rapor oluşturmak için kapalı bölgeye BM kisvesi altında girebileceklerini savunuyor. İlk aşamada kapalı kente şehircilik uzmanları, mimarlar ve genel olarak kent ve bölgelerin yeniden imarında uzman kişilerin girebileceğini düşünüyorlar.”
ABD için Maraş bir araç”
Amerikalıların kapalı kentin derhal iadesini kastetmediklerini belireten gazete, ABD Mağusa konusunu gerek ilerlemeyen prosedürde dinamik yaratmak, gerekse bir planı yeni bir referandumda benimsemesini kolaylaştırmak için Kıbrıs Rum tarafında olumlu ortam işlemek için araç olarak kullanmak istediğini kaydetti.
Gazete şöyle devam eti:
“Kısacası anlaşmanın, şu anda incelenmekte olan gibi, Mağusa kentinin yüzde 16’sını oluşturan bölgenin açılmasına göndermede bulunan etkileyici bir hareketle kabul edilmesine yatırım yapıyorlar. Yaratılacak dinamiğin toprak konusunda yapılacak bir hareketten daha büyük olacağını düşünüyorlar.
Bu planlamalardaki ölçünün, ‘prosedüre dinamik katmak için yaratılacak izlenim ve hareket olduğu aşikardır. Kısacası, uzmanlar bölgeye girsin, çalışma başlasın ama iade konusu nihai anlaşmanın bir parçası kalmaya devam etsin.
Şu anda bir inceleme başlaması mantığını Özdil Nami de tartışıyor görünüyor. Nami iade konusunun nihai anlaşma kapsamında olduğunun altını çiziyor.
Güney Lefkoşa da kapalı kentin yüzde 16’sına tekabül eden kapalı bölgenin şimdiden açılması ile Kıbrıs sorununun çözümü için perspektif ve dinamik yaratılabileceğini düşünüyor.
Farklı yaklaşımlardan bağımsız olarak, Mağusa meselesinin zorlukların aşılması ve prosedürde çıkmazdan kaçınılmasının ana vasıtası olacağı aşikardır.
Bu arada edindiğimiz bilgilere göre Kıbrıs Türk tarafı müzakerelerde, Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası örgütlerde müşterek temsiliyet konusunu gündeme getirdi. Avrupa Birliği böyle bir şeye izin vermese bile Türk tarafı bu talebi ortaya koyarak, talep ettiği çözüm şekliyle ilgili bir mesaj veriyor. Dönüşümlü başkanlıkta da ısrar ediyor.”