banner564

Kasulidis ‘Hayır’cıları uyardı

Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis “Kıbrıs sorununu Akıncı ile çözemezsek, hiç kimseyle çözemeyiz” dedi

Kasulidis ‘Hayır’cıları uyardı
banner598
    Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis, Kıbrıs sorununda bütün başlıkların birkaç ay sürecek bir al-ver sürecinde kapanacağını söyledi. Kasulidis, ayrıca “hayır” yanlısı Rumları “Akıncı ile çözmezsek, kimseyle çözmeyiz” sözleriyle uyardı.
   New York’ta bulunan ve Fileleftheros gazetesinin sorularını yanıylatan Kasulidis’in açıklamaları, Güney Kıbrıs’ta geniş yankı uyandırdı.
   Masada görüşülen bütün konularda ilerleme kaydedildiğini ve hiçbirinin eskiden olduğu gibi iki tarafı ayıran uç konumda kalmadığını belirten Kasulidis, bütün konuların uçtan merkeze taşındığını vurguladı. Kasulidis,  “Kapanmadılar. Ancak bütün başlıklarda merkeze doğru bir yer değiştirme var. Ne zaman kapanacaklar? Bana göre hepsi birlikte kapanacak” dedi.
   “Bir al-ver prosedürünü mü kastediyorsunuz?” yönündeki soruya “Kesinlikle” yanıtı veren Kasulidis, “Bu tehlike barındırmıyor mu?” sorusuna “Ne tehlikesi?” sorusuyla cevap verdi.
Kasulidis, gazetecinin “bir al-ver prosedürüne girmek demek, zaten çok taviz veren Rum tarafının ‘merkez’ dediğiniz yere varmak için daha başka tavizler vermesi anlamına gelir” şeklindeki yorumu üzerine “Evet ama bu, Kıbrıs sorununun çözümüne asla olanak tanımayacak sabit bir teoridir” dedi.
Kasulidis, “Biz tavizlerimizi verdik, şimdi Kıbrıs Türk tarafının gelip kendi tavizlerini tabağımıza koyması gerek teorisi, hiçbir yere götürmeyecek bir tutumdur” ifadesini kullandı.
    Gazetenin “Halktan, bunca yıldır vaat edilen çerçeveyle alakası olmayan bir çözümü onaylaması mı istenecek?” sorusuna karşılık Kasulidis  “Elbette biz de kendimizi aşacağız, Türk tarafı da. ‘Kırmızıçizgiler’ sübjektif terimlerdir” dedi.
   Kasulidis, “Evet her iki taraf da kendini aşmalıdır. Kıbrıs sorununa çözüm olacaksa, evet Türk tarafı, geçmişte sahip olduğu bazı tezleri aşması gerektiğini öğrenmeli. Sadece bizim tarafın tek taraflı taviz verdiğini zannetmeyelim” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin tavrı

   Kasulidis, Türkiye’nin çözüm konusunda ne yapacağına ilişkin bir bilgileri olup olmadığına ilişkin bir soruya “Türkiye, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler kendi aramızda çözüm bulmamız, Kıbrıs menşeli bir çözüm üretmemiz gerektiğinde ısrar ediyor” dedi. Kasulidis, şöyle devam etti:
   “Bunu söylüyor, her yere bunu iletiyor. Ancak söz sahibi olmak isteyeceği konu, söylediği gibi, güvenlik-garantiler konusudur. Bu konuyu daha görüşmedik. Diğerleri için, karışması söz konusu olmadığını savunsa da, Kıbrıslı Türklere hangi tezlere sahip olacaklarını dayatabileceği konusunda beni ikna edebilirsiniz.”
   Kasulidis, “Akıncı’nın müzakereler sırasında, başta kabul ettiği bazı konularda daha sonra caydığı” iddiası üzerine, “Uzlaşılanlardan bazı caymalar var” dedi. Kasulidis, şöyle devam etti:
   “Türk müdahaleleri üzerine bunların olduğu yorumu yapılabilir ancak emin olamayız. Kıbrıs Türk toplumu içerisindeki tepkiler de neden olabilir çünkü eleştiriler başladığı anda Sayın Akıncı derhal tepki vererek ‘önlem alıyor.’ Bu bütün çaba süresince tarafların birinde de ötekinde de olacak. O taraftan da bu taraftan da bir azınlığın Kıbrıs sorununun çözüm sürecini etkilemesine müsaade edip etmeyeceğimize bağlı.”
   Yannis Kasulidis, iki lider arasında anlaşma olmadan halkın önüne bir referandum konulmayacağını söyledi. Ön referandum da olmayacağını ve bu kez bir anlaşma ürününün referanduma götürüleceğini kaydeden Kasulidis, “Her iki toplumdan da halkın onaylayamayacağı bir anlaşma olmayacağına inanıyorum. Bu sefer, daha önce hiç sahip olmadığımız bir fırsatımız var. Çözüm isteyen bir Kıbrıs Türk lideri var.  Kıbrıs sorununu Sayın Akıncı ile çözmezsek kimseyle çözmeyiz. Hoşumuza gitsin veya gitmesin bu bir gerçektir. Çok önemlidir.”

Çözülmezse kabus olur
   Gazetenin “çözülmezse sonra ne olacak?” sorusuna “Bu sefer Kıbrıs sorununu çözmezsek sonraki kabusu düşünmek bile istemiyorum” cevabını veren Kasulidis “Rusya çözüme destek veriyor ancak çıkarlarına hizmet etmezse engel koyabilir mi?” sorusuna karşılık da “Gördüğüm tek itiraz, NATO’nun garantilerde herhangi bir rol oynaması olur.  Ancak böyle bir ihtimal yok çünkü NATO’nun yetkileri bu tür rolleri kapsamaz” yanıtını verdi.
   Rum dışişleri bakanı olarak, anlaşma için sunulacak çözümün kendisini tatmin etmemesi ve Annan planından farkı olmadığını görmesi halinde görüşünü alenen ortaya koyup koymayacağı yönündeki soruyu yanıtında, “Anastasiadis’le birlikte çalıştığımız için o noktaya gelmek zorunda kalacağımı zannetmiyorum  ancak itirazım olursa, evet” dedi.

Annan Planı gibi olmaz

   Kasulidis “Kıbrıs halkına Annan planına benzer bir çözüm şekli sunulursa, reddetmesi ihtimali çok yüksektir. Dolayısıyla,  bir daha öyle bir tarihi  gelişmeyle karşılaşmak istemeyen sorumlu liderin  halkı böyle bir ikilemle karşı karşıya getirmemesi gerekir” ifadesini kullandı.
Kasulidis, şunları ekledi:
   “Halka, bu sefer evet deyin, aksi halde Kıbrıs sorununun sonu olacak denmemelidir. Yöntem vardır.  Olguları teraziye koyup Annan planından daha iyi olması için Kıbrıslı Türklerin aleyhine bizim lehimize olması gerek dememeliyiz. Temel özgürlüklerde ısrarla ve sürekli yapılan diyalog, Kıbrıslı Türklerin endişelerine de cevap verilerek tesis edilmeli. Bu istikamette hareket ediyoruz. Askerlerin çekilmesi konusunu, tekrar ediyorum, güvenlik konusunu henüz konuşmadık. Ancak bana göre, Kıbrıs’ta Türk askerinin varlığını dahi öngörürse, Kıbrıs sorununun çözümünün bir manası olmaz”
     Bütün konuların birlikte görüşüleceği al-ver sürecinin ne zaman başlayacağı sorusuna “Kesin bir ay tayin etmek istemiyorum.. Birkaç ayda yapabileceğimizi düşünüyorum” yanıtını verdi.
   Kasulidis, Rum tarafından gelen tepkileri “Rahatsız olanların, Kıbrıs sorununda herhangi bir ilerlemeden rahatsız olduğu biliniyor çünkü ilerleme istemiyorlar” şeklinde yorumladı.
   Kasulidis, şöyle devam etti:
“İki bölgeli, iki toplumlu federasyona karşı olanlar var. Ancak müzakerelerin yapılmakta olduğu zeminin, yani Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama’nın kötü bir zemin olduğunu, dolayısıyla bu zemine dayanılmasının yanlış olduğunu savunanlar da var. Eleştiri yapan bir kısım vatandaşımızın, ister iyi ister kötü olsun, müzakere masasında üretilecek hiçbir şeyi kabul etmesinin söz konusu olmadığını kabullenmek lazım.”

Güncelleme Tarihi: 05 Ekim 2015, 09:55
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474