banner564

Karar haftaya

İzcan “UBP-DP işbirliği nedeniyle CTP’nin paçaları tutuştu” diyerek, aralarında TDP’nin de bulunduğu ‘rejim karşıtları ile’ işbirliği yapacaklarını açıkladı

Karar haftaya
banner598

Züleyha KARAMAN

 

   Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri İzzet İzcan, iktidarın büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) emekçileri kandırdığını, iktidara geldiğinden bu yana, söz verdiği halde hala daha yolsuzluk yapanlardan hesap sormadığını söyledi. İzcan “CTP iki yüzlü bir siyaset izliyor” dedi.

   UBP ile DP’nin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun “orkestra şefliğinde” ittifak yapması sonrasında “CTP’nin paçalarının tutuştuğunu” savunan İzzet İzcan, “solda birlik çalışmasına katılmayan CTP’nin, TDP ile görüştüğünü, ancak herhangi bir sonuca ulaşılamadığını söyledi.

   Diyalog’un sorularını yanıtlayan İzcan, solda birlik çalışması kapsamında BKP’nin, TDP’nin de içinde olduğu “rejim karşıtları” ile gelecek hafta işbirliğini açıklayacağını ifade etti.

    İzcan, şöyle dedi:

   “BKP geçen milletvekilliği seçimlerine, çözüm ve barış isteyenlerin ve bu rejime karşı olan bütün ilerici, demokrat, yurtsever kesimlerin birlikte hareket etmesini savundu, istedi ve zorladı ancak, bir kısım partimiz buna gelmedi, kendi yollarında yürüdü. Biz de, BKP-Toplumsal Varoluş Güçleri’ni oluşturup genel seçimlere böyle katılmıştık. Ama yapmak istediğimiz çok daha geniş bir cephenin oluşmasıydı, buna o dönem bazı kesimler ‘hayır’ dedi, ama sonuç bizi haklı çıkardı. O ‘hayır’  diyenler büyük oranda başarısız oldu. Evet diyen BKP’nin destekçisi ise iki kat arttı. Meseleye sadece seçim olarak da bakmıyoruz. Meseleye, demokrasi kavgası, insan haklarının gelişmesi olarak, emeğin hakkının savunulması olarak bakarız. Ayrıca, barış çözüm, Kıbrıs sorununun çözümü meslesinde bu kesimlerin beraber hareket etmesi lazım.”

 

“Orkestra şefi Eroğlu”

   Yaklaşan yerel seçim öncesi aynı projeyi yine ortaya attıklarını ve BKP-Toplumsal Varoluş Güçleri’ni daha da geliştirmek istediklerini, TDP ve YKP’yi ziyaret ettiklerini, sendikalarla temas kurduklarını ve çalışamaların devam ettiğini belirten İzcan, CTP’nin sürekli kendini bu süreçlerin dışında tuttuğunu ve herhangi bir işbirliğine yanaşmadığını kaydetti.

   İzcan, “Ansızdan, sağ, ‘ben bu işi yapıyorum’ dediği gün, ki bunun olmaması için de elinden geleni yaptı, hükümeti bozabileceğini söyledi.  Bence bozmayacak. Sayın Cumhrubaşkanı Derviş Eroğlu’nun orkestra şefliğinde bu film oynanıyor. İşte o zaman CTP’nin paçaları tutuştu. TDP’yi ziyaret etti. Görüşme pek de olumlu geçmedi, istenilen düzeyde değil. TDP, CTP’ye, ‘bizim BKP ve diğer kesimlerle işbirliği çalışmamız var, iyi de yol aldık, solda işbirliği için çalışıyoruz’ dedi.

 

Haftaya netleşir

  Solda işbirliği için yaptıkları çalışmaların  gelecek hafta netleşeceğini bildiren İzcan, yerel seçimlerde mümkün olan en geniş iş ve güç birliğini başarmayı hedeflediklerini kaydetti. Yetkili kuruların gelecek pazartesi günü toplanacağını ifade eden İzcan, “TDP de gruba dahildir. Eğer yetkili organları son dakika olumsuz bir karar almazsa, TDP’nin de içinde olduğu bir güç birliğinden bahsediyoruz” dedi.

   Sağ partilerle değil, sol partilerle ortak yanları olduğunu, seçimler de dahil işbirliği öngördüklerini dile getiren İzzet İzcan, “Rejim karşıtlarının yapabileceği  en geniş işbirliğini hayata geçireceğiz. Bu sadece bu yerel seçimle sınırlı da değil. İşbirliğimize önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerle, olası bir referandum da dahil”  diye konuştu.

 

“İki duruş var”

   Siyasetin sağ ve sol olarak iki kutuba ayrılmasını “çok normal” olarak niteleyerek, “Siyaset de budur” diyen İzcan, şöyle devam etti:

   “Kıbrıs’ta iki duruş var, bir, statükocular, çözüm istemeyenler, demokrasiyi benimsemeyenler, buranın çağdaş bir hukuk devleti olmasını, çağdaş bir anayasa ile yönetilmesini istemeyenler, bu düzenden beslenenler. Bir de bunun karşısında demokrasi, insan hakları, barışı, özgürlüğü ve emeği öne çıkaranlar. İki eksen etrafında oluyor siyaset. Biz hep ezilenin tarafında olduk. Ortada dolaşanlar ortalığı bulandırıyor. Sağ kendi kapitalist, liberal ekonomik ilişkileri bağı, Kıbrıs sorununda kan, revan, milliyetçilik üstünden durumu irade etmeye çalıştı. Türkiye ile ilişkilerde, saygınlık, eşitlik temelinde düzgün bir ilişki isteyenler,  bir tarafdan da ‘Şükran Anavatan’ deyip, ‘sen ver ben dağıtayım, beni seç, sen beni istyorsun ben de seni istiyorum, öbürleri Rumcudur, haindir, komunisttir, satılmıştır’ diyen kesimler var”

 

“CTP ikili oynuyor”

İzzet İzcan, “Size göre, CTP bu  bu kutupda nerde oluyor?” sorusu üzerine de şu görüşü paylaştı:

   “CTP ikili oyunuyor. İki kutup arasında gidip geliyor. Ankara’nın dayattığı paketleri reddettmiyor, ‘makyaj yapıp değiştirerek kabul ediyorum’ diyor ama hiç makyaj da yapmadı, aynen uyguluyor. Özelleşmeyi, liberal ekonomiyi savunuyor, sosyal politikaları savunmuyor, ama yeri geldiğinde de ‘en  büyük sosyalistim’  diyebiliyor. ‘Emek en yüce değerdir’ klişesinin arkasına da saklanıp emekçileri ve toplumun önemli bir bölümünü yanıltmayı başarıyor.

   CTP yönetimi bu iki yüzlü siyasetinden vazgeçmelidir. Bu iki yüzlü siyasetin kendilerine ve topluma faydası yoktur. Gitti DP ile hükümet kurdu. UBP ile de kurabilirdi, ikisinin bir farkı yok. Bana göre DP’yle de UBP ile de kurması uygun değildi. Sonra, CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk UBP ile de hükümet kurabileceklerini defalarca açıkladı. Ne gariptir, UBP’nin Genel Başkanı, ‘Hayır, ben seninle hükümet kurmuyorum’ diye cevap verdi. Ne ayıptır, sol adına siyaset ürettiğini söyleyen bir partiye UBP Genel Başkanı ‘Biz sizinle kurmayız’ diyor. Eskiden bu tam tersi idi. Bu yozlaşmayı gösteriyor. Bu iki yüzlü siyasetti gösteriyor. Siyaset iki yüzlü olmaz, tabii CTP’nin tabanı temiz, dürüst, onurlu insanlarla, emekçilerle doludur.”

 

Kıbrıs konusunda yeni durumlar 

   İzcan, Kıbrıs konusunda ciddi bir süreç başladığını, daha önceki süreçlerden farklı bir süreç yaşandığını da söyledi.

   Ortdadoğu’da yaşanılan gelişmeler ve bölgededeki ciddi stratejik gelişmelerin Kıbrıs sürecini etkilediğini belirten İzcan, Kıbrıs sorunun sadece Türk-Rum arasında bir sorun olmadığını uluslararası toplumu da ilgilendirdiğini, ama milliyetçilerin yıllardır konuyu Türk-Rum kavgası olarak göstererek toplumu kandırdığı görüşünü savundu.

   ABD’nin Dışleri Bakan Yardımcısı’nın geldiğini, Türkiye, Yunanistan, BM, AB’nin devrede olduğunu ifade eden İzzet İzcan, yeni durumda Suriye ve Irak üzerinde odaklanan doğu ile batının mücadelesi olduğunu,  petrol ve doğalgaz yataklarının ve enerji kaynaklarının yeni durum oluşturduğunu kaydetti.

   Kısa süre önce ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi ile görüşmelerinde, “Bizim çıkarımız var, sizin ne çıkarınız var?” diye sorduklarıı açıklayan İzcan şöyle dedi:

   “ABD büyükelçisi bizlere  ülkesinin dış politikadaki çıkarlarından söz etti.AB ile NATO arasındaki işbirliğinin Kıbrıs sorunu nedeniyle engellendiğini, Türkiye’nin Rum tarafına, Rumların Türkiye’ye veto koyduğunu ve bunun güvenlik politkalarına zarar verdiğini söyledi. Doğalgazın taşınamsını da gündme getirdi ve bölgede istikrar istediklerini ifade etti.”

 

“Rumlar’ın burnu yere düştü”

  Süreçte diğer yeni bir durumu da “Rumların burnu yere düştü” sözleriyle dile getiren İzcan, şöyle konuştu:

   “Artık o zengin, biz fakir ve aç değiliz, o da bizim gibi fakirdir. Biz Ankara’nın paketleri ile yaşıyoruz, Rumlar da Troyka’nın paketleri ile yaşıyor. Ona da özelleştirme paketlerini dayatıyorlar bize de dayatıyorlar, onların da işsizlik oranı yüzde 18’lere çıktı 60 bini buldu, bizim de. O da anladı ki, siyasi istikrarın olmadığı bir yerde ekonomik refah olmaz. Savaş bölgelerinde ekonomik gelişme sınırlı olur ve başka ülkerin kontrolü altında olursunuz. Rumlar ‘Doğalgaz-petrol  benim münhasır ekonomik bölgemdir’ diyor ama, Barbaros Araştırma Gemisi Türk savaş gemileriyle beraber Baf, Mağusa açıklarına kadar ulaşıyor, sismik araştırmlarını yapıyor. Rumların ‘bizim alanımızdır’ dediği bölgede Türkiye ve Kuzey Kıbrıs aynı parsellerde hak idda ediyor. Yarın belki de sismik araştırma sonucu faaliyete girişecek. Bu, her şeyin tersyüz olabileceğini gösteriyor, bunlar hep yeni durumlardır. En son yeni durum da Türkiye’dedir. AKP artık iyi günlerini yaşamıyor.”

 

Toplum çözüme hazırlanmalıdır

   Kıbrıs’ta iyi bir hareketin, ekonomik, siyasi ve demokratik anlamda herkese kazanım sağlayacağını dile getiren İzcan, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğal gazı taşıyacak boru hattının Türkiye üzerinden geçmesini, Kıbrıs sorununun çözümü halinde desteklediklerini vurguladı.

   Kıbrıs Türk tarafının olası bir çözüme toplumu hazırlaması gerektiğini, bunu için uygun koşulların  da olması gerektiğini ifade eden İzzet İzcan, tüm devlet politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. İzcan, güven artırıcı önlemler, Kıbrıs sorununun çözümü çabası ve işbirliklerinin paralel gitmesi gerektini, bunun şuan olmadığını dile getirerek, “Siyasi irademiz paylaşım kavgasında, hala daha müdür müsteşar atıyor” dedi.

 

“Ya anlaşarak yapacağız, ya dayatacaklar”

   Çözümde, geçmişte yaşanılanların tekrar yaşanmaması için güvenliğe dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan İzcan, “Güvenliğe, siyasi eşitliğe dikkat edelim, insanlar arasında ayırım olmasın, anayasal yetkilerin eşit biçimde dağıtımına dikkat edelim, kimse azınlık çoğunluk durumuna düşmesin” dedi.    

   İzcan, “Türkü de Rumu da insanların kednini güvenlikte hissetmesi lazım. Çünkü insanlar çok acılar çekti. Süreçte yapıcı olmak lazım, felaket tellallığı yapmamak lazım. Ya biz bu çözümü isteyerek beraber yapacağız, ya da dayatma çözümü dayatacaklar, o noktaya geldik. Ben 1960’ının tekrarını görüyorum. Rum siyasilerle yaptığımız temaslarda, onlarında ilk defa bunu hissettiklerini gördüm. İki tarafa, bir dayatma ile karşı karşıya olduğumuzu görüyorum” diye konuştu.

 

Güncelleme Tarihi: 13 Mart 2014, 01:52
banner643
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474