Biyologlar Derneği’nin (Bio-Der) eski başkanı Hasan Sarpten, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dünya genelinde yaşanan iklim krizine dikkat çekti. Sarpten, “Hindistan’da 25 kişi sıcaklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Ekinler zarar gördü, barajlardaki sular tükenme noktasına gelirken bazı şehirlere saatlerce elektrik verilemedi” dedi.
Sarpten, “Varsın iklim krizi biz farkına varmasak da bizim bu adadaki geleceğimizi tehdit eden en önemli unsur olsun. Biz küçük siyasi krizlerimizle boğuşmaya devam edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Hindistan ve Pakistan’da son 122 yılın görüşmemiş sıcaklıklarının yaşandığı ve buna bağlı can kayıplarının olduğuna işaret eden Sarpten, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün de önemli açıklamalarının bulunduğunu aktardı.
İklim değişikliğiyle birlikte yaşanan mevsimsel sapmaların ve toz kirliliğinin de yaşantımıza etkisinin öneminin altını çizen Sarpten, “Varsın iklim krizi biz farkına varmasak da bizim bu adadaki geleceğimizi tehdit eden en önemli unsur olsun. Biz küçük siyasi krizlerimizle boğuşmaya devam edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Biyolog Hasan Sarpten’in paylaşımı şu şekilde:
“Siyasi krizlerimiz kadar iklim krizini de dert etmeliyiz!
Hindistan ve Pakistan’da son 122 yılda görülmemiş sıcaklıklar kaydedildi. Hindistan’da 25 kişi sıcaklar nedeniyle yaşamını yitirdi. Ekinler zarar gördü, barajlardaki sular tükenme noktasına gelirken bazı şehirlere saatlerce elektrik verilemedi.
Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan açıklamada ise “Hindistan ve Pakistan’daki sıcaklıklar değişen bir iklimde beklediğimizle tutarlı. Isı dalgaları daha sık ve daha yoğun, ayrıca geçmişe göre daha erken başlıyor” denildi.
Şimdi, dünya dışında bulunan adamızda ne son yılların en sert kışını geçirmiş olmamız, ne de son yılların en sıcak ve kavurucu yazını karşılamak üzere olduğumuzu düşünmeye gerek yok! Neredeyse her hafta bizi etkisi altına alan toz kirliliği de bir şeyin göstergesi değil diyebiliriz.
Varsın iklim krizi biz farkına varmasak da bizim bu adadaki geleceğimizi tehdit eden en önemli unsur olsun. Biz küçük siyasi krizlerimizle boğuşmaya devam edebiliriz.”